Kabuk/ Zeynep Kaçar kitabı...

Uzun zaman önce almış ama bi türlü okumaya elim gitmeyen bir kitaptı "Kabuk/Zeynep Kaçar".
İnsatagram'da bolcana yorumları dönmüştü.
Ama en çok neyi sevmiyorum biliyor musunuz? Kendi yorumlarından çok kitabın özetini veriyorlar ya hani... işte buna gıcık oluyorum.
Sonuçta biz okumayanlar için hiç de iyi olmuyor. O yüzden kitabı okuduktan sonra bakıyorum yorumlara, hoş çoğu kişi dediğim gibi kendi yapmıyor yorumu; kopyala-yapıştır.
Elbet içlerinde ayrı tuttuğum, yorumlarına güvendiğim kişilerin bloglarına, sosyal medya hesaplarına bakıyorum onlar ayrı.

 Kitap çok enteresandı, sanki üç kadın oturmuş masaya ve başlamış anlatmaya... Tabi bunda yazarın tiyatrocu kimliği de etkili diye düşünüyorum.
3 kuşak kadın düşünün ve bu kadınların yaşamları hiç de kolay olmasın.
Beni en çok etkileyense duyguların ifade edilişi, bu kadar mı gerçekçi bizden biri gibi satırlar...

Konusu itibari ile kolay okunan bir kitap değildi, başlarda karıştırdım. Daha doğrusu konusu değil de anlatım dili desem daha doğru olur benim için.
Kadınları birbirine karıştırdım, sonra da takılma Gülşah okumaya devam et dedim ve bir baktım ki sayfalar akmış gitmiş.
Çok fzla acı olmasına rağmen sizi ağlatan yada yıldıran bir hikayesi yok.
Mesela; derdini kederini uykuya teslim eden Sabiha... biraz kendime yakın buldum diyebilirim. Bende çok sıkıldığımda, üzüldüğümde uyumayı tercih eden tiplerdenimdir. Sanki sabaha uyandığımda her şey başka olacak gibi hissederim.
Sanırım bunda olayları ertesi güne taşımayışım yatıyor.

Sonra belirli bir yaştan sonra aşık olan ama sırf  yeğeni için aşkından vazgeçen Fusün...

İç dökmeler, yakınmalar ve hayata dair yaşamları o kadar sahiden ki. Size hikayeyi fısıldar gibi anlatıyor sanki.
Alıntı da yaptığım site ne de güzel özetlemiş... yazı buradan alıntılanmıştır.. tıktık

Dünyayı sırtlanan kadınlar

İnsanın sınırları nerede başlar? Yaşayacağını, yaşamayacağını, üzüleceğini, çok ağlayacağını, seveceğini, çok ama çok seveceğini, hiç sevilmeyeceğini, görünmez olacağını, kilolu olacağını, kâbuslar göreceğini, hiçbir rüyayı hatırlamayacağını, karanlıktan korkacağını, yalnız kalmaktan veya kalabalıktan nefret edeceğini, tek dostunun kendi olacağını, yalnız kendiyle konuşmayı seçeceğini, susmayacağını ama duyacak kimse de bulamayacağını, yemek yemeği değil yemek yapmayı seveceğini, acılarını yemek kokularıyla bastırıp başkalarını doyurarak unutacağını, başkalarının görmediği insanları olacağını, duymadığı sesleri duyacağını, kaçışı yalnız uykuda bulacağını kim bilir?
Dünyaya yalnız ait olduğu kabuk kadar dayanabileceğini, ne kadar esnetirsen esnet kabuğun kadar olduğunu kim bilir? Kim çizer insanın sınırlarını?
Zeynep Kaçar’ın ilk kitabı Kabuk’un sınırları aile ağacının uzandığı dallarla belirlenmiş. Bir yandan kendi kabuğunu kırmaya çalışan diğer yandan içinde doğduğu kabuğa sıkı sıkıya tutunan kadınların hikâyesi bu. Kendi tedavisini kendinde arayan, birbirine kan bağıyla bağlı kadınlar.

zeynep kaçar

Okumadıysanız bir şans verin kitaba ve dingin bir zamanda okuyun derim.

Yorumlar

  1. Benim de okuma listemde olan bir kitap, yorumundan sonra daha çok merak ettim :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalemi kuvvetli bir yazar başlar da zorlayıcı olsa da içinizde bir yerlere dokunuyor Öneri Makinesi.
      İyi akşamlar.

      Sil
  2. Okuması zor diye okumuştum bazı yorumlarda, o sebeple uzak durmuştum kitaptan. Konu olarak ilginç bir kitap... Kadın hikayelerini severim bilirsin... Seneye artık diyorum ben bu kitap için ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de zor Şebo. Ama uzak durma, içinde bir yerlere dokunan kitaplardan. Hele ki kadın hikyelerini seven biri için iyi bir kitap.
      İyi akşamlar öperim çok.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi