Son Virginia Woolf Kitaplarım...

Selam.
İkinci #virginiawoolf kitabımla da vedalaşmamıza çok az kaldı. Ne desem az kalacak #dalgalar için.
〰 Bildiğim bir şey varsa hiç de kolay bir kitap olmadığı. Hatta şöyle bir nette dolandım da...yalnız değilmişim. En hoşuma giden yorumu Sevgili Selim İleri yazmış. Bir kaç kez okuması kitaplardan.
〰Okurken başlarda çok zorlandım.  6 kardeş var üç kız üç erkek. Zamanlar karıştı başlarda. Sonra anladım ki bilinç akışı tavan bu kitapta. Sıkıntı mı asla! 😊
〰 Ki severim duyguları anlatan kitapları,  biraz da puslu şiirsel roman bu kitap. Okurken lirik bir şiir gibi akıyor kelimeler. Ah hele o kelimeler.... Nasıl anlatsam ki...
Virginia Woolf ‘Dalgalar’a 1929’da başlamış, eserini 1931’de bitirebilmiş.
Hele o güneşin,  denizin ve dalgaların tasvirinin yanın da içsel konuşmaların tasviri  var ki; takdire şayan........

Velhasıl demem o ki; bu kitabı bir kaç V.Woolf kitabı okuduktan sonra okuyun ve derinlerine inin...sonra da birkaç gün bu kitapla yaşayın.... Ne demek istediğimi anlayacaksınız....


Deniz feneri kitabı:




Günaydınnnnn.🌼
🌊 #deniz feneri kitabı Virginia Woolf kitapları arasında en en etkilendiğim kitap oldu. Hoş ben bu kadının kendisine hayranım, kitaplarına da....
Bence okullar da klasikler okuturken hep Anna Karanina okutuyorlar ya hani.. Ki yanlış anlaşılmasın Anna K. Kişi psikolojileri  hakkında analizleri iyi ama özellikle kız çocuklarımız için  öncelikle "KENDİNE AİT BİR ODA" okutulmalı. İsmi bile ne güzel değil mi?
🌊  Kitaba gelirsek otobiyografik bir roman. Özellikle baba figürü kendi babasına çok benzer;otoriter,  sinirli, çocuklarını fazla takdir etmeyen ama takdir ve saygı bekleyen bir baba....
🌊 anne ise..... Mrs.Ramsay...kendimle o kadar özleştirdim ki..... Sizi hiç unutmayacağım Mrs.Ramsay........
🌊 Mrs.Ramsay ile kadının toplumdaki yerini,  evliliğini ve sosyal ağını daha iyi anlıyorsunuz o dönemin. Kadınların fazla akıllı olmadığı,  bir çok şeye hakkı olmadığı,  evlenmezsen başka bir hayat sürmeye de hakkı olmadığı savunulan bir İngiltere dönemi ....
🌊Tabi bunda gelenekler de işin içine giriyor. Özellikle anne karakterinin duygularını davranışları ile belirlemesi,  içinden geçenleri fazla dile getirmemesi ve beklenen davranışları sergilemesi de iyi yansıtılmış.
Asıl beni etkileyen o iç konuşmalarda ki bakış açısı....bazı cümleleri tekrar tekrar okudum.....  İç monologlar bir ileri öngörülü cümlelerdi.










Veeeeee son #virginiawoolf kitabımı da bitirdim.... #varolmaanları yazarın yaşamından kesitlerle dolu. Bir nevi anı,  otobiyografik bir kitap.
🐌 bazı duygular ve hisler vardır ve bazı acıları yaşamadan o duyguları bilemezsiniz... İşte o hislere dair duyguları çok iyi tercüme ediyor yazar....
🍃 Şunu demeliyim ki...özellikle kız çocuklarına  Anna Karanina'dan önce "Kendine Ait Bir Oda" okutulmalı....
Yazdığı dönemi düşünürsek,  bir kadın olarak değer görmek istemesi,  saygı görmek,  yazmak istemesi ve hep sırf kadın olduğu için eleştirilmesi ve kayda değer görülmemesi... Hâlâ günümüzde de olan bakış açıları değil mi?......
🍃 Varolma Anıları'nda bir tık daha ileri gidiyor ve içinde ki duyguları da anlatıyor. Ve şimdi daha iyi anlıyorum; Mrs.Dallawoy,  Deniz Feneri'nde ki Mrs. Ramsay'in o içe dönüş hallerini,  yer yer sessizliklerini ve kendi içlerinde konuşmalarını..
Haddimce demem o ki Virginia Woolf boşuna Virginia Woolf olmamış.. 
Her ne kadar "edebi kitap" yoktur diyenler olsa da...bazı kitaplar edebi ve değerlidir,  eşsizdir..


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi