Bir Devrimin Ruhu Begüm / Kenize Mourad






Begüm: Güney Asya'da (özellikle Hindistan'da) yerel yöneticilerin ailelerindeki kadınlara verilen unvan. 





Harika bir tarihi roman kitabıdır diyebilirim. Bir solukta okudum. Tek sıkıntım Hindistan tarihini bilmemem ki kendi tarihimiz ile ilgili de eksiklerim var... :((
Kenize Hanım 5.Murad'ın torunu. Onların hayatı da sürgünde geçtiğinden sanırım bu kitapta ki duyguları daha iyi anlatmış.
Aslında Hindistan'da yaşananlar ile şuan ki bizim ülkemizde kadına bakış arasında çok az fark var. Birde kitabı okurken "Çayhane" oyunu geldi gözümün önüne... 
İngiltere Hindistan'a özgürlük, adalet getireceğini öne sürerek savaş başlatır. Dönemin Kralı kaçmaya kalkışır çünkü savaşmak istemez, biraz keyfine düşkün. Kaçarkende yakalanır ve tutsak edilir. Yanında götürmedi karısı Begüm Hanım mecburiyetten başa geçer. Çünkü oğlu temsili kral olur yaşı gereği, geriden annesi yönetir ve başlar savaş mücadelesi vermeye. Çünkü ülkesini İngiltere sömürgesine bırakmak istemez. Gururludurda aynı zamanda... Sonuna kadar halkı ile savaşır, onları yüreklendirir. Ama bu hiç kolay olmaz kendisi için. Çünkü tarihde görülmemiş bir şeydir; bir kadının başa geçmesi, onlara emirler vermesi, yüzünü açması, burkasınıda giymez, saçını ince bir tül ile örter ve bu davranışı dedikodulara yol açar. Yaşadıkları çok güzel anlatılmış. Roman gerçek tarihi romandır. Hindistan 1947 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur, tam 90 yıl sonra...
Kitapta çok ilginç bir kaç cümle vardı, özellikle kapanmayla ilgili," sizinle de paylaşmak istedim....  Uzun bir alıntı ama muhakkak okuyun...

Kitaptan alıntı: 

Rajmata toplantı salonuna giriyor. Sırmalı kumaştan dokunmuş ve incilerle süslü muhteşem bir garara içinde, ağır adımlarla ilerliyor. Bu kez yüzünde, halka göründüğü taç giyem günündeki gibi peçe yok; sadece ince bir tül, örülmüş saçlarını gizliyor. Bu görünüşüyle çalışma toplantılarını bir kadının değil naibin, yönetimin başını idare edeceği ve perde kurallarının gerekli olmadığını anlatıyor.
....................
..........................................
Hazret Mahal içinden memnunlukla gülümsüyor. Peygamber'in çarşaflanmaya direnen küçük kızı Zeynep'i tekrarlamak hoşuna gitti: "Allah bana güzelliğimi gizlemem için bahşetmedi." Buna bir muzip cümlede kendisi ekliyor. Kadınların güzelliği erkeklerin kafasını karıştırıyorsa, o zaman bakmasınlar!......

&   İslam'ın savaşçı olmayanlara dokunmayı yasakladığından da mı haberi yok? Kutsal Kuran'ı işlerine geldiği gibi yorumlayan tüm bu din adamları var ya, işte en büyük dümanımız bunlar. Dinimizi öyle gösteriyorlar ki, birgün bütün herkes Müslümanların ezilmesi gereken bir köktenci güruhu olarak görecek; bu yüzden de savaştığımız yabancılardan çok daha tehlikeli oluyorlar!"
Öfkesini dizginleyemiyor:
"Mollalar, mevlanalar (arapça efendi demek), imamlar; bu insanların ötekilerine nasıl davranacaklarını söylemeye hakları yok! Hazreti Muhammed, papazların verdiği zararın karşısında, ruban sınıfına gerek görmedi. Müminin Kutsal Kitap'la, yani Allah'ın Kelamı'yla baş başa kalmasını, kendi vicdanına göre yorumlamasını istedi. Eğer kadın erkek, bütün Müslümanların bir şeyler öğrenmelerinde bu kadar ısrar ettiyse ve hatta "İlim Çin'deyse gidip bulun", dediyse, sebebi müminlerin Kuran'ın rehberliğinde hayatlarının yönünü çizmelerini istediği içindi."
............................
...................
& Erkekler yüzyıllar boyunca Peygamber öğretisinin anlamını saptırdı. Yoksa ilk karısı, Hz.Hatice varlıklı bit tüccarken ve en geç eşi Hz.Ayşe, Peygamber ve arkadaşlarıyla birlikte sofraya oturup başta siyaset olmak üzere her konuda konuşurken, nasıl olur da kadınların kapanmalarını ister?.....
"Aslında her şey apaçık", diye onaylıyor Mahmutabat Racası, "ama halk Arapça okuyamadığı ve Araplar arasında bile Kuran'ın edebi dilini anlayanlar parmakla sayıldığı için, ulema istediği gibi yorum yapıyor!" 

Arka Kapak

Kenize Mourad, Kuzey Hindistandaki Awadh Krallığının Begüm Hazret Mahalin çok az bilinen hikâyesini konu ettiği romanında, İngiliz işgaline karşı 1857 yılında gerçekleşen ve Begümün bizzat başını çektiği Sipahi Ayaklanmasını anlatırken bugünün dünyasına da göz ardı edilemeyecek göndermelerde bulunuyor.

Begüm, fazla tanınmayan ama cesareti ve kahramanlığıyla Hindistanın bağımsızlık savaşında ilk adımı atan benzersiz bir genç kadının romanıdır. Saraydan Sürgüne, Toprağımızın Kokusu adlı kitaplarıyla tanıdığımız Kenizé Mourad, bu kez 1856 yılında ülkenin büyük bölümünün mutlak hâkimi olan İngiliz Batı Hint Kumpanyasının, Kuzey Hindistanın en zengin devleti bağımsız Awadhı ilhak etmeye, bu devletin kralını sürgüne göndermeye kalkmasıyla yol açtığı büyük bir ayaklanmayı anlatıyor. Bu ayaklanmanın lideri ise kralın dördüncü karısıdır.

Awadh Krallığının başkenti olan, ihtişamı ve farklı toplumların uyumlu yaşamları nedeniyle Altın ve Gümüş Şehir olarak tanınan Lucknow bu ilk bağımsızlığın merkezi olacak; en acımasız katliamlar, en inanılmaz yiğitlikler, en iğrenç ihanetler, aşkların en umutsuzu, en yasağı burada yaşanacaktır.Begüm, bir devrimin ruhunun ve unutulmaz bir kadının öyküsü.

Bu öyküdeki tarihi olaylar ve kahramanlar gerçektir.
Bu destan Kuzey Hindistanda, gücünün doruğundayken günümüz Uttar Pradesh eyaletine denk olan, Fransanın yarı büyüklüğündeki Awadh Krallığında gelişmiştir.

(Yazar:Kenize Mourad
Çevirmen:Ali Cevat Akkoyunlu

Sayfa Sayısı: 370
Dili: Türkçe
Yayınevi: Everest Yayınları
 

Yorumlar

  1. Kısa zamanda okunmalı diyorum, tarihin içinde olduğu eserler her zaman daha çekici gelmiştir bana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook güzelbir kitaptı Maya'cım. Okurken yer yer insan sinir bile oluyor ama tarihi roman olarak okunabilecek bir kitap.

      Sil
  2. Kenize Murad'ı Saraydan Sürgüne romanıyla tanıdım . Anlatım tarzı ve tarihi romanları çok seviyor olmam da ona olan sevgimi arttırdı . Bu kitabını okumak için sabırsızlanıyorum .
    Alıntı çok güzel canım , teşekkür ederim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim Zeynep'cim. Aslında bende yazarın dediğin kitabını okumak istiyordum, bu kitabı indirimdeydi, zaten almak istiyordum aldım. İyi ki almışım... :)

      Sil
  3. Çok meraklandım, Saraydan Sürgüne'yi de, bunu da okumalı mutlaka, Osmanlı torunu olarak Kenize hanım da başını kapatmıyor bunu akp'li "Yeni Osmanlıcılar" görsünler:))bu arada tanıtıma baktım da hani şimdi nasıl ABD demokrasi götüreceğim diyor ya, işte demokrasi,özgürlük götürmek ayağıyla sömürmek, işgal etmek yeni değil bilmeyenler öğrenir bu kitapla:)))teşekkürler Gülşah'cığım..

    YanıtlaSil
  4. Değerli site yöneticisi sitenizdeki makaleleri sürekli okuyor ve takip ediyorum yazılarınızı çok özgün buluyorum. Özel baser akşam lisesi firması olarak başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
  5. Bu kitapta kitaplığımda okunmayı bekliyor. Yazarın Toprağımızın Kokusu adlı eserini okumuş çok beğenmiştim. Okumadıysan onu da oku.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa o kitabın çevirisi çıktı mı?
      Yazdım bu kitabı da listeye.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi