Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Biten Kitaplarım...

Resim
Yine yapmış yapacağını Dan Brown.. . Başlangıç kitabını bir solukta okudum Özellikle konusu çağımızın çok da yabancı olmadığı  sanal gerçeklik, yapay zeka gibi konulardan seçmiş. Üç büyük dini bile sorgulatacağına inanan bir bilim adamının buluşu ve sonrası .... Yeni bir din yaratma sürecini anlatan, buluşunu açıklayacağı gün öldürülen bilim adamının hikayesi. Tabi geçtiğimiz seneler de bu komplo teorisi çok konuşulmuştu tv de... Yeni bir din yaratma konusu. Çünkü çağımız da çok fazla Allah'a yada bir Yatatacı'ya inanan çok ama kitaplara inanmayanlar. Tabi herkesin inancı başka... Saygı duymak gerekir. Lakin beni biraz nedense yapay zeka 🧠 ürkütüyor ... Kitap da yazılanların çok da uzak gelecek olduğunu düşünmüyorum. Tersine belki de biz bu tarz kitaplarla ve filmlerle hazırlıyorlar diye düşünüyorum. Korkutuyor çünkü git gide insan gücüne ihtiyaç azalıyor ve her şey hazır olmaya başladı. Düşünsenize bir çok hareketimiz azaldı, İletişim deseniz sosyal medya kadar.

Otomatik Portakal Ve Mihail Kitapları....

Resim
Geçtiğimiz hafta iki kitap bitirdim. "OTOMATİK PORTAKAL" epeydir aklımda olan bir kitaptı. Bundan bi yedi sekiz yıl önce filmini izlemiştim. Çok etkilemişti orada ki olaylar  kurgusu ve gidişat Ama nedense kitabını bir türlü alıp okumamıştım. Bu sene takmıştım kafaya okuyacaktım  Velhasıl okudum, nasıl ki 1984 kitabını bitirdikten sonra bir kaç gün kendime gelmediyse bu kitapta da aynı şeyi hissettim. Evet yıllar önce yazılmışlar lakin anlatılanlar çok da uzak değil gibi. Dünyanın gidişatına bakarsak... Neyse efenim kitapta 15 yaşında ki Alex ve çetesinin yaptıkları, yarattıkları kaos ve sonrası hükümetin bu tarz mahkumları ıslah etmesi anlatılmış. Tabi ıslah ederken siz artık eski siz olmuyorsunuz  Bu da ayrı bir tartışma konusu  Çünkü suça meyilli yönünüzü ıslah etmek için başvurdukları yöntemden sonra sizden geriye koca bir hiç kalıyor..... ...... Diğer kitabım ise; MİHAİL / PANAİT ISTRATİ İlk yazarın Kira Kiralina ile tanıdım ve anlatım diline hayran

Günlük.... Evde Film.....

Resim
Selam. 😊 Bir iki gündür hava mis. Bizde dün Emirgan Korusuna gittik Sevdoş'larla. Çocuklar mutluydu ama bizde bir o kadar keyifli idik. Çok seviyorum koru ve ormanları. Daha doğrusu yaşamı, doğayı çok seviyorum. O muhteşem ötesi ağaçlara bakmak  kuş sesini duymak, rüzgarı dinlemek ruhuma iyi geliyor. Uzun zamandır hayalini kurduğum şey; böyle park veya koru tarzı bir yere gidip  yanımda kitap, kahvem... Çimlere oturmuş bir gün geçirmek  İmkansız değil elbet. Az kaldı bu hayalime ulaşmaya  😊 Kız az daha büyüsün tamamdır o iş bende..😊 Bu aralar evi derleyip toparlıyorum ama kafamda. Çünkü ileriye dönük planlarımız var. Ve benim de elim kolum kalkmıyor Bugün karar verdim ama temizliğe başlıyorum çünkü ucu bi kaçtı mı sonrası toparlamak zaman alıyor. Bazen sıkılıyorum bazen de bir iştahla evi topluyorum ki kendime inanamıyorum. Çünkü asıl olay bende .. Ve bende hep kahvemi yapayım kitabımı okuyayım, film izleyeyim modunda takılmak istememde. Hem hep keyif yapa

Çalışan Anneler Dizisi /Ev Hali

Resim
Havalar mis misss derken bende bi cam silme  bahar temizleme aşkı gelmişken ne okuyayım ... Yağmur geliyor ☔ .. Ki yağmur cam silen kadının kaderidir değil mi? Hatırlarım annemin yükseklik  korkusu vardı. Ev temizliğine kalkıştığımız da camları ben silerdim annemde  kapıları silerdi. Sonrası koltuk ve halı silme... Ama en çok sinir olduğum "halı yıkama" idi. Bir gün hiç unutmuyorum teyzemle halı yıkıyoruz.... Lise bitmişti sanırım .. Dedim ki; ..... Seneye bir daha halı yıkamayacağım... Ve gerçekten de ondan sonra hiç halı yıkamadım. Hani derler ya çocuk küçüklükten belli eder kendini diye... Bende öyleydim. Hatta annem dalga geçerdi benimle "saraylı" diye... Bide üstüne sorardı "bu kız kime çekti?" diye... Çünkü yer sofrası sevmezdim ve annemler yerde yerken ben çekyat tepesinde yerdim, yerde oturmayı sevmezdim... Yanlış anlaşılmasın oturanları yargılamazdım, ki hâlâ karşımdakini yargılamayı, eleştirmeyi sevmem. Herkesin bir yaradılışı vardır.

Doğadaki Son Çocuk Ve Stefan Zweig Kitapları...

Resim
Geçen hafta ince ama içi dolu kitaplar bitirdim. Doğadaki Son Çocuk kitabını okurken kendi çocukluğum geldi aklıma.... Çünkü kitapta geçen bir çok şeyi kendi adıma yaşadım. Oturduğumuz apartmanın bahçesi ağaç ve çiçeklerle dolu idi daha doğrusu benim dönemim de  bahçe kavramı daha fazla idi. Şimdi ise çocuklar eve tıkılıyor. Kitap da yazar üstüne basa basa doğa ile insanın, çocuğunun uyumundan bahsediyor. özellikle dışarıda oynamayan çocukların daha içe kapanık, daha çok elektronik eşyaya bağımlı, depresyona yatkın, obez vb... süreçleri anlatıyor örnekler vererek.  Trafik, annelerin “çocuğum üşütür hasta olur” kaygıları da çocukların doğadan uzaklaşmasını sağlıyor. Çocukların yeni oyun alanları ise, zamanlarını geçirdikleri ekranlar ve alışveriş merkezleri. O kadar kızıyorum avmde çocuklu anneleri görünce. Alışveriş için anlarım, bırakacak yerinde yoktur vs.. Ama sırf "hava alsın çocuğum" diye dışarı çıkartmayı avmye getiren annelere lafım....

Jane Eyre ....

Resim
Canım çok sıkkın aslında... Mevzu benim için derin ama yazıya da dökemeyeceğim bir şey.... nasıl da bir tek olay bile kafamı günlerce meşgul ediyor aklım şaşıyor... Uzun zamandır bu kadar çok sıkılmadığımdan sanırım " ohh artık eskisi gibi değilim, önüme bakıyorum" diyordum... taki canımı sıkan olayı yaşayana kadar. demek ki henüz tam öğrenememişim ki evren beni sınıyor. Biliyorum bu da geçecek...hiçbir şey kalıcı değil.... Neyse efenim şubat ayının son haftası bitirdiğim kitabı anlatayım... Uzun zamandır listemde olan kitaplardan bir tanesi daha... JANE EYRE/ CHARLOTTE BRONTE Nasıl atlamışım bu kitabı bilmiyorum. Belki de çoğunuz okumuştur. Özellikle karakterin güçlü duruşu hele hele o dönemi düşünürsek çok iyiydi. Tabi konusuna bakınca o dönemde ki dini baskılar, aile kavramı, genç kızların okumasından çok, okuma yazma bilmesi yeterli. Daha çok biçki, nakış, bir müzik aleti çalma gibi kavramlar daha önemli. Bir de kızın çeyizi olarak &q