Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Laozi / Tao Te Ching

Resim
Ara ara ruhumu besleyen kitaplar okumayı seviyorum  Geçen gün İş Kültür Yayınları'a uğramıştı. Yeniden basımı olan bu kitaba denk geldim. Daha önce de "Savaş Sanatı" kitabını okumuştum. Bu tarz kitaplar ara ara açılıp okunacak kitaplardan. "LAOZİ" de uzak doğu öğretilerinden biri. "uzun yol, öğretici" gibi anlamlara geliyormuş.. Bazı cümleleri sizinle de paylaşmak istedim.  Zamanla anladım ki sadece beynimizi yada bedenimizi beslemek olmuyor. Eğer yaşama ve "yol" a ayak uydurmak istiyorsak "ruhumuzu" da beslememiz gerekiyor. Sonuçta biz kabul etsek de etmesek de yaşam bir "denge" ve bu dengeyi fark edip yola devam edenler daha çok keyif alıyor, yaşanılan sıkıntılar  zorluklar karşısında baş edebiliyor.  📍 Bazen bana da çok soruluyor "nasıl bu kadar pozitifsin?" yada "tabi ya hayat sana güzel" deniyor. Aslında hayat hepimize güzel, sorun senin nerden baktığınla alakalı aslında.  📍 Yoksa bende

Günlük ve Uyurgezer Bir Gölge kitabı...

Resim
Serkan Türk'ü instagram'da tanıdım. Yayımladığı fotoğraflarından ve paylaşımlarından biliyorum. Yeni öykü kitabı çıkmıştı. Geçtiğimiz hafta aldım ve bir solukta okudum  Her gir öyküde "biraz yalnızlık biraz hüzün" var. Sanıyorum bunda yaşamında ki insan ilişkilerine verdiği önem, gözlem ve farkında yaşaması da yatıyor. Tabi bu benim öngörü. 😊 Eğer öykü okumayı seviyorsanız bu kitabı da sevebilirsiniz. Bunun dışında yazımı yazarken haberlere bakıyordum da... Dolar aldı başını gidiyor, İsviçre "olası bir kriz ve saldırı anın da yapılması gerekenler" adı altında bildirge dağıtmış..  Bir ilginç vaka da .. Yabancı bir ailenin doğan kız bebeklerine "Blu" adını verdikleri ve ülke mahkemesi de çifte dava açıyor ve çocuklarının isimlerini değiştirmeleri gerektiğini aksi takdirde mahkemenin verdiği ismi kabul etmek zorunda kalabşleveklerini yazmış  Sebep ne derseniz? Blu ismi hiçbir cinsiyeti çağrıştırmadığı ve isim kanuna da uymadığı imiş... Ne gari

Yüzyıllık Yalnızlık /Gabriel Garcia Marquez

Resim
Selamlar. "Yüzyıllık Yalnızlık" kitabı bitti.... İyi ki "Yaprak Fırtınası" kitabını önce okumuşum. Çünkü ben daha önce e bahsettiğim gibi önce Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okuyayım daha sonra da ince kitapları okurum diye düşünmüştüm. İnstgram'dan Felida "önce Yaprak Fırtınası"nı oku öykü orda başlıyor deyince önceliğim bu kitaplar oldu. iyi ki de öyle yapmışım. Çünkü en son Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okuduğum da bazı şeyler daha bir yerine oturmuştu. Daha önce karışık geldiği iin bir kaç kez yarım bırakmıştım kitabı.  Ve doğru zaman şimdi imiş dedim kendime. Neden bu kadar kitaptan bahsedildiğini ve hayran kalındığını anladım diyebilirim. O kadar güzel bir harmanlama yapmış ki yazar. Bazı gerçekleri öyle ince detaylarla hem masalımsı-fantastik olarak hemde "büyülü gerçeklik tekniği" ile anlatmış ki... Türkiye’deki örnekleri arasında ise Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu eseri; Latife Tekin ve İhsan Oktay Anar’ın

Günce, biten kitaplar ve filmler...

Resim
Selamlar. Ramazan Ayı'mız mübarek olsun. 🙏 Yine ara vermişim yazmaya. Havalar ısınınca ve park mevsimi başlayınca; eve geldiğimizde de önce duş sonra yemek sonra biraz daha oyun derken kızçem erkenden yatıyor. Sonrası da benim halim kalmıyor neredeyse. Biraz oturuyorum bazen de ertesi günün yemeği derken bir bakıyorum gece olmuş. Elbet bu arada iki film ve iki kitap bitirdim.😊 "Kırmızı Pazartesi ve Yaprak Fırtınası" kitaplarını okudum. İnstagram'da paylaşınca bir arkadaş yorum yapmış ve "Yüzyıllık Yalnızlık öncesi diğer kitaplarını okuyun"demişti. Çünkü daha önce başlamış ama devamını getirememiş ve kafam karışmıştı başlarda. Bende daha fazla zorlamayıp yarım bırakmıştım. Yaprak Fırtınası aslında Yüzyıllık Yalnızlık kitabının ön kitabı gibi birşey. Çünkü kasaba önce bu kitapla başlıyor ve bazı kahramanlarımızın da hayatına dair kısa bilgile var. O yüzden şu an Yüzyıllık Yalnızlık okurken zorlanmıyorum. Tek sıkıntı uzun isimler 😀 KIRMIZI PA

Günlük...

Resim
Ruhumu yedi kez aşağıladım; İlki, onu yükseklere ulaşmaktan kaçındığını gördüğüm zamandı. İkincisi, onu topalın önünde topallarken gördüğüm zamandı. Üçüncüsü, kolayla zor arasında seçim yapması gerekip de, kolayı seçtiği zamandı. Dördüncüsü, bir yanlış yaptığı ve kendini başkalarının yanlışlarıyla avuttuğu zamandı. Beşincisi, güçsüzlüğe sabrettiği ve sabrını güce yorduğu zamandı. Altıncısı, bir yüzün çirkinliğini hor gördüğü ve onun aslında kendi maskelerinden biri olduğunu anlamadığı zamandı. Ve yedincisi, bir övgü şarkısı söyleyip de, bunun bir erdem olduğunu sandığı zamandı. Halil Cibran  ❗❗❗ Çok seviyorum Halil Cibran kitaplarını ve kısa-öz cümlelerini. Geçen gün Kadıköy'e indiğim de bu kitabını almıştım. Aforizmalarından( özlü, çarpıcı, aykırı söz. ) oluşuyor. Ara ara açıp okuyorum hem ruhuma hem de aklıma iyi geliyor. Dün balkonda otururken bir kaç kez okudum yukarıda sizinle de paylaştığım cümlesini. Gerçekten de ruh, ego zihin hem tehlikeli

Felaketzedeler Evi / Guillermo Rosales

Resim
Felaketzedeler Evi Küba'nın dâhi yazarı Guillermo Rosales, kırk yedi yaşında intihar etmeden önce, o güne dek tüm yazdıklarını yakar. Bu yüzden, sadece iki kitap kalmıştır ondan geriye: Onun büyük bir yazar olarak tanımlanması için yeterli olan ilk romanı  Felaketzedeler Evi ve bir öyküler toplamı. Rosales'in, ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu günlerde kaldığına benzeyen bir yeri anlattığı Felaketzedeler Evi , Gökhan Aksay'ın İspanyolca aslından çevirisiyle, Türkçede ilk kez yayımlanıyor. Jaguar yayınevi'nin sitesinde yazar hakkında böyle yazıyor. Ben kitaba;  İnstagram'dan takip ettiğim ve yorumlarına güvendiğim kişilerin okuduğu kitapları incelerken rastladım ve not ettim. Bu Jaguar Kitap'tan okuduğum 3.kitap ve yayınevinin seçili eserleri yayımladığını düşünmeye başladım. Çünkü incelediğimde tekrar bastıkları veya yeni kitaplar da hep başarılılar... Kitaba gelirsek.... Yer yer "off yaaa, yapma beeeee, olur tabi nolcak bakı

Betül Arım Gösterisi ve Zaman Yeli Kitabı....

Resim
 Geçen gün İnsatgram'a bu fotoğrafı ekleyim şöyle yazmıştım; "hiç bitmeyen bir ev toparlamaca varmış." diye... Gerçekten de öyle özellikle çocuğu olanlar anlar beni. kendimi devamlı evi toparlarken buluyorum. İşin garibi " bugün hiçbirşeye elimi sürmiycem" diyorum ama bir bakıyorum hop ben "şunu kaldırayım, şunun yeri şurası" derken buluyorum..... Neyse efenim aynı şeylerle sizi sıkmayayım. Sonuçta anladık ki sosyal medyada gözüktüğü gibi olmuyor ev halleri :))) Geçen hafta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'n de "Betül Arım İle Dışarıda HiçBir Şey Var!" oyununa gittik eşimle. Enerjisine hayran olduğum bir kadın. Daha önce de Youtobe kanalında ki kısa kısa olan videoalarını izliyordum. Bu tek kişilik oyununda duyduklarınız sizi şaşırtmıyor, hatta çoğunluk "evet ne var bizde biliyoruz" dediği ama iş uygulamaya geldiğin de ötelediği şeylerin kendi hayatında devam etirerek nasıl da etkisini gördüğünü anlattı. Aralar da müz