Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaşamak Yu Hua Ve Günce...

Resim
Bizim evde en çok uyuyan uykucu Bulut.🐈😊 Paso uyuyor, arada bir koridorda tur atıyor sonra geliyor hop yine uyuyor... Sanki taş taşımış... Lakinnnn sabahları ve okul dönüşleri Umay evde olduğunda üç dört tur spor yapmışlığı oluyor canım hakkını yemeyeyim.😂 Resmen kuytu köşelere kaçıyor, o kaçtıkça Umay'da "anne bak Bulut benimle oyun oynuyor" diye sevinerek dolaşıyor ortalıkta. Sabahları muhakkak günaydın öpücüğü veriyor Bulut Bey'e. Bana da " anne sende öpsene" diyor ama ben henüz onun kadar derinden öpemiyorum. Zamanla ... Şimdilik iyi gidiyor kedi ile yaşamımız, alıştık bayağı. Pazartesi Kadıköy'e indim, kitap kulübü Aralık Ayı okuma kitabımızı almaya. Anladığım kadarı ile kitabın sessiz bir okur kitlesi var. Hangi kitapevine sorsam yok, baskıda da gözükmüyor diyorlar. Gelen tükeniyormuş. Hangi kitap derseniz Müzik Uğruna kitabı. Neyse efenim son bir tane kalmıştı İmge Kitapevi'nden aldım. İşlerimi halledip, bir çay içip kalktı

Sahaf Festivali, Hayata Dair ve Avokado Bahçesi...

Resim
Aslında yazmak istediğim çok şey birikti ama masa üstü bilgisayarımız arızalanınca kaldı. Birde nedense ne tabletten ne de akıllı telefonumdan bloğa yazı yazamıyorum. Hele yorumlara hiç cevap kabul etmiyor. Nedendir bir türlü anlamadım. Yeni sayfa düzenine geçtim acaba dedim bu düzende mi yok? onu da anlamadım... Sadece Google+'dan yeni yazıları görüp okuyabiliyorum.... Tabi ara ara sinir oluyorum. Çünkü cep telefonu hep yakınımda oluyor ve oradan yorum yazmak daha kolay. Kendi yazımı yazacağım zaman masa üstü bilgisayarı kullanıyorum birde fotoğraf eklemek için. Tabletten istediğim gibi fotoğraf yüklenmiyor... HaydarPaşa Garı'n da Sahaf Festivali vardı. Ama gitmedim. Çünkü artık buralarda da ikinci el kitapları resmen yeni kitap fiyatına satılıyor.  Ve bazıları çok yıpranmış.... Tamam bazı klasik kitapların eski baskıları pahalı oluyor eyvallah ama bir çok kitap da ve ikinci eller de ederinden pahalıya satılıyor. O yüzden artık sahaf festivallerine gitmiyorum. Geç

İza'nın Şarkısı - Magda Szoba

Resim
Kasım ayı kitabımız İza'nın Şarkısı - Magda Szoba idi. Daha önce Kapı kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Özellikle kurgu ve olayların içeriği, aktarımı etkilemişti. Bu kitapta baştan söyleyeyim ağlayabilirsiniz. Zaten içim doluydu... birde anne kız, baba kız, aile yaşantısı, yaşlılık ile ilgili olunca kitap okurken çok çok çok ağladım.... Lütfen bu kitabı OKUYUN ve OKUTUNUZ efenim kategorisinde bir kitap. Bakmayın siz benim ağladığıma... Yazarın yazım kalitesini tartışmaya bile değmez... Özellikle Macar Edebiyatını sevdiren kadın Magda S. Ben en çok İza'ya kızandım, anneye kızanlar çoğunlukluktaydı. Konusuna gelince; İza iyilik yapmayı seven, hayatını zorluklarla geçiren ama birbirine bağlı bir anne babaya sahiptir. Tek eskik anne babada şefkat yoktur. Çevrelerine çok ilgili, şefkat gösteren anne baba kızlarından bunu esirgemişlerdir. İza ise ayakları üstünde durmasını bilen, küçüklüğünden beri ne istediğini bilen hatta ailesi ile ilgili kararları

Kabuk/ Zeynep Kaçar kitabı...

