Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şeyler / Georges Perec Ve Bahri Karaçay...

Resim
 (bugün hava ne kadar güzeldi... öyle özlemişim ki yağmur sesini, kokusunu ve camda bıraktığı o damlaların görüntüsünü😍🙏)  Hafta da bir gün ile okula gitmeye başladı bizim kız. Ve ilk sorduğu " Anne okula girerken koşabilir miyim?" oldu. Tabi hayır der miyim?! Aslaaaaaaa :) Sırtında çantası, okul kapısından bir koşusu vardı anlatamam....Bu hafta da iki gün gidecekler. Öyle heyecanlı ve mutlu ki... tabi bizim aklımızda kalmıyor değil.. vakalar arttıkça.. lakin o kadar ihtiyaçları vardı ki çocukların okula gitmeye. İki ucu boklu değnek denir ya aynen öyle. Gitseler bir türlü gitmeseler başka türlü. Elbet evde eğitim verilir, verilmez değil ama okul ortamında kazandığı bazı davranışları ne kadar istesek de evde veremiyoruz.... Onun dışında da pek bi değişiklik yok. Evin öğretmen beyi de haftaiçi-h.sonu evden uzaktan eğitim ile derslerini yapıyor....  Bende kalan zamanlarda kitaplarıma gömülüyorum :) Onlardan biri de arkadaşımın kendine alırken banada getirdiği, Tübitak Yayınla

Biraz Günlük Biraz kitap....

Resim
  Aslında mart ayı gibi dişim sinyal vermişti. Bundan yaklaşık 12 yıl önce kaplama yapıldı ve doktorum ortalama "10-15 yıl" gidiyor kaplamalar diye de uyarmıştı. Miyadı doldu anlaşılan ve ağrı  beni mahvetti.... Tabi o süreçte pandemi başlamıştı ve korkudan doktora moktora gitmemiştim. Gargara ve yediklerime dikkat ederek geçirdim. Ama aklımın bir köşesinde hep yer etti dişim... bir gün patlak verecek düşüncesi çok fena. Velhasıl geçen hafta dayanamayacağım şekilde diş etlerim ağrımaya başladı. Ve doktora gittim, yeniden yapılacak... Tabi benim gibi kırk yaşına kadar diş ağrısı çekmemiş biri için bu süreç çok fenaydı. Hani diyorlar ya " anamdan emdiğim süt burnumdan geldi" aynen onu yaşadım. uyku deseniz sancıdan yok... Korksamda daha büyük sorun yaşamamak için muayene yolunu tuttum.... Eve gelir gelmez, hemen duşa girme. temizlenme ihtiyacı hissetme duygusu ne fena. Allah sağlık çalışanlarının yardımcısı olsun. Biz böyleysek onlar nasıldır kim bilir. Bakalım bu haf

Okul Günlüğü.... Kitaplığım...

Resim
Geçen hafta okul bahçesinde tanışma etkinliğimiz vardı. Öğretmen bir kaç gün öncesinden WhatsApp grubumuzu kurdu ve artık oradan haberleşeceğiz.  Tabi Umay kadar bizde heyecanlı idik. Öğretmenimizi ilk kez görmenin heyecanı yanında, artık kızçem ilkokul birinci sınıf diye diye dolaştım evde.... içimden habire "inanamıyorum yaaaa kızım 1'e gidecek "deyip durdum.  Tabi bu pandemi sürecinde nasıl olacak okul yaşamı bilemiyorum/z... Öğretmen de bizim gibi, gidişata göre hareket edecek. En çok üzüldüğüm şey, bir çok heyecanımızı yaşamamak oldu. Mesela; pandemi öncesi okul zamanını konuştuğumuzda "şöyle yaparız, şunları alırız, fotoğraf çekeriz, ay ne güzel çocuk çantaları var" diye konuşurken...şimdi fazla bir harcama yapmayalım nasıl olsa okul en fazla bir hafta sonra kapanır., sayılar artıyor neticede diye yorumlar yapar olduk.... Neyse ki çocuklar bahçede bir heyecan ile tanıştılar. Kısa kısa, mesafeli bir takım etkinlikler yapıldı. Fotoğraf çekinildi. Hem  ailele

Zorba Ve İrade Terbiyesi ...

Resim
Temmuz ayı okuma kitabımızdı " ZORBA" . Bundan bi üç yıl önce falandı sanırım, filmini izlemiştim. Filmini beğenmiştim. Kitabı da geçtiğimiz sene İnstagram'da bolcana görmüştüm. Sonra bizim kızlar okuyalım deyince okuduk. Daha doğrusu o ay kimin sırası ise, o arkadaşımızın seçtiği kitaptı. Sahil kenarı okunacak bir kitap değildi.😐 Grup olarak pek beğenmedik kitabı. Tabi yazarın diğer bir kitabını daha okuyarak karar vermek istiyorum. Kitaba gelirsek; hayat felsefesinden yola çıkarak sık sık özlü sözlerle anlatılmaya çalışılan bir döngü gibi geldi bana. Evet sözler güzeldi lakin daha genç bir yaşta okusam iyi gelirdi ama bu yaşta değil :) Birde devamlı kadınlardan sanki " kullan / at" gibi bahsetmesi de  hiç hoş değildi. Özgürlük temalı, hayatı anda yaşamak üzerine, hatta sadece geçinecek kadar çalışmaktan, ailesini bile geride bırakıp, günlük kazancını yiyen, kadınlara giden biri Zorba....   Arka kapak yazısın da aslında özetini anlatmış; Geçmişin, kayıp giden

Biten kitaplar....

Resim
 "Ben Robot / İsaac Asimov"  Beni çok etkileyen kitaplardan oldu. 1950 tarihinde ilk basımı olmuş. Okumayı istiyordum yazarı ama sıra gelmiyor ki....  Okuma grubumuzun ağustos kitabı olunca, bide evde bilim kurgu kitaplarını arşivleyen hele yazarı seven  bir  koca olunca... Hemen onun kitaplardan taradım ve evde vardı kitap :) Kitapta anlatılan dokuz öyküde sizi sersemletiyor.... Öyle açılardan yazmış ki Asimov...imkânsız değil diyorsunuz. Ki günümüz de daha da ilerlemiştir robot yapımı bence... Kitapta sık sık hecen kurallardan biride; Üç Robot Kanunu’dur. Üç Robot Kanunu’na göre; -Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz. -Robotlar, Birinci Kanun’la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır. -Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun’la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır. Emekli olmuş 75 yaşındaki Susan Calvin’in anılarını kendisiyle röportaj yapmak için gelen bir gazete