Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Biten Kitaplar....

Resim
Selam. Nabersiniz? Bizim bu hafta epey yoğun geçiyor.... Hatta sonraki haftalar da öyle olacak sanırım. Bu arada okumalara devam tabi. Elimde ki dört kitaptan üçünü bitirdim. Bi kaldı Proust 😬 Bunlardan biri okuma gurubu olarak okuduğumuz "ÇANLAR KİMİN ÇALIYOR/ ERNEST HEMİNGWAY"  ( Bu arada Macera Kitabım Özlem kulaklarını çınlattım. Kendisinin en sevdiği yazarlardandı 😉) Daha önce hikaye kitaplarını okumuştum. Anlatım dili biraz yavan geliyor ama bana öyle geliyor. Romanlarını da okumayı istiyordum ve bu kitap ile başlamış oldum. Aslında konusu itibari ile ara ara içim çekildi hele bir savaş sahnesi vardı ki... tabi burda yazmayayım okumayanlar için hoş olmaz. İç savaşı anlatıyor ve gazeteliğinin izlerini fazlasıyla görüyoruz. Elbet edebi tarafını tartışmak bana düşmez. Ben sadece kendi adıma hissettiklerimi yazıyorum okurken. Ve bu kitapda konu her ne kadar gerçek, acımasız ols da yazarken bazı detaylar uzamış bazıları ise geride kalmıştı...... Örneğin

Biraz Benden..biraz biten kitaplardan....

Resim
Dönem dönem içime iyi gelecek kitaplar arıyor ruhum. Bunda sanıyorum ki evde olmamın da sebebi var. Çünkü çalışmayı daha çok seviyorum,  beni motive ediyor. Yalnız şöyle bir ironi de var evde olmaya da alıştım. Bu ikilemden dolayı da ara ara ruhum daralıyor. Bazen kendimi işe yaramaz gibi hissediyorum,  nasıl anlatsam bilemiyorum bu duygumu. Sanki çok gezmemem, çok almamam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Sonra bir dönem geliyor bu duygum gidiyor. İşte böyle bir dönemde daha önce çok gördüğüm,  lakin mesafeli durduğum "SAKİN/ EGE SOLEY" kitabı yine karşıma çıktı. İçini biraz karıştırdım ve almaya karar verdim. Aslında tüm yollar biraz sakinlik, biraz dinginlik, biraz yavaşlamaya çıkıyor. Bunu ister meditasyon ile yapın, ister yoga, isterseniz namaz kılarak.... Enerji, dua ve iç sesimizi dinlemek aslında ruh-beden-zihin üçlüsü için önemli. Bunları biliyor olsam da ara ara okumak iyi geliyor. 🕐 🕐 🕐 🕐 Koşmayı bıraktığımız gün, vardığımız gün. Aramayı bıraktığımız gü

İlber Ortaylı ile Max Frisch.....

Resim
Keşke daha çok televizyona çıksa da konuşsa,  anlatsa dediğim kişilerden biri Sn.İlber Ortaylı. Daha önce "Atatürk" ü anlattığı kitabı okumuştum. Bu kitabını da arkadaşımdan aldım. Bir çırpıda okunan kitaplardan. Gerçekten de engin bir bilgi birikimine, yaşanmışlığa sahip biri. Okurken resmen sesi, gülüşü kulaklarım da, beynimin içinde canlandı. Umarım bu konuda yalnız değilimdir. 😁 Nehir Söyleşi tarzı bir kitap. Daha çok deneyimlerinden tola çıkarak, yaşadıklarından örnekler vererek yazılmış bir kitap. Ve her bir cümlesi dolu dolu. Devamlı tüketime yönelik yaşamak yerine gezip görmemizden yana,  aynı zamanda da okumamızdan ve notlar olmamızdan da yana. Söyledikleri hiç de yabana atılacak şeyler değil.  Özellikle bilginin önemini, doğru bilinen yanlışları öyle güzel söylüyor ki... Mesela diyor ki; devamlı Amerika'ya gideceğinize önce kendi ülkenizi gezin, sonra mutlaka İran'a, İsfahan'a gidin görün. Mutlaka bir dil öğrenin. Görgüsüzlüğü bırakın....

Bilgelik Ağacının Gölgesinde Ve Bir Saf Dilin Hatıra Defteri..Kitapları..

Resim
Daha önce duymadığım ve görmediğim bir kitap; BİLGE AĞACININ GÖLGESİNDE/ Avram Ventura" Delidolu Yayınlarından çıkmış bir anlatı kitabı. Yayınevi'de yeni sanırım. Kitabın önce kapağı sonrada arka kapak yazısı dikkatimi çekmişti. Ara ara böyle anlatı kitapları okumayı seviyorum. Bu kitap da anlatı, anı ve derleme kitap diyebilirsiniz. Koyun baş ucunuza ister sıralı, ister rastgele bir konuyu açın okuyun. Öyle güzel bir kitap. Yazarın okuduğu kitaplardan altını çizdiği satırlar üzerinden ya da bir kelimeden yola çıkarak yazdıkları..... Arka kapak yazısı şöyle; Bilgelik ağacının gölgesinde yeşeren düşünceler… İzmirli şair, köşe yazarı Avram Ventura’nın kişisel deneyimlerinden, gözlem ve sorgulamalarından beslenen  Bilgelik Ağacının Gölgesinde , yaşama farklı pencerelerden bakmayı öneren yirmi iki denemeden oluşuyor. Sebatkâr bir okurun yıllar içindeki birikiminden damıtılmış bu içtenlikli yazılarda, başta Montaigne olmak üzere insanlığın yolunu aydınlatan pek ç

Uyuyan Güzel Balesi Ve Biten Kitaplar...

Resim
Selam.... :) Ve kasım ayını bitirip yeni yıla saatler kala kafamda yeni sene için listeler oluşmaya başladı bile. Artık ne kadarını gerçekleştiririm bilemiyorum ama düşüncesi bile heyecanlandırıyor beni. Yavaştan yılbaşı ağacını da çıkartırız. Geceleri karanlıkta sırf ağacın ışıklarının yanması da keyifli  oluyor. Sanırım ben hayata dair bir çok şeyden keyif alıyorum :))) Bugün Yaşam İzi Bloğundan da bildiğiniz Gamzem ile "UYUYAN GÜZEL" balesine gittik. İkimiz de ilk kez bir bale gösterisi izledik. Ve kendi adıma diyebilirim ki tek kelime ile bayıldım. O dans etmeleri, müzik ve oyunu sahnelemeleri olağanüstü idi. İzlerken bir kez daha düşündüm ki; müzik ve dans gerçekten de boşuna evrensel olmamış.... sözler, kelimeler, konuşmalar olmadan sadece dans ve müzik ile o kadar çok duyguyu ifade ediyorlar ki..... acı, keder, sevinç, hüzün...... Çok seviyorum, ruhum resmen huzur buluyor böyle gösterilere gidince. İstiyorum ki devamlı, sinema, tiyatro, gösterilere gidey