Kayıtlar

Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şirin Devrim ve bir dönem anı kitabı...

Resim
 Cuma günleri Tarihi Salı Pazarı kuruluyor. Bu sefer yiyecekten çok ikinci el eşya, giysi, elektronik ve kitaplar vs.. oluyor. Benim önceliğim eski kitaplara ulaşmak. :)) Ve kendime de epey kitap bulup alıyorum. Çoğu zaman satan kişi kitabın değerini bilmediğinden, kalın veya ince kitaba göre fiyat veriyor. Ve bu fiyatlar da genel de 1 ,2,3 veya 5 Tl oluyor ki 5 Tl olan kitap çok  çok çok az... Şakir Paşa Ailesi/ Şirin Devrim kitabını bu şekilde pazardan almıştım. 2003 yılında da Şirin kitabını almış ve okumuştum. İkinci kitap ile daha bir pekişti bilgilerim.  Bir aile düşünün. II.Abdülhamit döneminde sadrazamlık ve paşalık yapmış amca; yine yüksek askeri rütbelere ulaşmış olan baba; Atatürk'ün yakın silah arkadaşları olan damatları; Türkiye'nin ilk kadın sanatçılarından olan kızları: yine sanat dünyasının ünlü isimlerinden olan torunlar; resim, gravür, heykel, tiyatro,edebiyatla dolu hayatlar ve bol bol skandal...cinayet, keder, hüzün...çocukluk anıları ve bitiş...

Dinozor Müzesi ve Türkan Saylan KÜltür Merkezi Gezisi....

Resim
Türkan Saylan Kültür Merkezi'n de Dinozor Müzesi varmış. Bizim Sevdoş götürmüştü Toprak Cem'i ve bahsetmişti. Ne zamandır benimde aklımdaydı. Acaba Umay korkar mı falan diye düşünürken dün götürüverdik... :) Korkmadı hatta çok sevdi belki bir saate yakın ufak olan bu müzede Umay ile her ses çıkarttıklarında soluğu dinazorun yanında aldık. Eve gelirken yolda çok mutlu olduğunu söyledi. Buda bize yetti..... Bu ara da eğer metro ile gidecek olursanız TSKM'ye Gülsuyu durağında inip 2 numaralı çıkıştan hemen kapısının oraya çıkıyorsunuz. Ulaşım açısından da kolay bir merkez de.  Küçük bir müze ama çocukları için eğlenceli. Birde ara da dinazorlar hareket edip ses çıkartıyorlar; işte o zaman çocuklar için eğlence başlıyor. 6-7 tane vardı ama güzel yapılmış. Yalnız giderken yanınızda yiyecek bulundurun, çocuklar için. Çünkü cafesi yok. İçecek ve bisküvi makinesi koymuşlar onun dışında çocuğunuz acıkırsa yakınlardan da alabileceğiniz bir mekan yok. Sonrasında Yalvaç Ura

Tanios Kalesi Amin Maalouf Ve Kış Uykusu Goli Taraghi

Resim
İranlı yazar Goli Taraghi 79 devrimini anlatmış bu kitabında. Kendisi bir dönem de sürgün yaşamış. Duyguları daha yoğun, içsel anlatıyor kitabında da. Tedirginliği, acıyı, hüsranı... yaşlılığı ve ölüm olgusunu hissediyorsunuz okurken... İlk sayfaları çevirdiğimde biraz karışık geldi kitap. Sonrası netten biraz yazarı ve kitabı araştırdığımda ne demek istediğini daha iyi anladım.  Çünkü kitapta ki söylemler öyle derin ki.. yer yer biraz içiniz daralsa da konu çok iyi... "Pencere aralıklarından, kapı altlarından, görünmez çatlaklardan rüzgâr doluyor içeriye. Kış geldi. Erkenden. Kışları hep birlikteydik: Ben, Haşimi, Enveri, Azizi, Ahmedi, Mehdevi ve elbette Haydari Bey. Ne çabuk geçti. 75, 77, belki daha çok yıl. Bilmiyorum. Günler aylar geçip gitti. İki yıl eksik, iki yıl fazla, ne fark eder? İhtiyarlık ne zaman başladı? Ölüm ne zaman çıkıp gelecek?" diye yazmış Taraghi romanın bir bölümünde. Ölüm, keder, dostluk, arkadaşlık, inanç ve hüzün hep

Ufuk Çakmakçı İle Koşulsuz Mutluluk Mümkün mü? üzerine...

Resim
Ayın belirli tarihlerinde ve genelde de Çarşamba günleri Akasya Sohbetleri adı altında Akasya Avm'de sohbetler, kısa seminerler düzenleniyor. Bu haftaki konuk; Doç.Dr. Ufuk Çakmakçı idi. Konu da;  Koşulsuz Mutluluk Mümkün mü?  Aslında sorunun cevabı zor.... Kendinize hiç sordunuz mu bilmiyorum. Daha önce mutlulukla ilgili kendimle konuşmuşluğum var. Hatta okuduğum kadim bilgilerle dolu kitaplardan ve yaşamdan öğrendiğim şey; ne kadar az beklenti o kadar mutluluk ve keyifli yaşam. Çok fazla not aldım. Videoya bir parça çektim ama henüz buraya eklemeyi bilmiyorum. Keşke konuşma boyunca çekip sizinle de paylaşabilseydim... Öyle güzel gerçekçi bilgiler aktardı ki. Ama bir sürü not aldım arkadaşlar. Sizinle de paylaşmak için. İlk cümlesi; önemli bir bilge der ki: Gevşeyin, hiçbir şey kontrolünüz altında değil... Ve başladı anlatmaya. Aslında "başarı+para= mutluluk getirmiyor. Evet para kazanmak bir ihtiyaç hemde önemli bir ihtiyaç ama mutluluk değil. Ayrıca

Ezginin Günlüğü - Yan Kalbim

Resim
Müzik gerçekten de ruhun gidası ve bazı sesler de onun devamı... Bence bunlardan biri de Ezginin Günlüğünde ki yorumcuların sesi... Birde Sema vardır bilir misiniz? Çok güzeldir youmu... Bu gecenin parçası olsun mu bu? İyi dinlemeler blog. :) İyi geceler hepimize.

Bad Moms ve Annelik...

Resim
Madem hava yağmurlu ve soğuk, bugün evdeyiz... eşceğimize dedim ki; şöyle aydınlık keyifli bir film izleyelim. İzlenmeyi bekleyen filmler arasında BadMoms  vardı. İzleyelim dedik. Elbet Umay'da daha ayakta olduğundan biraz durdurup biraz izleyerek geçti film. :))) Film çok çok keyifliydi. Şöyle keyif alayım derseniz izleyin. Tabi konu annelik, çocuklu hayat olunca daha bir iyi geldi film. Yer yer gülsek de " aa ne kadar doğru" falan gibi yorumlar yaparken buldum kendimi.. ( elbet içimden dedim, yoksa filmin akışını bozmayayım dimi ama izlerken) Bir anne düşünün hem sabah çocukların kahvaltısına, hem okullarına, hem okul sonrası aktivitelerine hemde işine yetişsin... Kocası da evden çalışıyor ama destek yok tabi... Annemiz Amy hep birşeylere biryerlere geç kalıyor ve alay konusu oluyor diğer anneler tarafından... Ve birgün eşini bilgisayar başında başka bir kadınla chat yaparken( adam sanal seks yapıyor) buluyor... Olay orda kopuyor ve adamı evden kov

Vakit Hazan Aslı E. Perker... Savaş Sanatı kitabına dair...

Resim
Şekerci Cafer Erol'un 1.katının penceresinden baktığınız da görüntü bu... Sanıyorum hava soğuk olduğundan kalabalık fazla yok... Çok severim pencere kenarlarını, dışarı bakınmayı... O yüzden evimde de pencere kenarına koydum sallanan sandalyemi... kahvemi alıp kitabımı camdan yana okumayı seviyorum. aslı e. perker vakit hazan Bu kitap bizim Mart Ayı kitap kulübümüzün kitabı. Yazarın okuduğum ilk kitabı ki devamı da gelecek çünkü çok sevdim anlatım dilini. "Vakit Hazan / Aslı E. Perker" kitabı bir dönem kitabı. Handan'ın gözünden anlatılıyor... Osmanlı Paşasının kızı olan Handan hem dini bütün yaşayan hemde ülkesini, vatanını çok sevdiğinden amcası ile birlik olup; gizli görevlerde yer alıyor. Aslında bir döenme göre çok cesur Handan. Okurken hem kızıyorsunuz Handan'a hem gülümseyerek okuyorsunuz, hem kederleniyorsunuz... bu kadar da olur mu? diyorsunuz ama oluyor valla hayatta da böyle şeyler. Yazar kitabında ne Osmanlı'yı nede Cumhuriyet'i

Parasız Yatılı Fürüzan Ve Günlük...

Resim
Umay'ın kalemlerle arası çok iyi. Bu aralar okula gitmeye ve yazı yazamadığına takmış durumda. :) "Anne ben yazamıyorum, sen yazar mısın?" "Ne yazayım kızım?" "Seni, babamı, Topak Abiyi, yengeyi, dayıyı, amcayı" diye söylemeye başlıyor.... Bende hepimizin adını soyadını yazıyorum. O da kendince bakarak çiziktiriyor. :))) Çok hoşuma gidiyor o tavırları. İnşallah diyorum, okumayı seversin ve istediğin bir dalda okursun...  Bir de uzun zamandır hergün bizim resmimizi yapıp getiriyor. Çok hoşumuza gidiyor. Bazılarını saklıyorum. Resme bir yatkınlığı var ileride ne olur bilemiyorum tabi. Yalnız bir terslik var bizde, bizim kız, kız görünümlü erkek... :))))) Misket oynamaktan, babası ile ps oynamaktan çok keyif alıyor. Umay gel biraz hikaye ktiabı bakalım diyorum "yok" ya kendi alıp bakıyor ve sonra da kenara atıyor.. Nolur sevsinnn kitaplarıı kızııııımmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm... :)) diye içimden dileyip duruyorum. Anne fotoğraf ç

Hayatı Yakala/ Reign Over Me filmi....

Resim
Bu aralar kitap okumalarım azaldı... içimde ki acı, özlem hergün büyüyor... zaman diyorlar bence zaman azaltmıyor tersine daha da büyüyor bu özlem... Cümlelerim de devamlı " annem olsa böyle derdi, böyle yapardı"larla konuşurken buluyorum kendimi... Dışarıdan belli etmesem de içimde ki fırtınanın, yangının, erken kaybetmenin acısı öyle derin ki... Aslında burdan daha fazla yazıp üzmek istemiyorum kimseyi... Bu satırları yazmama sebep aslında izlediğim bir film oldu. reign over me Türkçe'ye Hayatı Yakala olarak çevrilmiş bir film. 2007 yılı yapımı. Adam Sandler filmlerini çok büyük bir keyif ile izlerim. Ve hemen hemen her filmini izlemiş sayılırm derdim kendime ama bu gözden kaçmış. :) Film çok duygusal... birde gece izleyince çok ağladım... hem adama hem kendime..... Bir adam düşünün çok sevdiği ailesini bir uçak kazasın da kaybediyor... 3 kızı ve karısı birde köpeklerini... Sonrası olaylar hiç yaşanmamış gibi davranıyor ve hatırlamamayı seçiyo

Huzursuzluk Zülfü Livaneli, Tesla'nın Kutusu ve Cesur Yeni Dünya Kitapları Hk...

Resim
 Geçtiğimiz haftalarda bitirmiştim Huzursuzluk/Zülfü Livaneli kitabını... Çok çok dokunaklı, düşündürücü ve hüzünlü bir kitap. Özellikle günümüzde çokca yaşanan mezhep davalarına ve Ortadoğu meselesini anlatmış. Tabi bu Doğu meselesi hele hele kadın meselesi ülkemizin kanayan yarası.  Yaşı geçmişse alınmaz, dulsa alınmaz, çocuğu varsa alınmaz..İlla ki bakire olacak, yaşı küçük olacak... gözü açılmamış olacak... olacak da olacak... Erkek dediğnse; gezmiş tozmuş olacak, kadına kıza gidip hevesini almış olacak.. evlenene kadar her b..k.. yemiş olacak... Ne güzel dimi......... huzursuzluk zülfü livaneli Bide tabi savaştan kaçıp sığınanlar var aramızda... bir yanım   o kadar çocuk yapmış olmalarına ve erkeklerin savaştan kaçıp gelmelerine kızıyor... Bir yanım ise yanıp tutuşuyor o hallerine..... Ne zordur diyorum bilmediğin bir yerde, savaştan ötürü kaçıyorsun ve yerlerdse yatıyorsun, dileniyorsun, çoluk çocuğun aç sefil durumda.... Rabbim ülkemizi savşatan korusun.....

