Günlük, Biten Kitaplar...

Bu hafta Kartal'da Sevdoş'lardaydım.
Toprak Cem sabah onu okula bırakmamı ve sonrasında Umay ile almamızı istedi. 🤗
Şuan Toprak Cem benim de okuduğum okulda okuyor. Benşm açımdan tam bir nostalji açıkçası. Hatta eski mahallemden tanıdığım kişilerş görmek içimi tuhaf yaptı.
Tabi bahçeye yeni okul yapmışlar. Eski bina "Halk Eğitim" olmuş... Anılar , anılar durumu vardı bende.... İlk okul arkadaşım birde okulun karşısına kırtasiye açtı. Onu da ziyaret ettim. İçime çok iyi geldi.

Okul dönüşü eve okulun arka tarafından geldik. Sokaklara bakarken kendi okul çıkışım,  eve dönüşüm,  arkadaşlarla yürüdüğümüz zamanlar geldi. Şimdi benim garip bir huyum var, isim hatırlamam ama gördüğüm,  konuştuğum yüzü hiç unutmam. O yüzdende eski mahalleye gidince de tanıdık görüp konuşuyorum ama isim yok 🙃

Öyle işte... :)

Biten kitaplara gelirsek....

"KIRMIZI KAZAK/ MELTEM GÜRLE"
Arkadaşım getirmişti okumam için.
Birgün Gazetesinde ki yazılarının derleme kitabı. 
Hayata dair, okuduğu kitaplara dair, alıntıları, hatırladıkları...öyle güzel anlatmış ki yazar.... Eğer anı, derleme kitapları seviyorsanız bunu da seversiniz...
Arka kapak yazısı;
Kitaplarla iç içe geçmiş denemeleri okumak uzun sürer. Yıllar önce okuduğunuz kitaplar, elinizdeki denemelerle birlikte yeni boyutlar kazanır, derinleşir, zenginleşir. Okumadıklarınız yepyeni ufuklara çağırır. Bu nedenledir ki,  okumadıklarınızı okumak, okuduklarınızı yeniden karıştırmak için sabırsızlanır, elinizdekini bırakır, “öteki metinler”le avarelik edersiniz.
Meltem Gürle’nin denemelerini de okumanız uzun sürecek, ara vereceksiniz, döneceksiniz, yeniden durup yeniden başlayacaksınız. Oturacaksınız, kalkacaksınız, araya başka kitaplar girecek. Elinizdeki kitabın kopyası eskiyecek ama okuduklarınız değil. Bu denemeler kendileri eskimeyecekleri gibi eskiden okuduklarınızı da tazeleyip yenileyecek. 


Diğer kitabım;
"AKŞAM YILDIZI/ İSKENDER PALA"

Sevdiğim bir yazardır İskender Pala... Lakin bu kitap biraz hızlandırılmış gibi geldi....
Her ne kadar "Göbeklitepe Romanı" densede bence değil. Evet ilk insanlık, ritüeller, avlanma,  kardeşlik,  sevgi, göç ....derken konuyu bağlamaya çalışmış.... Eğer "Göbeklitepe" romanı olarak düşünmezseniz yine enfes bir anlatım....


Arka kapak yazısı;

Akşam Yıldızı,  okurlarını bugünden alıp asırlar öncesinin 
Göbeklitepe’sine götürüyor. İyi ile kötünün mücadelesinde 
bir aşk yolculuğu bu… Sevginin inanca, inancın tutkuya, tutkunun hayata adım adım karıştığı noktadan 
Göbeklitepe hakkında bilinen her şeye 
yeni bir bakış, bir ters yüz ediş…
 
On iki bin yıl önce yaşayan kadim insandan günümüzün modern insanına evrilen anlam arayışı…
Duymak istediğimiz belki de ilk insanın var oluş hikâyesi…
 
İskender Pala’nın yetkin kalemi ve ustaca kurguya dönüşen hayal gücü, Göbeklitepe üzerine herkesi yeniden düşündürecek;
Akşam Yıldızı kendi gerçekliği ile ezber bozacak.


Diyor...... İşte böyle...

Yorumlar

  1. Bak bende de isim hafızası çok yok. Simayı tanırım deli gibi düşünürüm kimdi bu kimdi bu diye :))

    Kırmızı Kazak ne zamandır aklımda. Bakalım ne zamana kısmet olacak okumak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En azından simayı hatırlıyoruz 😁
      günaydın canım 😘

      Sil
  2. çok duygulu bişey olmuş yaa. ne güzel bir durum valla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Deep. Anılara dalıp gittim...
      Günaydın :)

      Sil
  3. Bu yaz Bulgaristan'a gittiğimizde annem ve teyzemin gittiği ilkokulu gördük, sonra Kırklareli'nde babamın lisesini gördük... Çok güzel oluyor. Umarım yıllar sonra binalar kalır da ben de ziyaret ederim okullarımı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım İrem.
      Çol enteresan bir duygu ama...yıllar sonra okuduğun okulu görmek, yaşadığın yerleri ziyaret etmek.
      Günaydın :))

      Sil
  4. Bu ara nedense ben de sürekli geçmişi yadediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu bir masaya yatıralım bence kuzum :)
      Günaydın.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi