Surlu Şehrin Rüyası / Lisa Huang Fleischman

 Surlu Şehrin Rüyası kitabı bitti. Nasıl bitirdim anlamadım, her bir sayfası harikaydı bence. Ki yazarın ilk romanıymış bu kitap. Konu Çin'de geçiyor. Köklü bir ailenin yaşadıkları, bir babanın ölümünden sonra yaşadıkları ve yaşamaya çalıştıkları hayat mücadelesi, Ülkenin Japonya tarafından saldırıya uğraması, savaşması, insanların yaşadıkları.... Bir çok bilgiden ne kadar eksikmişim onu anladım.

Daha önce bir belgeselde Çinlilerin küçük yaşta kızlarının ayaklarını sardıklarını izlemiştim. Ayakları küçük olsun diye. Çünkü güzelliği bir nebze olsun simgeliyomuş küçük ayak. Kitapta da işlenmiş bu konu. Karakterimiz Yeşim Erdem bu ayak sarma olayına karşı geliyor ve daha batılı şeylerin ülkesine gelmesini istiyor.
Birde nikah kıyma olayıda o zamanlar yokmuş. Hatta bizdeki kuma olayı orada odalık olarak anlatılıyor. Karın tokluğuna çalışan hizmetçiler... Fakirlikte var tabi. Enteresan olan şeyse değişikliğe çok kapalı bir ülke olması. Gerçi daha sonra bu olguyu aşıyorlar ama....
Konu olarak ailesi için evlenen Yeşim Erdem'in kocası öldükten sonra bile eşinin ailesine bakması, devrimci arkadaşıyla birlikte Ülkesi için verdiği mücadele, daha sonra bir erkeğe aşık olması, evlenmesi, hiçbir şeye önem vermezken, çocukları olduğunda hayatında ki önceliklerin değişmesi, bir çok şeye karşı koyması...... Anlatım dili ve çeviri iyiydi. Kahramanımızın ismi Türkçe ama aslında bu takma isimleri, çünkü anlatılan Ülkede herkesin bir yapısına, davranışlarına uygun bir nevi rumuzları var ve o şekilde anılıyorlar. Birde çok fazla batıl inançları var. Ölen kişilerin ruhlarının evlerinin etrafında dolaşması, camlarına kağıt yapıştırmaları, simgelerle kovmaya çalışmaları yada yad etmeleri.... Bir tek bizde yokmuş dedim okurken... :)))))
Okunmalı....

Yorumlar

  1. fotoğraflar çok enteresan ve korkutucu,kitabı okumak lazım gibi geldi:)

    YanıtlaSil
  2. Çinliler'in kızların ayaklarını küçük yaşta sarmaları olayını biliyordum , resmi görünce bu kadarını beklemiyordum diye düşündüm . Kitabın konusu çok ilginç geldi , okuyacağım canım , sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Yazarların ilk romanları en iyisidir sözü doğru sanırım:)merak ettim bu kitabı, çok ilginç olduğu belli, bu arada bilginin sonu yok Gülşah'cığım bu romanlar sağolsun her kitapla bilmediğimiz dünyalara gidiyoruz, ben bu aralar pek okuyamıyorum kışın kitaba para ayıramıyorum maalesef:(((kediler de var:((Çinlilerin o ayak olayını biliyordum ama resmini ilk kez görüyorum çok korkunç, güzellik uğruna nasıl böyle işkenceyi göze almışlar hayret:(((yazık:((

    YanıtlaSil
  4. sıra inşallah Toprak Ana'dadır Gülşah'ım :) o da çok çok güzel bir kitaptır, ama bu kitabın da çok çok etkileyiciymiş, irkildim :(

    YanıtlaSil
  5. Ben de yıllar önce bir belgeselde izlemiştimi şükretmiştim halime.
    Fotğrafı görünce içim acıdı, yazık yaa ayakkabı biraz vursa dayanamıyoruz acısına:(
    İlginç bir kitap...

    YanıtlaSil
  6. O belgeseli bende izlemiştim.Sırf ayakları güzel ve küçük olsun diye sarıyorlar.Tanıtım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  7. Rica ederim arkadaşlar. Evet belgeselde daha detaylıydı ben bir kaç fotoğraf eklemek istedim çünkü diğer fotoğraflarda hemen hemen aynı hatta daha feci..... Güzellk uğruna onca acıya katlanıyorlar sırf ayakları küçük olsun diye. Nasıl bir mantıksa...
    Kitap gerçekten çok enteresan bilgileri içeriyordu. İngiltere'nin, Amerika'nın nasıl gençleri afyona alıştırdıklarını, Japonya'nın Çin'e saldırması....

    @Maya'cım evet sırada Toprak Ana var çünkü bu ayki etkinlik kitabımız Toprak Ana... :)

    YanıtlaSil
  8. Çok ilginç bir kitaba benziyor, uzak doğu kültürleri ilgimi çektiği için bu kitabı da merak ettim, savaştan bahsettiği için biraz dramatik olmalı ama gelenekleri ilginç, paylaşımınız için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  9. @Eren rica ederim. Evet güzel bilgiler var, abartı olmadan bir çok detay anlatılmış. Gelenek göreneklerine değinilmiş. Roman tadında oluncada okuması daha iyi oluyor. Sıkmıyor. Tavsiye ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi