Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Okunacak kitaplar listesi......

Resim
Aslında aklımda güzel şeyler vardı hatta burdan da yazayım diye düşünüyordum ki...... Her hafta takip ettiğim bir program var, Trt1 de yayınlanan Gündem Ötesi/Pelin Çift. Bugün ki konusu da "2016 Kehanetleri ve savaşlar, oyunlar".... Konuklar da sağlam. Öyle şeyler söylüyorlar ki içim daraldı,  çocuklarımız geldi aklıma. Nasıl bir dünya bırakıyoruz.... Mesela daha öncede bu konuya benzer işlemişlerdi ;ileride su savaşları olacak, para oyunları oluyor vb... Devamlı olarak savaşlar olacak ama savaş denildiğinde aklınıza silahlı saldırı olarak düşünmeyin. Düşünce gücü ile olan savaşlar,  bize biz fark etmeden reklamlarla, filmlerle dayatılanlar.... Dinledikçe hiç hoş gelmiyor kulağa ama uzak da değil.... ....... ........ .......................... Yeni yılla inşallah savaşlar azalır.... .......... ..................... Ben sizinle aslında 2016 da okuyacağım kitapların fotoğrafını paylaşacaktım. Ki aşağıda paylaştım sizinle.... 2015 de aldığım kitaplardan 42 tanesini o

İskender Pala/ Bülbülün Kırk Şarkısı ve ev hallleri :)

Resim
Veee yeni bir yıla başlamaya günler kaldı. Kar yağacağmış diyorlar, ben uzun zamandır haber seyretmediğimden, duyduğumu yazıyorum. Ve evet yağsın bizde camdan izleyelim o doğanın mucizesini... Bu sene bloğumda yıl sonu değerlendirmesi için yazmaya takatim yok. Gündüz Umay'la geçtiğinden , bu sattler de yazı yazmaya oturduğumdan herhalde..... İdare edin artık. Ama diğer bloglardaki paylaşımları zevkle ve devamı notlar alarak okuyorum. Okunacak kitaplar listesi çoğaldı.... Geçtiğimiz hafta biraz yoğunda. Arkadaşımın oğlunun 1.yaş günü kutlaması vardı. Hava soğuk ve yağmurlu olduğundan kızı babası ile bırakıp ben tek gittim. Ne yalan söyleyeyim özlemişim gittiğim yerde oturup çayımı içmeyi... :)  Artık ne güzel şeyler yapılıyor doğum günü kutlamalarında; gelenlere hediyeler, süslü süslü pastalar ve konsept belirleme... Herşey öyle güzeldi ki Nilgün'cüm tekrardan ailenizin bir tanesinin 1.yaş günü kutlu olsun. Pazar günü de eşimin kuzenine kahvaltıya gittik, akşam üstüne k

Yıl biterken yazısı....

Yine bir klasiğim olan biten bir yılın analizini yapayım dedim. Hazır gecenin de güzel sessizliği eşlikçimken. 😊 Bu yıl öyle hızlı geçti ki benim için. Önemli sebebi elbet canparem kızımla geçen vakitler. Bir bebeğin büyüdüğüne şahit olmak o kadar keyifli ki. Bizim bildiğimiz, otomatiğe başladığımız davranışları onun büyük bir heyecanla, mutlulukla keşfetmesi, şaşırması ve mutlu olması… ve bir anne olarak beni  de buna şahit olmam… harika, tarifsiz bir duygu. Her ayı farklı bir gelişme, büyüme ile yaşadık. Tabi bu güzelliğin, keyfin yanında ara da daraldığım , bunaldığım zamanlarda oldu. Mesela hadi deyip sokağa çıkmayı özledim. Çünkü bizim için dışarı çıkmak demek yarım saate yakın hazırlık süresi demek. Umay'ın suyuydu, çantasıydı, kıyafetiydi derken biz hemen şipşak hazırlanıp çıkmak demek. 😊 Bu yıl daha az kitap okudum, bir kez sinemaya gittim ve tiyatroya hiç gidemedim. Seneye planlarım daha farklı… Bu yıl bunların dışında çok rutin, sıradan ve evde geçti bizim

Kreutzer Sonat Tolstoy ve günlük...

Resim
Bu hafta hep ince kitaplar okudum, özlemişim birkaç saat içinde bir kitabı okuyup bitirmeyi.... Daha önceki yazımda yazmıştım birkaç yerde duyduğum bir kitaptı Kreutzer Sonat/ Tolstoy.   Kitap İsmini Bethovenin 9.Sonatından (Kroyçer Sonat)müziğinden alıyor. Ve tren yolculuğu sırasında, aynı vagonda bulunan yolcular arasında geçer. Rusya'nın sıkıntılı dönemlerinde geçer biraz da konu. Biraz araştırma yaptımda, yazarın bu kitabı yazarken kendi evliliğinden de etkilendiği, çünkü yazarın karısından şüphelendiği, kıskandığı yazmaktadır. Konu olarak da ahlak, evlilik ve yaşam üzerine felsefi bir roman. Her görüşe katılmasam da düşündürücü cümleler ve sorular var. Çünkü kitapta ahlak ve evlilik birbirine bağdaştırılmış, genelde insanların aldatmaya meyilli olduğu vurgulanmıştır. Tabi kitapta sık sık erdem, insanların kişilikleri ve şiddete eğilimleri üzerine yorumlar var. Dediğim gibi felsefi romanları seviyorsanız bu kitabı da seversiniz. Kitaptan alıntılar;  &&&

Kitap, film, bizden haberler ....

Resim
Geçtiğimiz hafta havalar güzel gidiyorken değerlendirelim dedik ve Üskadar'da bulunan Validebağ Öğretmen Evi'ne gittik. Köşkün için de bir de Hababam Sınıfı Müzesi yapmışlardı. Merak da ediyordum, hem sınıfı gezeriz hem soluklanır bir bardak çay içeriz dedik ve gittik. Tam bir hüsrandı benim için. Evet koru, köşk bir harika. Zamanın da ne güzel mekanlar yaptırmış sultanlar.... Ama içinde ki düzen ve bahçedeki düzensizlikler çok rahatsız ediciydi. Mesela müzede ki balmumu heykelleri o kadar kötü yapmışlar ki, zaten toplasanız hepi topu iki üç heykel var bari biraz daha iyisini yaptırsalarmış. En azından sanata, sanatçılarımıza saygılarından dolayı.... Yine de yolunuz düşerse gidin ve o bahçedi ki temiz havayı ve ortamı soluyun derim, gidilmeyecek kadar da kötü bir mekan değil. Arkadaş kahvaltıya gitmişti ve çok beğenmişti. Biz henüz kahvaltıya gitmedik ama fırsat olduğunda gitmek istiyorum...                                                                               

Mihmandar iskender Pala

Resim
Mihmandar : Farsça'da "Mihman" misafir, konuk; "Mihmandar" da misafiri ağırlayan,  misafir ile alakadar olan demektir.                                                                            Mihmandar İskender Pala                                                                     Bir Eyüp Sultan Romanı Hani bazı yazarlar vardır,  öyle güzel duygulara tercüman olurlar ki... İşte İskender Pala benim için öyle. Çok güzel yazıya döküyor ve aktarıyor okuyucuya.. Bu kitabı ile yine ruha ve akla hitap etmiş. Bazı şeyleri öyle güzel aktarmış ki bildiğiniz ama eksikleri olan bilginize ilaveler yapmış. Bende birçoğumuz gibi Eyüp Sultan'a gitmiş,  dua etmiş ve o havayı solumuş biriyim. Şimdi bu kitaptan sonra tekrar gitmeyi planlarım, çünkü bakış açım bilgim ve ruh halim değişti. Kitapta Eyüp Sultan ve hayatı anlatılıyor. Ve nasıl Kutlu Nebi'mize Mihmandar olduğu. Hikaye bildik. Peygamber Efendimiz (SAV)  Medine'ye Hicret eder. Elbette herkes ev

Günden Kalanlar

Resim
Bugünü de bitirdik ve Can Dündar hâlâ içeride..........  Uzun zamandan sonra tekrardan yorulmalarım, nefes alırken tıkanmam ve en ufak şeyde nefes nefese kalmak sorunu ile karşı karşıyayım... Sonuç derseniz Dahiliye doktorunda aldım soluğu bugün. Anemi taşıyıcısı olduğumdan kan depolarıma bakıp ona göre iğne verecek. Çünkü kızım hala ve büyük bir keyifle emzirdiğimden depolarım boşalıyor.... Allah'tan çaresi  varda bende emzirmekten vazgeçmek zorunda kalmıyorum.. Umay'ı babasına emanet edip doktora çıkınca hadi dedim biraz da Kadıköy'ü turluyayım. Tabi kitapçılarda uğramadan olmaaazzzzz. :) Bir iki kitap ve yeni yıl ajandamı aldım. Bu sene ki ajandamı KırmızıKedi Yayınlarının çıkarttığından aldım. Çok güzel bir ajanda olmuş. Tabi hemen içine notlarımı ve sevdiklerimin doğum günlerini not ettim. :) Birde tiyatro aylık oyun broşürünü aldım. Yeni yıla girmeden bir tiyatro yapmak lazım... Bugün de böyle bitti bizde blog. Sizden ne haberler? 📰 📑 🎭

Dünya Engelliler Günü Kutlu Olsun.

Resim
Bugün Dünya Engelliler Günü. Sabah televizyonda Engelliler Vakfı Başkanı konuştu ve bugünü aslında kutlamadıklarını ki (mantıken de neyi kutlayacaklar değil mi?) farkındalık yaratmak istediklerini belirtti. Aslında bize çok iş düşüyor. Özellikle araç kullananların kaldırım kenarlarına park ederken oranın engelli bir vatandaşın geçeceği yer mi diye bakması gerekir. Kendimizden bir örnek vermem gerekirse ; Umay'ın doğduğu sene henüz arabamız yoktu ve metro ile gidip geliyorduk. Metrodan çıktıktan sonra kaldırıma çıkıcaz tabi ne mümkün bir araç ta  da gelmiş bebek arabası ile çıkmamızın daha kolay olduğu kaldırıma park etmiş. Ki orası engelliler için yapılmış yer.... Böyle çok var tabi. O zaman demiştim ki eşime: düşün biz bebek arabası ile çıkamıyoruz ve yola inip geçmemiz gerekiyor, engelli olsak,  engelli arabamız olsa nasıl geçicez? ♿ O yüzde  daha duyarlıyım bu konuya,. Çocuklarımızı da bu konuda eğitelim, aslında bizim de hep böyle sağlıklı bir bedene sahip olamayacağım

Hoşgeldin Aralık.. Freud'un Kız Kardeşi de bitti...

Resim
Veeeee yeni yıla geri sayım başladı. Tabi ben de her zamanki gibi yeni yıl listesi yapıcam; almak istediklerimi,  gitmek istediğim kursları(ki belki bu sene de gidemiycem ama olsun listelemek bile güzel),  okunacak kitap listesi... Vs... Derken bazısının yapıp bazısının bir sonraki yıla bırakacağım listeyi yapmama az kaldı.  :)) Gerçekten de zaman nasıl geçti ne zaman 2015 yılını bitiriyoruz anlamadım bile.. Sanırım çocukla olunca zaman daha bir hızlı geçti. Şaka maka bizim kız da 2 yaşına basacak.... En büyük dileğim ve duam savaşların,  kıyımların son bulması... Bebekler ve insanlar ölmesin.... Tabi basında yaşanan tutuklamalar da son bulsun.... Adaletli yargılamalar yapılsın........ Bide daha çok kitap okunsun........ ........................................................... ................... .................................. ...... Şöyle bir ara kitap okuyasım vardı ve doğru bir tercih yaparak "Freud'un Kız Kardeşi" kitabını okudum, Tabi ne kadarı ge

Kadına şiddetin en yakın tanığı olarak...

Resim
Geçtiğimiz günlerde "Kadına Şiddete Hayır"  programları yapıldı. Tabi ben yine bu yazıyı anca yazabildim. En yakın tanıklarından biriyim, erkeğin kadına şiddetine.......  Teyzem neredeyse 20 yıla yakın evli kaldı o erkek denen kişiyle. Kocası çalışmazdı, teyzemi lise sona giderken evlenme sözüyle kaçırmış ve nikahı bile çoook yıllar sonra zorla yapmıştı. Teyzem çok dayak yedi kocasından. Çok kez bize yada komşusuna sığınmak zorunda kaldı. Nikahı olmadığı halde ki biz yalvarırdık dönem diye ama o her seferinde evine o adama dönerdi..... Sebep mi? Çok basit., klasik..... Çocuğumu alır ve bir daha göstermez tehdidi..... En son olay olduğunda çok kötü dövmüştü teyzemi,  bizi aradı gelin beni kurtarın öldürecek bu adam beni diye..... Annemi ve ananemi alıp gittik evlerine.... Bende ki siniri,  hırsı bir bilseniz..... Tabi içimdeki tüm kızgınlığı, biriktirdiklerimi döktüm yüzüne.... He birde bir huyu vardı bize ve etrafa karşı bir iyi bir iyi dersiniz ki bu adam o adam değil.

KAPI Filmi, Ayla Kutlu / Bir Göçmen Kuştu O kitabı

Resim
Sonunda "Kapı"  filmini izledim. Beğendim mi diye soracak olursanız,  hem evet hem hayır. Oyuncular çok iyiydi, konusu itibari ile kitaptan kopmadan birebir nerdeyse çekmişler ama belgesel gibi olmuş. Herşeyi o kadar hızlı geçmişler ki rahatsız oldum. Örneğin Emerenc karakterinde birkaç konu vardı güçlü olan onu filmde daha baskın verebilirlerdi ; birde köpeğin bulunduğu ve Emerenc'in ölüm anında ulusunu çok zayıf kalmış. Yani anlayacağınız pek umduğumu bulamadım..... Uzun zamandır okuduğum ve yeni bitirebildiğim harika bir yazardan ve kitaptan bahsetmek istiyorum size blog. Kanaatimce fazla reklamı yapılamamış yazarlarımızdan. Elbet bilenler biliyor ama benim gibi geç keşfettiysen yazarı üzülüyorsun.... Evet evet Ayla Kutlu'dan bahsediyorum. Kendisini Üsküdar Sahaf Festivalinden aldığım "Bir Göçmen Kuştu O"  kitabı ile tanıdım. Ve hayran kaldım anlatım diline, ve dedim ki kendime neden bu kadar iyi yazarların reklamı iyi yapılmaz,  sesi duyurulmaz...

Öğretmenler gününüz kutlu olsun.

Resim
Başta eşim ve öğretmen arkadaşlarımın, sonrasında tüm öğretmenlerimizin günü kutlu olsun. Öyle zor bir meslek ki öğretmenlik sanırım bu yüzden kutsal mesleklerden biri.

Livaneli Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm... Ev hali...

Resim
Aslında ne yazmak istediğimi biliyorum ama bir türlü düşündüklerimi yazıya dökemiyorum... Olcak olcak zamanla oda olacak... Yine uzun zamandır yazamadım...  Bugün eve adadım kendimi, süpür, sil,toz al, iki makine çamaşır yıkansın, asılsın, toplansın, sonra akşamına ütüüüü yapılsın... Yemek derseniz... bol yeşillikli salata içine haşlanmış makarna, galete ununa bulanıp kızartılan tavukları ekleyip güzel bir sosla servis... çok doyurucu oluyor tavsiye ederim. :) Kapı kitabından hemen sonra filmini izleyeyim dedim, hatta eşim sağolsun filmi tabletime kaydetti.... ben mi? İzledim mi? hala izleyeceğim.......... Bir kitap daha bitirdim, yeni kitaba başladım, hatta yeni kitaplar aldım, hediye kitap da geldi..... Okunacak çok kitap var zaman yetmiyor, buda canımı sıkıyor.... daha az uyuyp daha çok okumak istiyorum ama bu aralar imkansız bir istek bu benim için...  Şuan bile uykusuzum ,çok uykum var...blogda yazmak istediğimden pc karşısında size, kendime bu satırl

Canım Aliye Ruhum Filiz / Sabahattin Ali ...

Resim
Bu aralar evdeyiz genelde ve bende Umay uyuduğu zaman hemen kitaplarıma sarılıyorum.  İyi geliyor okumak içime, yüreğime, aklıma..... Uzun zamandır İnstagram'da görüyordum bu kitabı... Tabi Sabahattin Ali'yi seven biri oalrak geçtiğimiz aylarda almıştım , okumak şimdiye kısmet oldu. "Canım Aliye, Ruhum Filiz/ Sabahattin Ali" kitabı mektuplardan oluşuyor. Kitapta sadece yazarın eşine ve kızına yolladığı, hasret, özlem dolu mektuplarını okuyoruz. Aliye hanımın ve kızının mektupları yok sanırım kendileri istemedi yada başka bir sebepten ötürü. Belki de özel kalsın istediler. Tabi bilenler biliyordur Sabahattin Ali çok genç yaşında suikasta kurban gitmiş bir yazarımız. Kırklareli'nde ülkemsinden kaçmak zorunda kalırken faili meçhul bir kaçakçı tarafından öldürülmüştür diye biliyoruz. Elbet gerçeği bilmiyoruz belki de hiç bilemiycez. Ailesi için ne kadar acı bir olay.. Ki bu yazarımızın kalemi ne kadar güçlü, özellikle köylüye verdiği değer.... A

Kapı Magda Szabo ve biten kitaplar...

Resim
Neyse ki gecikmeli olarak saatlerimizi geri alabildik. Sosyal medya da epey bi "saat kaç?"  geyiği döndü durdu. 😁 E tabi en çok da şu akıllı telefonların otomatik olarak kendini ayarlaması işleri,  düzenimizi bozdu. Duvarda ki saate bakınca başka telefona bakınca başka bir saat görünce olmuyor kardeeeşşşimm....  Bunların dışında bizde vaziyet aynı blog.  Kızımla hergün yeni güne yeniliklerle yeni davranış yada sözcüklerle başlamak hem keyifli, hem biraz da yorucu....  Bunun dışında pek yaptığım bişey yok. Geceden kafamda planlar  kuruyorum,  program yapmalar.....  Sonrası mı evde rutin hallere devam....  Bazen diyorum ki zaman hızla ilerlese kızım biraz daha büyüse..... Sonra böyle düşündüğüm  için üzülüyorum içim cız ediyor..... Çünkü öyle iyi huylu kızımıza var ki.....  Ona haksızlık  ediyormuşum gibime geliyor....  Rutin ev işleri sonrası ama bide Umay uyuduğu zaman Kapı Magda Szabo kitabını okudum ve bitirdim.  Ve yazarın anlatım dilini, bakış açıını ve k

Biten kitaplar... Derviş Evi , Ayın En Çıplak Günü, Sizin Hiç Maviniz Var mı? Ve yeni kitap..

Resim
 Yine sık sık yazmak istesem bile ara vermeye başladım... günler nasıl akşama bağlanıyor anlayamıyorum gündüzleri... işler bitip, Umay ile oynayıp sonra da öğlen uykusuna yatırınca ya yemek yapıyorum ki yemeğimi geceden yapmak daha işime geliyor; eğer yemeğim varsa sessizlikte oturuyorum.. bazen de kitap okuyorum, blogları okuyorum... Tabi yazmadığım zamanlar da yine birkaç kitap bitirdim ve bir filmi de çoook beğenerek izledim. Zorba/  Nikos Kazancakis kitabından uyarlanan filmi izledim. Ki film bu kadar güzel, keyifli ve anlamlı ise deidm kitabı nasıldır!? Alınacak kitaplar listeme ekledim bile... Siz de benim gibi hala izlemediyseniz mutlaka izleyin... Arada Zorba gibi bakmak gerek hayata... Film 1964 yapımı ve özeti de; Film Özeti Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan mutsuz İngiliz yazar, Yunan asıllı Basil'e (Alan Bates) Yunan adalarından biri olan Girit'te bir maden ocağı miras kalmıştır. Hayatına yeniden bir çeki düzen verme umudunu taşıyarak adaya ge

Özlem duyduklarım.....

Açık olan pencereden dinlediğim yağmur sesi... Geceye yağmur,  yağmur sesi ne kadar da yakışıyor.... Fonda da TRT Müzik kanalında Kamuran Akkor güzel sesiyle harika ruha dokunan parçalar söylüyor... Bir yanım tableti bırakıp kitap okumak istiyor,  bir yanım film izlemek istiyor, bir yanım İnstagram da gördüğüm, kitap listeme eklemek istediğim kitapları not almak istiyor,  bir  yanım hiçbir şey yapmadan sadece oturup harika olan yağmur sesini gözlerimi kapatıp dinlemek istiyor,.bir yanım mutfakta harikalar yaratmak istiyor..... Bir yanım sokaklarda dolaşmak istiyor... Anlayacağınız özlediğim çok şey var bu aralar.. Hem de çok....  Öyle uzun zaman oldu ki ertelediğim şeyleri yapmayalı...  Saçımı boyatmak istiyorum sonra aklımdan çıkmayan şey karşıma geçiyor ;cık cık cık... Boyatamazsın Gülo diyor hala emziriyorum çünkü... Bu sebepten çoook özlediğim şarabı da içemiyorum.... Sonra gözümün önüne,  burnumun dibine şuan mışıl mışıl uyuyan kızımın kokusu, gülen yüzü geliyor....  Yukar

Abim Deniz / Hamdi Gezmiş Can Dündar

Resim
Kitap bitti bende bittim... İdam... ne kötü bir ölüm olayı değil mi? Hikaye bildik hikaye, ama bu kitapta biraz farklılıklar var. Kardeş Hamdi Gezmiş, baba Cemil Gezmiş ve Can Dündar... Ailesi anlatmış evdeki , mahalledeki, özünde ki Deniz'i, Can Dündar'da kaleme dökmüş, satırlarla anlatmışlar. Ve bir ilk yapıp burdan gelecek olan gelirle vakıf kurup ordan yardım edeceklermiş....başkalarına. Bu arada okuduğumda düşünüyorum da tek dertleri Bağımsız Türkiye ve eğitimde ki sorunları, okullardaki adaletsizliği düzeltmek için yola çıkmış olan bu gençler.. nerelere vardı sonuçları dimi.... Tabi düşündüm de.... kolay mı devrimci olmak, o yola baş koymak... Babasının anlattığına bakılırsa küçük yaşta başlamış eşitlik arayışı... Offf ne bileyim işte inanın sonlarına geldiğimde mektuplarını okuduğumda, babasının ağladığını okuduğumda bende tutamadım göz yaşlarımı... Nasıl dayandılar bu acıya aklım hiç almadı.... almasın da.... Bir ailenin dramıydı okuduklarım, ama en güzeli neyd

Üç Aynalı Kırk Oda Murathan Mungan...

Resim
Bu ara çok ama çok yorgunum çünkü Umay'ın diş çıkarma dönemi. Gece çok sık ağrı ve ağlamakla uyanıyor ve sabah da erkenden kalktığımızdan hiç dinlenemiyorum .  Tabi diş ağrısı olduğundan devamlı emmek istiyor,  yemeklerini çook az yiyor. Bu arada bende tabi ruh gibiyim biraz. Olduğumdan daha çok sabır gösteriyorum çünkü ağrısı oluyor bebeğimin... Birkaç güne toparlar diye düşünüyorum. Bide bu arada diş çıkarttığı için öksürük ve hafif bir burun akıntısı var.  İnternette araştırmıştım ki tecrübeli anneler de bilir bu durumu ; takip etmek gerekiyor. Çünkü tam hastalık havası ve diş öksürüğümü yoksa hastalık belirtisi mi çok iyi takip etmek gerekiyor... Çok şükür şimdilik diş çıkartma belirtileri. Böyle böyle büyüyecek sanırım.... ☺ Bu arada gece okumalara devam.., gündüz daha çok film izleyebiliyorum ama kitap okuyamıyorum. (sorun değil buda geçecek geçecek geçecek) Üç Aynalı Kırk Oda /Murathan Mungan kitabını büyük bir hayranlıkla okuyarak bitirdim. Hani bazı yazarlar vardır

Yaşadığım bir olay üzerine....

Çarşamba günü hava serince... Akşam üzeri yağmur tiseliyor. Umay'ı birkaç gündür dışarı çıkartamamıştık,  malum hava şartlarından dolayı. Sonra o gün dedim ki eşime ve kendime; bugün kızı biraz dolaştırayım,  biraz hava alsın.... çünkü bütün gün evde olduğumuz da hem bana sarıyor hemde uyku düzeni bozuluyor. . İşte bende dedim gibi şöyle caddeye çıkıp ordan eve döneriz hemde yürümüş hava almış oluruz. Tabi hava bide rüzgarlı.  Böyle havalarda çıkarıyorum ki yarın öbür gün hava soğuduğunda vücudu şaşırmasın hasta olmasın.:) Umay rüzgarla daha yeni yeni tanışıyor ve yüzüne her değdiğinde rüzgâr çok hoşuna gidiyor.  Dönerken de hem koşuyor hem gülüyor, rüzgara karşı. Tabi hep dediğim gibi onun o gözlerinde ki mutluluk , aldığı keyif beni de mutlu ediyor. Neyse konuyu uzatmayayım. Yanımızdan da bir anne ve erkek çocuğu geçiyor.  Birde atlamadan söyleyeyim bazen Umay kaldırımda yada gözüne kestirdiği yerde yere oturuyor ve bendn de yanına oturmamı istiyor.  Bende seve seve kimsey

Kavim Ahmet Ümit, Cinderella, Hızlı Ve Öfkeli 7, Kung Fu Jungle veee bizzzzz... :)

Resim
Veee Sonbahar tatlı tatlı yüzünü gösterdi. Şikayetçi miyim? Aslaaaaaaaaaaaaa. Üşümeyi, üstüme bir şey alıp dışarı çıkmayı özlemişim. :) Yağmurlu ve serin havayı seviyorum. Yağmurun sesini dinledim dün balkonumda. Kızçem uyuyunca kitap, kahve ikilisini yanıma alıp kendimi balkonuma atıyorum. Ve esen hava da kah gözlerimi kapatım içimi dinliyorum havanın sesi ile birlikte kah kitabımı okuyorum. Eğer böyle ufak kaçamaklar yapmazsam günler zor geçer benim için sanırım. Çünkü şu aralar havalardan dolayı pek dışarı çıkamıyoruz kızçemle, birde bunları yapmazsam çok sıkılır içim çokkkk..... Bayramı da geçirdik çekirdek ailemle. Sabahtan kayınvalideye kahvaltıya gittik. Öğlen de kardeşimgiller geldi. Güzel bir sofra kurduk el birliği ile ve keyifle akşamı ettik. Çok seviyorum böyle toplanmaları.... Ertesi gün de gidilecek bir kaç yer vardı onları ziyaret et, komşularımızı da ziyaret ettik elbette. Yoksa bayram havasını nasıl aşılardık kızımıza. Büyüklerimize gitmek, secdiğimiz görüştüğü

Uçurtma Avcısı Filmi...

Resim
Dün gece sinema kanallarını gezerken "Uçurtma Avcısı" filminin başlayacağına denk geldim. Sevinmedim desem yalan olur. Çünkü kitabını okumuş, hatta yer yer bazı paragraflarda göz yaşı akıtmış ve bir solukta okumuştum kitabı. Hatta blogda yazdığımda " filmini izle" diye yorum yazanlar olmuştu. Bir türlü kısmet olmamıştı. Ve dün görünce de çok sevindim. Ve saatimi ayarlayıp filmi bekledim. Tabi biraz beklentim yüksekti filmden. Çok fazla detaylar yoktu mesela. Kitapda olan ama filme yansımayan çok kare vard. tamam diyeceksiniz ki kitap ile film çekimi aynı olmaz diye ama öyle değil. Film de bir kareyi o kadar çok dakika işlemişler ki diğer konulara zaman kalmamış gibi... Bilmem izleyeniniz var mı? Varsa ne düşünüyor? Oysa kitapta anlatılan arkadaşlık, sadakat, ihanetden çok Emir'in gözünden kendi yaşadıkları ve kendi psikolojisi anlatılmış. Kitapta ikisinden de parçalar çoook fazlaydı.  İzledim ve yine bazı sahnelerde gözyaşımı tutamadım......

Geçen sene bugün ne yazmışım?....

Geçen sene bugün ne yazmışım....   Tıkla ve oku ... :)))

Kısas-ı Enbiya / Hazırlayan: Orhan Duru

Resim
Üşümeyi özlemişim blog. Bloğumu takip edenler bilir; severim ben sonbaharı, Ruhum da hüzne yakın olduğundan bu mevsimi kendime yakın hissederim. :) ( bu arada gündemi, Suriyelileri, yaşadıklarını unutmuş değilim. Tv den takip etmesemde hep aklımda ve dualarımda ....) Kitaplardan Ahmet Ümit'in Patasana kitabına devam. Akıcı mı evet akıcı ama sanki hep aynı gibi geldi bana kitapları yazarın. O yüzden biraz elimde sürünüyor gibi oldu kitap... Bende araya diğer kitaplardan ekleme yaparak devam ediyorum bu kitaba... Gerçi bir tek Kavim kitabı kaldı bende olupta okumadığım sanırım onuda okuyup uzunnn bir süre ara vereceğim Ahmet Ümit kitaplarına... Bu arada bitirdiğim diğer bir kitap ise Kısas-ı Enbiya/ Hazırlayan Orhan Duru YKY Yayınları Orhan Duru, "Türkçe hikâye"nin kaynaklarına tutkun bir yazarımızdı. 1979 yılında, kutsal kitaplarla geleneksel halk anlatılarında peygamber kıssalarının aldığı biçimlerin ve aktarıldığı Türkçenin günümüz öykücülüğüne es

İzlenesi filmler....

Resim
İyi haftalar blog. Sonbahar kendini ne güzel de hissettirdi değil mi? çok severim esen havayı ve yağmuru. Tabi camdan izlemesi de ayrı bir keyif. Gündüzleri değil ama akşamları kız uyuduktan sonra camdan içeri dolan esen havanın kokusunun hissettirdiği tarifi anlatamam.....  Eee tabi ruhumun bir tarafı hüzün olduğu için de seviyorum bu mevsimi galiba..... Bu aralar eşimle uzun zamandır film izlemediğimizi fark edip, hatta ne kadra özlediğimizi anlayıp kendimizi evde sinema izlemeye adadık diyebiliriz.  :))) Ya kızçemiz uyuduğunda izliyoruz geceleri, yada gündüz ayaktaysa biraz filmi bitiş saatinden yarım saat kırk dakka uzatmalı izliyoruz. :))) Fark ediyorum ki Umay ne kadar çabuk büyüyor. Biz film izlerken yanımıza gelip oturuyor ve izliyor yada oyuncaklarıyla oynuyor. :) Neyse lafı uzatmayayım dimi.... İlk filmimiz; Stephen Hawking'in okul dönemi, sonrası ve evliliğini anlatan bir filmdi. 2014 yılı yapımı The Theory of Everything - Her Şeyin Teorisi filmi.