Cemalnur Sargut Ve Meditasyon Üzerine...


Salı günki kitap kulübü toplantımız da Uğur "Çarşamba günü CemalNur Sargut" var demişti.
Bende kendisini şahsen tanımasam bile gerek televizyon programlarından gerekse kitaplardından biliyor ve seviyordum.

Çok enteresan aslında yıllar yıllar önce daha bekardım bile hatta :)
TRT1'de adını hatırlamadığım bir sabah programında rastlamıştım kendisine ilk olarak.
Her hafta belirli bir günde çıkıyordu ve ben bir türlü bu huşu içinde anlatan tatlı dilli, tatlı sohbetli kadının ismini  öğrenemedim. Kime sorsam bilmiyorum dedi, tv de açtığımda denk geldiğimde hep isim kısmını kaçırmış oluyordum.

Sonra yıllar sonra bir gün hemşiremle (çok yakın bir dostumla birbirimize hemşirem derizde biz :))   )
konuşurken o bana ismini deyiverdi... Aman Allah'ım nasıl sevindim anlatamam size.
Hatta kendisinden bir kitabını alıp okumuştum.
Sonra da internetten takip eder oldum Cemalnur Sargut Hocayı.

Ben kişinin "ruh-beden-zihin" için okumalar yapmasından yanayım. Çünkü ruhumuz da zihnimiz kadar doyurulmaya ihtiyaç duyuyor...
Eğer bu üçlü dinginliği sağlamazsak sorunlarımız, sıkıntılarımız veya mutluluklarımız da eksik duygular olabiliyor.
Bazen adını koyamıyoruz ama oluyor, en azından benim gözlemlediğim ve deneyimlediğim bu...

Tabi ben çoğunluğu tasavvuf okuyorak buluyorum ama bunun yanında Buda, Zen Öğretilerini de okuyup kendime göre yorumlayarak kendime  öğretiyorum.
Örneğin "meditasyon" çok önemli  kişinin dinginliği için, stresle baş etmesi için...
Arada belirli saatlerde kendinize göre bu saati ayarlayabilirsiniz; dik ama rahat bir pozisyonda oturup gözlerinizi kapatın ve nefesinize odaklanın.
Eve t evet biliyorum an'da kalmak, o anı düşünmek kolay olmuyor.
Başlarda o kadar çok geerekli gereksiz şeyleri düşünürken, kendi kendinize yorum yaparken buluyorsunuz ki kendinizi...

Ama tekrarlar yaptığınız da inanın geçiyor bu süreç ve siz bir bakıyorsunuz iç dinginliğinizi birkaç dakika bile olsa sağlamışsınız.

Hatta ara ara Youtube'dan meditasyon müzikleri açarsanız dinginlik ve sakinlik için size yardımcı bile oluyor.

Okumak, bilmek de çok önemli çünkü insan bedeni öyle bişey ki bazı şeyleri fazlaca hayatımızda yaşadığımız da kibir veya karşımızdakini beğenmeme, herşeyi ben bilirim hallerinin ortaya çıkması yüksek düzeyde olabiliyor.
Elbet istisnaları kayırıyorum....

İşte burada da Tasavvuf veya hangi kadim bilgiye, öğretiye inanıyorsanız ona göre bedeninizi terbiye ediyorsunuz.

Ben 21 yaşındaydım yanlış hatırlamıyorsam tanıştım tasavvuf ve bazı bilgilerle.
Hatta rahmetli canım annem( nurlar içinde uyu annem hep bana kızardı; kız seni kimse çekmez, evlensen geri geitrir valla kocan falan gibi klasik anne lafları ile... :)))
Sebebi ise çok konuşmam, herşeye bir lafımın olması ve havalı olmam. Kolay kolay beğenmezdim hem eşyalaı hem kişileri... eleştiri deseniz oda mevcut....
Bir gün Nezihe Araz'ın yazdığı  Hz. Peygamberimizin hayatını anlatan kitaba denk geldim aldım okudum, okudum ve inanın hayatım değişti.......

Çok garip ama kendimi eleştirirken buldum, insan olmanın bu olmadığını tersine hepimizin birbirimize ihtiyacı olduğunu, tesadüf diye bir şeyin olmadığını herşeyin bir sebebi olduğunu öğrendim... Tabi hemen olmadı bu süreç ama kendimi keşfettim.
Demek ki zamanı gelmişti benim için... dedim kendime.

Sonra Kuantum'u araştırdım ve baktım ki aslında orada da anlatılanlarım yazdıklarımdan, okuduklarımdan pek bi farkı yoktu. Farklı cümleler veya kelimelerle de olsa birçok öğreti aynı kapıya çıkıyordu.
Daha az konuş, daha çok dinle.. .. ister insan olsun, ister hayvan olsun ister doğaya karşı olalım hepimizin bir görevi, sesi  olduğunu, saygıyı hak ettğimizi anlatıyor....

Tabi hayat adil değil, eşit değil ve hepimizin bir yaşaması gereken hayat var.
İster bu yaşamımızı şikayet ederek, başkalarını suçlayarak geçiririz, ister bazı değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul eder, değiştirebilecek şeyleri değiştirir ve yol alırız.
Zaten ortak olan bir görüş var; daim bir mutluluk yok.
Siz ister ve gerçek anlamda farkında yaşarsanız anlık mutluluklarınızın tadını çıkartırsınız....

Konu uzar sizi sıkmayayım efenim.
Nerden nereye geldim yine.
Sizinle aslında kendi öğrendiklerimi paylaşmak istedim, sizde paylşamak isterseniz benimle sevinirim.

Keyifli haftasonunuz olsun. :))))









Yorumlar

  1. Yazını zevkle okudum. Cemalnur hanımı ad yakınadn tanırım. Çalışmalarını ne kadar övsek azdır. Tabi ki mutluluk ve huzur kavramları dünya hayatında ne yazık ki refahla maddiyatla ölçülüyor. Oysa zerre kadar iman ve bu inanca göre yaşama azmi sonsuz mutluluk ve huzura uzanmadır. Zenginlik Allah'a ulaşmadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba.
      Size katılmamak mümkün değil.
      Evet yaşamımızın devamı için para gerekli, çalışmak gerek ama herşey demek değildir kısmını anlamak önemli sanırım..
      İyi akşamlar.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi