Suskunlar / İhsan Oktay Anar

 


Bu ayki Thyke grubumuzun toplantı kitabı Suskunlar / İhsan Oktay Anar'dı. Kitap sahibi benim. Yazarı sevdiğimden ve  kitabı da okumak istediğimden  bunu belirledim. 
Genel olarak kitabı beğendik. Özellikle olayları anlatım dili, hem tarihi hem günümüzü kullanarak romanlaştırmasını beğendik. Benim gibi diğer arkadaşlarımızı da rahatsız eden şey ise Eflatun karakterinin duyduğu sesi araması olayının çook detaylandırılması. Sıkıldım okurken biran önce geçsede diğer bölüme geçsem diye düşündüm/müşüz. :)
Yazar genel olarak kitaplarında evrenselliği konu alıyor. Ve cahillik, iyilik-kötülük, şeytan, insanın davranışları işleniyor.
Bu kitapta da iyi-kötü var. Ve en önemlisi insanların din adına sormadan, okumadan sırf hoca dedi diye " Allahu Ekber" nidaları arasında adam cezalandırma olayı var. Mevlevilik, musiki, bir cücenin köle olarak geldiği topraklarda ki yaşaı gözlemleyip, dini kitapları hatmetmesi, fıkıh hadislere hakim olması ve sonrası bir grubu kandırması öyle güzel bir dille anlatılmış, su gibi akarak okudum kitabı.
Tavsiye ederim sizede. Birde hepimiz grup olarak, her ne kadar anlatım dilinde eski türkçe ve osmanlı kelimeler olsada akıcılığını beğendik...

ARKA KAPAK:

Eflâtun rengi hayaller kuran bir “suskun”un sözleridir, bu roman. İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunların görkemini hikâye eden bir adamın alçakgönüllü dünyasına misafir olacaksınız, satırlar akıp giderken. O ise, muzip bir tebessümle size eşlik edecek, sessizce... Sayfaları birer birer tüketirken, benzersiz erguvanî düşlerin “gerçekliği”nde semâ edeceksiniz ve bu düşlerden âdeta başınız dönecek. Hayat kadar gerçek, düş kadar inanılmaz bu dünyanın tüm kahramanlarının seslerini duyacak, nefeslerini hissedeceksiniz. Çünkü Suskunlar, sessizliğin olduğu kadar, seslerin ve sözlerin, yani musikînin romanıdır. Sonsuzluğun derin sessizliğinin “nefesini üfleyen” ve ona “can veren” bir adamın hayallerinin ete kemiğe bürünmüş kahramanları, en az sizler kadar gerçektir; ya da siz, en az onlar kadar bir düş ürünü... Bağdasar, Kirkor, Dâvut, Kalın Musa, İbrahim Dede Efendi, Rafael, Tağut, Veysel Bey ve diğerleri... Onlar, sessizliğin evreninden İhsan Oktay Anar’ın düş dünyasına duhûl ederek suskunluklarını bozmuşlardır. Bir meczûp aşkı tattı, bir âşıksa aşkına şarkılar yazıp ruhunu maviyle bezedi; diğeri, kaybolduğu dünyada bir sesin peşine düşerek kendini buldu. Nevâ, belki de, herkesin âşık olduğu bir kadının pür hayâliydi. Hayâlet avcısı, kendi ruhunu yakalamaya çalıştı. Zâhir ve Bâtın ise, zıtlıkların muhteşem birliğinde denge bulan iki ayrı gücün cisimleşmiş hâliydi. Suskunlar’ı okuduktan sonra aynaya bakmak, yansıyan aksinizde gerçeği görmek, gördüğünüzü işitmek ve duyduklarınızla sağırlaşıp susmak isteyeceksiniz. Sayfalar tükenip bittiğinde, kim bilir, belki de “suskunlar”dan biri olacaksınız… 269 sayfa / EBAT…………..130x195mm

Yorumlar

  1. geçen yaz büyük bir beğeni ile okumuş mutlaka tekrar okumam gerektiğini düşünmüştüm. Evet o yolculuk gereginden fazla anlatılmış gibi ama bence orda arayışın zorluğunu vermeye çalışmış yada ben öyle düşündüm:) keyifli okumalara.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi farklı bakış açıları olacaktır, gruptaki herkes ve bende dahil o kısımdan sıkıldık. :))))) Ama onun dışında yazarın anlatım dili bir harika.
      Sizede keyifli okumalar, iyi geceler.

      Sil
  2. Yıllar önce öğrenci iken okumuştum. Puslu kıtalar atlasından sonra Anar'ın okuduğum ikinci kitabı. Oldukça etkileyici bulmuştum, sıkıldığımı hatırlamıyorum. Dilini pek çok insan ağır bulsa da, sonuç itibarı ile Türküz ve dilimizi sadeleştirmeye gerek yok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2 sene önce bende okumuştum Puslu Kıtalar Atlası'nı, sonrasında Kitabül Hiyel'ide okumuştum ve çok beğenmiştim Acemi Blogger. Elbette Türk'üz ama dilin sadeleştirilmesinden kast o değildi. Bazı kelimeler var ki sözlüğe bakmak gerekiyordu. Ama onun dışında yazım dili o kadar akıcı ki bir solukta bitiverdi ktap.
      İyi geceler.

      Sil
  3. tarihi kurguda İhsan Oktay Anar2ı tek geçerim. Suskunları beğenmiştim ben de ama Puslu Kitalar Atlası en sevdiğim İhsan Oktay Anar kitabıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Lale Abla. Puslu Kıtalar Atlası ve içeriğinde ki karakterler bir harikaydı. Özellikle tarih ve ülke bilgisi aktarımı harika yazarın..

      Sil
  4. Tarihi kurguları çok sevdiğim halde İhsan Oktay Anar ile tanışmamam büyük kayıp olmuş şimdi anladım bunu Gülşahcım, notumu da aldım, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. Rica ederim Gonca'cım. Bende geç tanıştım kendisi ile ama çok sevdim anlatım dilini. Bir göz at derim. :)

    YanıtlaSil
  6. heeey en iyi yazarlarımızdan. tüm kitapları iyi.
    :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi