Proust , Peter Handke Kitapları...



Öyle hızlı okunmuyor #marcelproust
Yavaş yavaş akıyor kelimeler. Gerçekten de ayrı bir zekaya sahip,  büyük bir deha Proust bencede...

Kaldı dört kitap... Bu kitapta sosyete partileri, davetler,  aşk, dedikodu bolcana.....
Bu kitapta diyolaglar diğer kitaplara göre daha fazla... Arkadaşı ile sohbetleri,  ona duygularını açması... Davetlere katılması....
Bir de Dreyfus Davası'da bolcana kendine yer buluyor bu kitapta. Bir kesim Yüzbaşının suçlu olduğuna inanırken, bir kesim de sırf Yahudi olduğu için suçlandığını dile getiriyor. Bir kesimde sessiz kalıyor. Öncesinde Emile Zola'nın "Suçluyorum" kitabını okumam  bu kitabı okumamı dahada kolaylaştırdı.

Diğer kitabım ise....incecik ama duygu yoğunluğu çok fazla olan bir kitaptı.
"MUTSUZUĞA DOYUM / PETER HANDKE"

Kitapevi'nde gezerken gördüğüm,  arka kapak yazısını okuyup aldığım bir kitap. Bir de Aylak Adam Yayınları olması da etkili oldu birazcık 😊
Bir anlatı kitabı. Annesinin 2.Dünya Savaşında yaşadıkları,  Nazi Dönemi, yokluk,  yoksulluk, saklanmak zorunda kalmaları.... Çocukken yaşadıkları ama büyüdüğün de,  özellikle annesinin  canına kıyması ile geçmişe dönük kendisini, annesini, yaşamlarını sorgulamasını anlatıyor.
Öyle uzun uzun cümlelerle değil, az öz, bazen bir hareketi ile bazen hissettiği bir duygu ile....
Okurken sizde anneniz veya ailenizle olan bağlarınızı düşünürken buluyorsunuz kendinizi....

Arka Kapak Yazısı şöyle;

Çocukluğumdan anımsadıklarım: tuvaletten gelen garip hıçkırıklar, sümkürürken çıkan ses ve kızarmış gözleri annemin. Annem var olmuştu; bir şeyler oluyordu; hiçbir şey olamamıştı.”

Handke'nin annesi Nazi dönemi, 2. Dünya Savaşı ve savaş sonrası tüketim toplumunu kapsayan yaşamı boyunca gözlerden ırak bir yaşamı seçti, ta ki aşırı dozda uyku hapı içip kendi canına kıyana kadar. Mutsuzluğa Doyum’da Handke, annesi hakkında bildiklerini, ya da bildiğini sandıklarını kayda geçirirken, romanlarındaki suskunluğunun benzerini -tarif edilemez acısı kök salmadan- bir ağıda dönüştürüyor. Sade olduğu kadar şiirsel bir dille kaleme alınmış bu anlatı, aşk, öfke, hayranlık
ve keskin bir tarihsel bakış açısıyla dolu olduğu kadar, yazarın kariyerindeki en dolaysız ve yoğun yapıtlardan birini oluşturuyor.

Yorumlar

  1. Nazi dönemi kitaplarını okumayı ve filmlerini izlemeyi pek severim. Bu yüzden ikinci kitap bayağı dikkatimi çekti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende bu tarz kitapları seviyorum. Her okuduğum da içim acısada... İyi geceler.

      Sil
  2. Guermantes Tarafı serinin bence en iyi kitabı. Hem yoğun hem melankolik. Ölüm temasının en yoğun hissedildiği cilt. Siyasi tartışmalarını ben seven kesimdenim. Çoğu okur buraları sıkıcı buluyorken. J'accuse'ü okumadım (benim ayıbım) ama Dreyfus'ün davası hukuk tarihi açısından çok önemli. Sami Selçuk'un bu konuyu incelediği bir kitap İmge Yayınlarından çıktı (yeni basım yapıldı). Öneririm.

    Handke'yi hiç okumadım ama faşist açıklamaları ve savunmaları bir yanda dururken Nazi dönemini yazması da epey çelişkili olmuş. Hayat çok garip.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz Proust serisini tamamlamadım/k. Lakin gitgide anlatım diline, ne demek istediğine alıştım iyicene. İyi ki daha fazla geçiktirmedim. Siyasi açıklamaları okumak hiç bana göre değil, ruhum daralıyor. Fakat bu dava farklı tabi. Sonuçta sırf ten rengi yüzünden suçlanıyor... Dediğiniz kitaba bakacağım, teşekkürler.
      Handke ile ilgili hiç bir bilgim yok ve sizin yazınızdan sonra şaşırdım. Tabi bu kitabında Nazi Döneminden çok annesinin yaşamı, kişiliği üzerine durmuş.
      İyi geceler.

      Sil
  3. Arkadaşımın ısrarıyla bu sene Proust okuyacağım, hiç okumamıştım, biraz heyecanlıyım :)

    İkinci kitap da hemen ilgimi çekti, ben de seviyorum kısmen otobiyografik dönem romanlarını. Fakat bu yazarın Bosna Savaşı sırasında tercih ettiği taraf, o zaman ve hâlâ yazdıkları ve söyledikleri filan tüyler ürpertici gerçekten.

    Knut Hamsun da mesela, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi destekçisiymiş. Çok severek okuyorum Hamsun'u. Handke'nin ne farkı var diye düşünüyorum. Sanırım sadece oturduğu yerden desteklemekle kalmayıp o korkunç savaş coğrafyasına tatil yapmaya gittiği, faşist katillere "Arkadaşım" deyip cenazelerinde ağladığı için Hamsun'a yaptığım gibi görmezden gelemiyorum. Bir de üstüne soykırımı inkar ediyor, gözümüzün önünde yaşananları.

    Yazarın kendisi ve yazarın ürettikleriyle olan ilişkimiz ne acayip aslında. Bir romanı okuyup beğenmek için yazarın kendisini de tamamen onaylıyor olmamız gerekiyor mu? Ay kesin ne güzel yazılar yazılmıştır bu konuda, ben uzatmayayım daha fazla cahil cahil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda yazmayı çok düşündüm. Özellikşle şu Morrissey delisi bu konuda yazmaya teşvik ediyor. Kim bilir belki kafayı toplar da yazarım. Proust ısrarına bir de ben ekleneyim :D Bu hafta onu önerdiğim ikinci kişisin. Rahmetliye çalışıyorum valla ahahaha.

      Sil
    2. #fermina daza Proust zor ama güzeldir 🤗😬 3.kişi olarak bende tavsiye edeyim 😊
      Diğer konuya gelirsek; ben araştırmadım yazarı ve görüşlerini ilk defa hem sizden hemde #zihninarkasokakaları ndan duyuyorum. Gündüz gözüyle bir bakıcam. Ve dediklerinizden yola çıkarsak, tam bir ters köşe o zaman.... Hem öyle hem böyle zor...

      Sil
  4. Nazi dönemi nedense beni kitaplarda yoruyor. Filmlerde izleyebiliyorum ama. Garip bir durum ama böyle...

    Keyifli okumalar diliyorum sana ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım 🍀❤
      Çok haklısın aslında, o dönemi okumak, izlemek kolay değil. İster istemez iç daraltıyor.

      Sil
  5. Proust hiç okumadım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuması kolay değil ama okunması gerekir diye düşünenlerdenim. Bunun sebebi de Tülin Hn. gerçekten de anlatım dili, zamanı ve olayları anlatımı müthiş. Belki bu sene başlarsınız. ;)
      İyi geceler.

      Sil
  6. Yanıtlar
    1. Duygusal açıdan yoğundu. Bir bakın derim..
      İyi geceler.

      Sil
  7. Proust'la tanışmak için Swann'ların Tarafı'na başlamıştım. Dediğiniz gibi hızlı okunmuyor ve bir alışma süreci gerektiriyor sanırım. Birkaç sayfa okuyup rafa kaldırdım kitabı, kafamın daha rahat olduğu bir zaman yeniden başlayacağım okumaya 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam :)
      İlk kitap alışma süresinde zor olsada sonraki kitaplar daha hızlı ilerliyor. Ama öyle çok hızlı değil 😁
      Yeni kitaplada buluşuruz

      Sil
  8. Proust okumayı istiyorum, okumak istediklerim o kadar fazla ki yetişemiyorum :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o okunacak kitaplar listesi.... Benim de bi 10 tane kalmıştır en kısa zamanda okumalıyım dediğim. İyi ki kitaplar var.
      Proust zor ama keyifli, çok ertelemeyin derim.
      Selamlar. 🌼

      Sil
  9. heey, proust, en sevdiğim üç yazardan birii. proust hesse kafka :) bu seri nefis tabii. bir de proust üzerine yazılan kitaplar da çok iyi. mehmet rifat, alain de botton ve başkalarının yazdıkları. swanın aşkının filmi de iyi bak :) handke bütün eserlerini okudum. kalecinin penaltı anındaki endişesi ile solak kadıın, çok iyi yaaa :) bernard schlink var bi de o da çok iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de sevdiğim yazarlardan oldu Proust. Değişik bir kafa ve yazım dili....filme de bakayım o zaman madem öneriyorsun :)
      Diğer dediğin kitapları okumadım ama bakayım bende.

      Sil
    2. eveet, bilinç akışı tarzının ustası bu yazar :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi