Kayıtlar

Nisan, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yolculuk Büyüktür Nil Karaibrahimgil yazısı...

Günaydın. :) Bugün sizinle Nil Karaibrahimgil yazısını paylaşmak istiyorum. Okurken her cümlesine öyle çok katıldım ve iyi geldi ki, sizde okuyun istedim. Yolculuk büyüktür 24 Nisan 2017  Eskiden derdim ki, e yani şimdi bu falanca vara vara buraya vardıysa, geçtiği bütün o güzel yerler boşa mıydı yani? O çiçekli mis kokan yollar, burası için miydi? Artık öyle düşünmüyorum. Varılan yeri önemsemiyorum. Varılan yerlerin matah olmadığını, varanlar bilir. Etrafınızda hayallerine varmışlar vardır, sorun onlara bakın. Hayalleri umdukları gibi çıkmış mı? Önemi de yok. Hayalin seni koyduğu yol mühim. Yollara düşmek meziyet. Varsın, varmasın. Yollar da günlerden yapılıyor. Günün nasıl geçiyorsa, ömrün öyle geçiyor. Nasıl yaşadığını merak ediyorsan şayet, bir gününe bak. İşte öyle yaşıyorsun. Yolun böyle seyrediyor. Yoldasın. Şehirlerarası bir otobüsün penceresinden, kâh kendini, kâh ışıkları kapatıp uyumuş köyleri izler gibi izle günlerini. Nerelerden geçiyorsun? Molaların ne

Biraz benden birazda filmlerden...

Resim
Selam herkese... Öncelikle çok teşekkkür ederim hayırlı olsun mesajlarınız için. Gerçekten de hayırlı olsun işim. Şİmdilik iyi gidiyor. Yer yer yavaş çalışsam da üstümden atıcam sanırım bu rehaveti. O kadar özlemişim ki çalışmayı. Başlarda "yapabilir miyim? ya başarısız olursam" diyordum ama eşimin de desteği ile bu duygularımdan hemen hemen arındım. Evet uzun zaman ara verince bazı şeyler zorladı beni. Ama aşılmayacak şeyler değildi. Ki hala çok yeniyim. Zaman ne gösterir bilmiyorum, bildiğim şeyse kalan zamanımda çalışmak istediğim.... Geçen hafta kızla beraber aynı saatte uyuyorduk, sabah 6 da kalkınca anca dinlenmiş oluyordum. Hemde dinç kalkmak ve güne dinç başlamak önemli . Bide benim gibi geç yatmaya alışkın bir bünyeyi yeni düzene hazırlamak gerekliydi. :) Bu hafta daha iyi gibiyim. Yavaş yavaş biraz daha geç yatmaya başlarım. Kız uyuduktan sonra biraz kitap okurum diye düşünüyorum. Bu arada hem kendimden ses vereyim hemde izlediğim iki filmi sizinle payla

Heyecanlıyım.../ Ve Nausicaa of the Valley of the Wind Rüzgarlı Vadi Filmi.

Resim
Selamlar... Bugün güzel bir gelişme oldu hayatımda ve sizinle de paylaşmak istedim. :) Uzun zaman önce çalışmaya karar verdim. Yakın zamanda da iş arayışlarına başlamıştım. Neredeyse 5 yıldır çalışmıyorum ev hanımıyım.... Tabi bunda bir dönem canım annemin hastane sürecinin olması da etkendi. Tek başına bırakamazdım ve çok şükür ki her zaman yanında oldum anneciğimin. Nurlar içinde, ışık içinde uyu annemmmm........ ............................. Ve sonrası çocuğuma kendim bakmak istiyordum; ilklerini ben yaşayayım, anne sevgisi ve güveni ile büyüsün istiyordum. Ve kızımı 3 yaşına kadar eşiminde yardımı ve desteği ile kendim/iz  büyüttüm/k. Artık sene başında okula da vermeyi düşünüyoruz. Ve benim artık çalışma zamanım gelmiş oluyor demektir. Çünkü kız okula gittiğinde ben ne yapıcam evde. Hani bu lafımdan yanlış anlaşılmak istemem ama ev hanımı olma hali bana göre değil. Evet kimi sever; evde olayım, işimi gücümü yapayım, akşama yemeğimi hazırlayayım yeter bana d

Biten Kitaplar....

Resim
Fikriye İle Latife Melike İlgün Sayfa Sayısı: 450   Baskı Yılı: 2016 Dili: Türkçe Yayınevi: Artemis Yayınları Yayın Yönetmeni : Ilgın Sönmez Sayfa Sayısı : 450 İlk Baskı Yılı : 2016 Dil : Türkçe Şubat ayında buluştuğumuzda sevgili Gamze'cim bu kitabı hediye etmişti. Okumak bugüneymiş. Elimden bırakmak istemedim. Yazar iki aşık kadını öldükten sonra bir oda da buluşturur ve konuşturur, hesaplaştırır. Önce Fikriye başlar anlatmaya... Sonrasında ise Latife... Kolay değildir tabi... En son ise Atamla buluşurlar ve son sözlerini söylerler..... Okurken hem hayran kaldım hemde çok imrendim. Lise yıllarımda ve sonrasında hatırlıyorum da... çok isterdim Mustafa Kemal Atatürk ile tanışmayı... Keşke derdim; keşke o devirde yaşasaydım ve bir kez olsun görseydim ... Kitap tarihi roman değil. Sizi okurken tarihlerle, zamanlarla sıkmıyor. Tersine bazı önemli olayları öyle güzel aktarmış ki okurken unutmuyorsunuz. Tabi öncelik iki kadı

Cemalnur Sargut Ve Meditasyon Üzerine...

Resim
Salı günki kitap kulübü toplantımız da Uğur "Çarşamba günü CemalNur Sargut" var demişti. Bende kendisini şahsen tanımasam bile gerek televizyon programlarından gerekse kitaplardından biliyor ve seviyordum. Çok enteresan aslında yıllar yıllar önce daha bekardım bile hatta :) TRT1'de adını hatırlamadığım bir sabah programında rastlamıştım kendisine ilk olarak. Her hafta belirli bir günde çıkıyordu ve ben bir türlü bu huşu içinde anlatan tatlı dilli, tatlı sohbetli kadının ismini  öğrenemedim. Kime sorsam bilmiyorum dedi, tv de açtığımda denk geldiğimde hep isim kısmını kaçırmış oluyordum. Sonra yıllar sonra bir gün hemşiremle (çok yakın bir dostumla birbirimize hemşirem derizde biz :))   ) konuşurken o bana ismini deyiverdi... Aman Allah'ım nasıl sevindim anlatamam size. Hatta kendisinden bir kitabını alıp okumuştum. Sonra da internetten takip eder oldum Cemalnur Sargut Hocayı. Ben kişinin "ruh-beden-zihin" için okumalar yapmasından yanay

Saçında Gün Işığı Jhumpa Lahiri

Resim
Dün Kitap Kulübüzün toplantısı vardı. Kitabımız; Saçında Gün Işığı ( orjinal ismi: ova) Jhumpa Lahiri Kitap hem Hindistan'ın bir dönem geçtiği sürece tanıklık ediyor bir taraftan da aile dramını anlatıyor. Yazar kesinlikle çok başarılı ama çeviriyi biraz kötü bulduk. Özellikle bazı cümleler feciydi. Ama genel anlamda hepimiz çok beğendik kitabı. Tabi okurken yer yer bizim Doğu'da yaşanan aile meselelerine çok benzetiyorsunuz yaşananları. Örneğin devrimci kocası çlen Gauri'nin sırf Amreka'ya gitmek için, özgürlüğü için kaynı ile evlenmesi... Eşinden olan çocuğu kaynı "baba" diye büyütmesi ve bir annenin kendi hayatı için kızını kaynına bırakıp evi terketmesi sizi kızdırıyor. Başta bende sinir oldum ama sonra düşününce, o şartlar da belki de bizde olsak başka çaremiz olmadığından, istenmeyen gelin olduğumuzdan, ölen eşin annesinin özellikle istememesi sebebi ile kaynım ile evlenip giderdim herhalde memlektimden... diye düşünüyorum. Tabi kitapta Hin

Sakura Ağaçları Mevsimi..

Resim
Günaydınnnnnnnnnnnnnnnnnnnn.        :))) Belki de 3-4 senedir burnumuzun dibinde olan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'ne gitmeye niyetleniyorum. NGBB site adresi için bi tık Niyetleniyorum diyorum çünkü ne zaman Sakura Ağaçları mevsimi gelse ve bende hazırlansam gitmeye hep bir mani çıktı. HAtta geçen sene "oh gidebiliyorum sonunda" dediğim zaman kapısına kadar gittik ve kapalı olduğunu söylediler. Askeri Okul'un gösterisi varmış ve kapatmışlar. Hoppala biz tabi geri döndük........ Yok deim ya bu böyle olmaz ben seneye kaçırmıycam gidicem dedim veeeeee o sene bu hafta geldi ve biz pazartesi günü gittik... Aman Tanrım gidebildim dedim kendime..... :))))) Gerçekten de görüntüsüne hayran kalmamak mümkün değil. NGB Bahçesinde biraz daha dağınık ekilmiş ama değerdi görmeye. Biz gittiğimizde hafiften dökülmeye başlamıştı hatta aradığımda telefondaki bayan; bir an önce gelin bir iki güne dökülmüş olur dedi hepsi... Ayrıca bahçeye giriş ücretsiz. Piknik alanı gi

Büyükada'da birgün...

Resim
Cumartesinden kardeşimde kaldım. Sabaha Sevdoş'um dedi ki; abla gel adaya gidelim? ne dersin? Valla olur dedim. Bide Kartal'dan direk Büyük Ada'ya motor var  yarım saate geçtik. Hava da mis gibiydi mis. Bu sene planlarım arasında adalara daha çok gitmek var. Umay adaya varınca "anne burası çoook güzel" dedi... e ben tabi bu lafı duyunca daha bir mutlu oldum.  Benim sevdiğim daha çok Burgazada ve Heybeli. Büyükada sanırım konmundan dolayı daha bir popüler. Biz sabahtan gittiğimizden sanırım öyle kalabalık değildi. Öğleden sonra yavaş yavaş hareketlenme başlamıştı adada.  Tabi tam bir renk cümbüşüydü hem sahil hem sokaklar. Dükkanlara da bahar hareketliliği gelmişti. Faytonlar hep doluydu. Ama yıllar önce haberlerde o malum haberi izlediğimden beri binmiyorum faytona. Zaten atlara bakınca hallerine acıyorsunuz ister istemez........ Adanın havasını ne kadar başka değil mi? Çok isterdim "adalı olmayı" yada orada ara ara yaşamayı.

Tadını Çıkar Kitabı Ve Yeme Alışkanlığımız.

Resim
Nisan Ayına hızlı bir giriş yaptık. :) Kitap bitti... bazı yerleri atlayarak okudum çünkü o bölümler pek benim işime yaramıyordu. Genel olarak güzel ve içeriği dolu bir kitaptı.  Aslında hani hep derler ya " ne yerseniz osunuz" diye... bu kitap işte buna güzel bir örnek. Sadece kilo vermekle değil aynı zamanda ruhunuzun, bedeninizin ve zihninizinde dingin olmasınyla ilgili bir kitaptı. Özellikle benim gibi sık sık diyet yapıyorsanız, kilo alıp veriyor ama sonuç hep başa sarıyorsa... bu kitabı gerçekten de okuyun... Hayatın bir denge olduğunu, yiyeceklerin de bir anlamı ve etkisi olduğunu anlatıyor. Yine kitapta önemli ve önemle vurgulanan bir şey var ki; Farkındalık ve Nefes Tekniği... Daha önceki yazılarımdan bilenler vardır; farkındalık gerçekten de önemli hayatımızda. Eğer hayatımızı daha bir farkında yaşarsak; hayal kırıklıklarımız, sıkıntılarımız olsa da başa çıkmayı daha iyi biliyoruz. &&& An'da kalmanın önemini, hayattan, yaşamdan zevk a