Resim
Uzun zaman önce almış ama bi türlü okumaya elim gitmeyen bir kitaptı "Kabuk/Zeynep Kaçar". İnsatagram'da bolcana yorumları dönmüştü. Ama en çok neyi sevmiyorum biliyor musunuz? Kendi yorumlarından çok kitabın özetini veriyorlar ya hani... işte buna gıcık oluyorum. Sonuçta biz okumayanlar için hiç de iyi olmuyor. O yüzden kitabı okuduktan sonra bakıyorum yorumlara, hoş çoğu kişi dediğim gibi kendi yapmıyor yorumu; kopyala-yapıştır. Elbet içlerinde ayrı tuttuğum, yorumlarına güvendiğim kişilerin bloglarına, sosyal medya hesaplarına bakıyorum onlar ayrı.  Kitap çok enteresandı, sanki üç kadın oturmuş masaya ve başlamış anlatmaya... Tabi bunda yazarın tiyatrocu kimliği de etkili diye düşünüyorum. 3 kuşak kadın düşünün ve bu kadınların yaşamları hiç de kolay olmasın. Beni en çok etkileyense duyguların ifade edilişi, bu kadar mı gerçekçi bizden biri gibi satırlar... Konusu itibari ile kolay okunan bir kitap değildi, başlarda karıştırdım. Daha doğrusu konusu değil de

Stranger Things Dizisi...

Resim
Stranger Things dizisi 2.sezonunu yayınlasa da , dün akşam 1.sezona başladım ben. Fantastik ve bilim kurgu filmlerini ve dizilerini çok seviyorum, büyük bir ilgi ile izliyorum. Dün gece iki bölüm izledim. Özellikle çocuk oyunculara bayıldım. O nasıl bir rol yapmadır yahu. Bakalım ilerleyen bölümler nasıldır? İzleyeniniz var mıdır bilmiyorum ama izlemiyseniz bir göz atın derim., Dizi aynı zamanda 1980'lerin bilim kurgu ve korku klasiklerine yapılan bu nostaljik gönderme, En İyi Drama dahil 18 dalda Emmy adayı olmuş.  Netflix dizilerinin çok iyi olduğu söyleniyor, bende eşim sayesinde öğreniyorum. Yazarken düşündüm de "eşim olmasa ne yapacakmışım " hissettim kendimi😕😁😳😬😊 tüm bu emojileri hissederek yazıyorum :) Şaka bir yana benim gibi bilgisayardan az anlıyorsanız anlayan birinin yanınız da olması iyi oluyor.  Burdan bir selam çakayım beyime de dimi :))))) Öyle işte. Bugün babam geldi. Cuma günü annemin 1.yılı ............  Sözlerle anlatamayacağım du

Günlük; İki Film Bir Kitap; Romantika

Resim
Hafta sonu tembellik yapınca birçok şey bugüne kaldı. Tabi bunların başında üç sepet ütü 😬 Sabahtan kahvaltı faslını bitirip daldım evin içine.... Artık Umay'da kendi başına oynuyor yada televizyona bakıyor işim bitene kadar. Beni durdurmadığı için daha çabuk bitiyor işim. Sonra bir baktım okul saati gelmiş. Onu okula bıraktım, eve gelir gelmez de çayı attım ocağa, biber dolmalarımı da doldurdum, akşama pişecekler... Bende o ara oturdum bilgisayarın başına.. önce sizin yazdıklarınızı okudum, şimdi sıra bende :)))) Geçen hafta arakadaşlarla "Ayla" filmini izledik. Çok beğenerek izledim/k. Türk Yapımı olarak çekimler vs iyiydi... Biraz ağladık tabi ama öyle anlatıldığı kadarda çoooook ağlamıyorsunuz yahu... Tabi konusunun gerçek bir hikayeden alınması, savaş görüntüleri ve o bomba sesleri çok etkiliyor duygularınızı....  Cumartesi Yol Ayrımı filmine gidelim diye çıktık evden, kendimizi DOĞU EKSPRESİNDE  CİNAYET filminde bulduk. Johnny Deep' hayranım

Günce; içe dönmeler, Bir Film; Under The Tuscan Sun

Resim
Bu aralar belirli yaş dönemlerimle şimdi ki yaş dönemlerimi düşünürken buluyorum kendimi. Örneğin geçen gün toka kutusunu düzeltirken; 20'li yaşlarımdayken ne kadar çok tokacıya gider ve toka, küpe, kolye alırdım dedim iç sesime... Bir sürü bir sürü tokam vardı, neredeyse her beğendiğimi alır eve gelir, saçıma olmayanı da kutunun en sonuna koyardım. Sonra.... 📍Yaşım ilerledikçe ( ki bence bazı şeylerin kesinlikle yaşla ilgisi var) ki kendimi hala 20'lerim de hissedebiliyorum, ara ara da öz yaşıma dönüyorum. Sanırım bunda minyon olmam ve yaşımı göstermemem de yatıyor. kullanmadığım şeyleri almadığımı fark ettim. Tabi bunda farkındalığın da etkisi var. Artık yaşama daha farklı gözle bakıyorum. Sonuçta devamlı tüketim yapmak da sağlıklı değil/miş. Kanıtlanmış yani.😏 Şİmdi ise beğendiğim bir kaç tokayı alıyorum ve gittiği yere kadar kullanıyorum. Bir çok şeyin fazlasını almıyorum ( kitaplar hariç 😊 )  📍 Mesela her ay düzenli aldığım dergiler olurdu. Cosmopolitan, Elel

Bir Film Bir Kitap. The Best Offer ve Değişim.

Resim
 Hafta sonu çoook güzel bir film izledik. Film 2013 yılı yapımı ve adı Türkçe'ye En İyi Teklif olarak çevrilmiş.   Romantik, gerilim tarzı bir film diye geçiyor ama biraz da psikolojik bir filmdi. Az, öz detaylarla o kadar çok şey anlatmışlar ki. Oyuncular ise en sevdiğim kişiler diyebilirim, hayranım oyunculuk kalitelerine... Müzakere yönetici olan Virgil takıntılı biridir, hayatını da buna göre düzenlemiştir. Ve en büyük koleksiyonu da "dönemin ünlü  ressamlarının kadın portreleridir."    Aşk taklit edilebilir mi?.. Virgil’in kafasını kurcalayan bu soru, aslında filmin temel taşı neredeyse... Fazla detay vermek istemiyorum çünkü bu filmi izleyin isterim... finalin ertesinde kafalarda oluşan soru işaretlerini yanıtlama yoluna gitmektense ana karakteriyle seyircisini baş başa bırakıp onun çaresizliğini keşfetmemiz için hikayenin geri kalanını fazlalıklardan arındırmaya çalışması Tornatore’nin En İyi Teklif’te yaptığı iyi hareketlerden biri. Kit

Günlük Haller, AbdülMecid Efendi Köşkü'nde Sergi, Kapı Çalana Açılır..

Resim
Kedimizin adı "Bulut" olarak değiştirilmiştir. 😊🐈 Daha da ne kadar değişir bilmiyorum. Biz karı-koca olarak sevdik ve benimsedik ama evin kızı değiştirebiliyor.  Geçen akşam kendimi izleniyor gibi hissettim, balkonun perdesini bir açtım ki bizim Bulut sandalyenin üzerinden beni ve evi izliyor. :) Çok alıştık birbirimize, evin içinde bir iki tur atıyor sonra hop peteğin yanına yada koltuğun arkasına yatmaya gidiyor. Var ile yok arası. Arada geliyor patileri ile dizlerimize çıkıyor, kendini sevdiriyor gidiyor. Tabi bizim kız devamlı peşinde, "anne kucağıma ver, anne bak öptüm, anne bak Bulut nerdeeee?" derken kedi bizden arada kaçıyor... :) Geçen hafta Kapı Çalana Açılır Sergisine gittik. Abdülmecit Köşkünde idi sergi. Açıkçası sergi kadar Köşk'de bir harikaydı. Özellikle o çinilere ve bahçeye, koruya hayran kalmamak mümkün değildi. Fırsatınız varsa kaçırmayın hele de Anadolu Yakasında iseniz ulaşım çok daha kolay.  Evet heykeller sizi huzursuz ed

Umay'lı ev halleri ve Yeni Üyemiz; Kedimiz :))

Resim
Umay'ın kreş günleri gayet iyi gidiyor. Çoook alıştı okula, arkadaşlarına. Okul müdiresi hanım kızımın çok sosyal olduğunu, mutlaka selam verdiğini, giderken de "görüşürüz" dediğini söyledi. Benim için çok hoş bir duyguydu. :) Okul ile ilgili neredeyse hiçbir şey anlatmıyor. Her gün istinasız soruyorum ama yok, tek dediği, ----- Okul nasıl geçti Umay? ------İyi geçti. -------- Naptınız? ----- Oynadık.... Konuşmamız bu kadar... Eşim çok sormamamı, çünkü genelde çocukların anlatmadığını söyledi. Ama ben anlamamış gibi her gün soruyorum. Napayım anayım ben anayım moduna başlıyorum...😀 Tabi gün geçtikçe huyları da büyüyor, bazen atarlı oluyor bazen normal. ::) Yeni oyunlarımızdan biri de kapak resimlerinden ve renklerinden kitap bulmaca ve koklamaca. Ben kapakta yer alan bir nesneyi, resmi kareyi ve rengi söylüyorum oda üç sıra halinde olan kitaplar içinden bulup getiriyor. Bi de nasıl hoşuna gidiyor anlatamam.... Böylelikle görsel hafızası da iyi çalışmış