Okuyamıyorum Gazete artık....

Resim
Geçen gün sırf kitap eki veriyor diye Hürriyet Gazetesi aldırdım bizim beye.  Ve sadece eki alıp diğer gazeteleri geri dönüşüm poşetine attım... Sonra gecenin ilerleyen saatlerinde kız uyuduğunda günün muhakemesini yaparken, artık gazete okumadığımı fark ettim... Hatta haberlere bile bakmaya ihtiyaç hissetmiyorum çoğu zaman... Bazen bir kaç günde bir "aa hiç haber izlemedim bakayım neler olmuş diyip", sırf haber yapan kanalları açıp bir süre dinliyorum. Oysaki daha gençkene ( şimdi de gencim yahu neden böyle yazdım  :)))    ) özellikle haftasonu Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah Gazetelerini alır, masanın başına oturur okurdum hepsini. Sevdiğim yazarları takip ederdim. Hatta ilk ben okurdum gazeteleri, ben okumadıysam vermezdim kimseye okusun diye. Neden derseniz karman çorman etmesinler diye... Şimdi düünüyorum da ne gerek var okuyan istediği gibi okusun dimi...olmaz ben düzenli okuyorum der ve önce ben okurdum. Evde sorarlardı " Gülşah okudun mu gazeteleri,

Virginia Woolf üzerine... Kendine Ait Bir Oda ve Mrs. Dalloway

Resim
1 Şubat günü Kazım Karabekir Kitap Kulübümüz'ün birinci yılını kutladık. Aralarına geç dahil oldum ama sanki daha önceden varmışım gibi hisettim hep. Hala da öyle. O kadar keyifle ve istekle gidiyorum ki her ayın çarşamba gecesi... Ve o kadar çok şey öğreniyor ve bilgiyle dönüyorum ki eve. Yeni yazarlar, yeni kitaplar, filmler not ediyorum/uz.  Bide yanın da bir o kadar keyifli sohbetlerimiz oluyor... Değmeyin keyfimize. Şubat ayı kitabımız "Virgina Woolf / Kendine Ait Bir Oda " idi.  Ben bu kitabı ve Mrs.Dalloway kitabını geçen sene DR kampanyasından almış fakat henüz okumaya başlamamıştım. İyi de oldu. Her iki kitabı da peşpeşe okudum. Kesinlikle Kendine Ait Bir Oda ile başlayan yazarın kitaplarına okumaya. Erkek egemen bir dünya da kadın yazar olarak çok iyi bir kaleme sahip. Hayatını okuduğumda ki bu kitabında da bahsediyor yer yer; kadınlar küçük yaşlar da evlendiriliyor ve ev işleri ile meşgul oluyorlar. Okumak, yazmak hak getire... Feminist yazarl

Son Sorular, Fütursuz Doğaçlama Oyunu..

Resim
 Taa geçtiğimiz aydan planını yaptık, ayarladık dünü... Daha doğrusu Sevdam organize etti bize de gidip izlemesi kaldı Fütursuz Doğaçlama Oyununu. .. Kadıköy Hangart Cafe'de sahne alıyorlar. Hangart Atölye & CAfe olan bir yer. Ufak ama o kadar samimi ki. Özellikle cafe  içi düzenleme çok güzeldi. Hatta orada bir çok etkinlik oluyormuş. Bizim gittiğimiz oyunda doğaçlama. Öncelikle selamlama ile başlayıp, moderatör eşliğinde sohbet, anı, hikaye eşliğinde doğaçlama ile gösteri yapıyorlar. Oyuncu arkadaşlar da çok şeker. Biz bayağı bir güldük dün gece.. O kadar ihtiyacım varmış ki... Eğer böyle etkinlikleri seviyorsanız bi gidin izleyin derim. hangart cafe moderatör kızımız :)  Bizlere soruyorlar; var mı ilginç bir anınız?  Sonrası anlatılan hikayeden yola çıkıp sahneye, oyuna döküyorlar konuyu... Sonrası kızlarla Leman Kültür Cafe'ye gidip biraz sohbet biraz keyif derken geceyi tamamladık. Çocukları soracak olursanız; onlarda babalarıyla takıldı. :) Umay v