Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Leyla Nur Yazgan

Resim
  #nuryazgan  ve kitabı  #leyla Nur Hn. Aynı zamanda 2007 Duygu Asena Roman Ödülü kazanmış. Tebrikler. 🎊 Bu kitabını okurken resmen ben de içindeydim. Masal tadında ama gerçekmiş gibi hissettim. Böyle okumaları seviyorum. Biraz toplumsal biraz kendimiz gibi hikayeler lakin anlatırken sizi eskiye boğmayan kelimelerle öyle aktıki kitap.....       📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌📌       İstanbul’un geçmiş dönemlerinde geçen masalsı bir anlatı, Leyla. Bütün şehri bir anda saran ve ancak birkaç seçilmiş kişiye bulaşamayan gizemli bir hastalık, herkesin birbirine kuşkuyla baktığı bir toplum, sırlar içinde doğan ve bir depremle kaderi değişen bir çocuk, vesveseli kişiliğiyle kendi kabuğuna çekilen bir Sultan, saray müzevirleri, Hakikat Ağacı’ndan beslenmiş, kelimelerin sırrına ermiş bir kız ve sıra dışı bir sevda hikâyesi... Nur Yazgan bu yeni romanında, iç içe geçmiş öykülerle okuru bilinmedik dünyalarda dolaştırıyor.    

Biraz Günlük Biraz Kitaplarım..

Resim
 Uzun çok uzun zamandır yataktan kolum, bacağım ağrıyarak kalkıyorum. Aslında nedenini de biliyorum. Hareketsizlik. Son neredeyse 2 yıldır yaşadıklarımız iyicene hareketsizliğe itti beni. Tabi yapı olarak, kahvemi yapıp elime kitabımı alıp saatlerce oturmaya müsaitim. Evet dışarı çıkıyoruz ama onda da sandalyelerimizi alıp oturuyoruz 😬 Artık vücudum sesleniyor ve ben daha ne kadar erteleyeceğim bilmiyorum. İşin kötü yanı her şeyi bilip harekete geçmemem... Kendime kızıyorum hem de çokkk … Kendime söz verdim, harekete geçeceğim.. Bu yazı havuza giderek değerlendirdik ve çok iyi geldi. Hele suyun o müthiş sesi sabahın dinginliğinle birleşince müthişti.  O sıcaklarda evde olmak zordu, tatile de gitmedik, ortam malum....  Bu arada Hasanpaşa'da Gazhane müzeye çevrildi... çok geniş bir alan ve içerisini de çok güzel yapmışlar. Bilim Müzesi, Karikatür Müzesi, etkinlik alanları, tiyatro sahnesi veeeeeee en güzeli kendi adımıza "kütüphane" olması ve akşam 21:00'e kadar açık.

Hayat Akarken

 Günlerdir yazmak istiyorum sonra istemiyorum.... Haberleri izleyince ağlıyorum, izlemeyince de meraktan ölüyorum..... "noldu, söndü mü, başka bir yere sıçradı mı?" diye diye kendimi yiyorum.... Lakin şu  an elimden dua etmekten başka bir şey gelmediğinden fazla da yazmıyorum... Sonra gencecik bir kızın daha öldürüldüğünü okuyorum Twitter'da..... İçimden lanetler okuyorum ve içimdeki öfkemi yine içime atmanın ağırlığını yaşıyorum....  Kızın annesi aklımdan çıkmıyor.... Bazen diyorum, fazla mı farkında yaşıyorum... Keşke huysuz, umursamaz olsaydım diyorum... Bir gözüm kör, bir kulağım sağır olsaydı.... Sonra öyle yaşayanlar geliyor aklıma "amaniiiin" diyorum.... İyi ki farkındayım diyorum.  Bu ikilemlerle yaşamak yorucu..... Çünkü bu sefer de Allah bana verdiği aklı, gözü, duyarlılığı herkese verdi niye görmüyor, kullanmıyorlar diye sinir oluyorum...... Anlayacağınız böyle yaşamak da yorucu.... Böyle işte, sizlerin de yazılarını okudum lakin yazacak gücü bulamadı