Kayıtlar

Temmuz, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kabil bitti yorumum yazıda :)

Resim
İlk defa okuduğum bir kitabın işleyişi beni çok rahatsız etti. Evet yazarın hayal gücü,  kurgusu çok çok iyi. Ama Hz. Adem ve Havva'yı işleyiş biçimi,  örnekleri hiç hoş değildi.  Kitabın isminden de anladığınız üzere  Adem ve Havva'nın oğulları Kabilinden etrafında dönüyor olaylar.  Kabil'in kardeşini öldürmesi,  Lilith'le yaşadığı aşk,  alnına sürülen siyah leke.... Kitabın hepsini anlatmaya gerek yok çoğu kişi okumuş okumayanlar için boşluklar bırakalım dimi.... Beni rahatsız eden kısmı; her ne kadar İncil ile bağlantılı olarak hikayeyi kurtulamaz biçimi, alay edişi hoş değildi. Ki illaki inançla bağdaştırmayın demek istememi. Okuyanınız varsa anlar demek istediğimi. Meselâ, Adem ve Havva'nın ilk yasak meyveyi yemesi ve şeytanın onları kandırması olayını öyle bir hayal gücü ile yazmış ki.. Evet hayallerde sınır yoktur ama kendi hayaliniz ise. Eğer bilinen bir hadise üzerinden hayal kurup bunu kitaplaştıracaksanız dikkatli olmak gerek diye düşünüyorum.

Kadın Olmak....

Resim
 Ne demek "Kadın halinle sen bir sus"..... Ki bunu diyen kişi hayatı, maneviyatı kendince sofu olarak yaşayan biri. En azından davranışlarından, konuşmalarından bunu anlıyoruz. Ki saygım sonsuz herkes ibadetini kendi yaşam biçiminde yaşar. Bana da asla laf söylemek düşmez. Konuyu nereye bağlayacaksın derseniz; Peygamber Efendimiz bile hep eşleri ile dertleşirken, fikirlerini sorarken bir beyfendinin böyle demesi ne kadar ayıp. Ayrıca ben, biz kadınız diye neden SUSACAKMIŞIZ EFENDİM.... Kadınım diye hep ezilen olmak zounda değilim. Sadece kocasının ev ve yatak işini görmek için yaratılmış da değiliz. Evet fiziki olarak farklılıklarımız, kas kuvvet ve sayılarımız farklı olabilir ama fiziksel olarak,  yoksa akıl olarak farkımız yok.  Kadınım diye pısırık olmak zorunda değilim. Evet kadınım ama bir erkekten daha fazla sorumlulukları taşıyorum/z... Veee kadınım diye SUSTURULMAK hiç hoşumuza gitmiyor...... Hani klişe bir laf var ya bu zihniyette

Biten Kitap, ev hali....biz....

Resim
Hava bunaltıcı sıcak, gündem deseniz... Savaşa hayır sloganları dolaşıp duruyor ortalıkta ama kimse taşın altına elini koymuyor. Ötekileştirme yapıldığından beri geleceğimiz sonuç belliydi zaten.... Bu konuda herkesin bir fikri var ama çözüm yok gibi.... Devlet erbabının birbirini kötülemek ve suçlamak yerine doğru kararlar almasını umuyorummmmm.... .. ....... ..... Şimdi denizde olmak vardı diyoruz güne başladığımızda, camdan içeri vuran güneşe karşı. Hele Umay devamlı yerde takılıyor anladığım kadarı ile serinlik arıyor. Bizde balkona kızçemin havuzunu koyduk, içinide suyla doldurduk. Umay çok mutlu suyla oynadığı için. Hem serinlemiş oluyor hemde oyun oynuyor. Tabi bizde karşısında sandalye oturup ya izliyor yada oyununa eşlik ediyoruz. :) 16 aylık oldu kızçem... Ve bazı şeyler daha düzene girdi hayatımızda. Artık uyuma saatleri uzadı. Hatta nerdeyse günde bir kez uyutuyorum ve akşamları da 21.30 en geç 22.00 de uyuyor ve gece uyanmaları da azaldı. Genel de tecrübeli anneleri

Bizden haberler

Resim
Selam blog.  Son bir haftadır tatildeydik aileck. Bir senenin yorgunluğuna o kadar iyi geldi ki deniz, kum, güneş ve aile ziyareti.  Umay'da da keyifler pek bi yerindeydi. Başta hep kıyıda oynadı ve akşam üstü denize girdi. O da eğer etrafında denizde oynayan çocuklar varsa hemen denize girmek istedi. Gelmemize birkaç gün kala da sabahtan başladı denize girmeye ve çıkmak istemedi. Demek ki dedik biraz daha kalsak kesin su kuşu olup çıkacaktı yavrum. Biz gittiğimizde kuzen de vardı annemlerde ve hep beraber gittik denize. Özellikle İz Tuzu Plajını tavsiye ediyorum. Bide biz tekne ile plajın arka tarafında denize girdik, su bir harikaydı. Caretta Caretta'larla yüzdük. Plaj fazla kalabalık olmadığında teknenin yanına kadar geliyorlardı Deniz Kaplumbağları.  Onun dışında pek bi değişiklik yok bizde. Ülke olarak yaşadığımız sıkıntılı dönem çok can sıkıntısı. Bir anne olarak yavrunu, doğur, büyüt, okut sonra gelsin bir terör saldırısı alsın hayatını elinden............

Sosyal Medya Diyeti. :)

Huhu ben sosyal medya diyetine aldım kendimi. Önümüzdeki çarşamba gününe kadar Facebook ve İnstagram hesabıma bakmayacağım. Çıkış yaptım sitelerden çünkü elim devamlı gidiyor. Diyeceksiniz ki ne gerek vardı; kendimi sınamak istedim çünkü şu akıllı telefonlar çıktığından ve aktif olarak kullandığımdan beri sürekli netteyim. Bugün ilk günüm diyette, elim devamlı telefonumda facebook ce instagrama gitt. Tabi çıkış yaptığımdan  bakamadım hiçbir şeye. Sanki hep hayatımda bunlar varmış gibi geldi düşününce. Benimde bir huyum var sürekli bağımlılık yapan şeyleri sevmiyorum. Kendimi özgür hissetmiyorum bu bağımlılıklarla. Biraz da o yüzden kısa süreliğine çıkış yaptım. Ve ilk gün elim devamlı telefonda Facebook ve İnstagram linklerine gitti, hemde sık sık. Sonra ki günler baktım ki elim hiç gitmiyor.  Elbette nette olmayı seviyorum ama fazlasına gerek yokmuş... Bitti diyetim... :)) sonuç ne dersenz bana iyi geldi. :) Neyse konuyu uzatmayayım.... Aklımda yazmak istediği

Ben Küçükken Mim'i.... :)

Resim
 Sevgili Yaşam İzi Bloğundan Gamze'cim  Yaşam İzi Bloğu Mimlemiş beni. Bende seve seve yazacağım şimdi. :) KONU : Ben Küçükken.... Şimdi ben küçükken şimdi ki gibi çok sosyol bir çocukmuşum. Yolda giderken beni seven kişileri " bize de gelin bekleriz" dermişim. Ve sonra da anneme dönüp; anne gelebilirler değil mi? " diye sorarmışım. Hani cimcime tipler olur ya öylemişim. Tabii sonra benim hatırladığım hatıralar da var. Mesela çevreyi çok kirletiyorlar diye mahalleden bir kaç arkadaş toplayıp mahalleyi sokağın bir başından bir başına süpürmüşlüğüm vardır. Belliymiş o zamandan doğaya duyduğum saygı. En sevdiğim çizgi film He-Man, She-Ra, Şirinler'di. Aslında hala bir çizgi film severim. Öyle süslü püslü bir kız çocuğu değildim ki hala abartılı şeyleri sevmem. Ammaaa en sevdiğim şey annemden gizli annemin gardroğunu karıştırmaktı; artık ne anlıyorsam o zaman :)))) İlk aklıma gelenler bunlar. Aaa birde gerçekten de mahalle çocuğuyduk ve mahalle