Biraz günlük, Cesur Yeni Dunya, Kasif....

 Geçen gün Kadikoy'e indik beyimle. Aslında inmeyecektim ama neredeyse 10 gündür falan evde olunca "sende gel, yürürüz, iyi gelir" deyince "evet ya biraz yürüyeyim" dedim. O Yazıcıoğlunda işini hallederken bende İş Kültür Yayınların'dan bu ayki grup okuması kitabımı aldım; 'Mahşerin Dört Atlısı'

Yalnız dışarı çıktık ya nasıl hızlı yürüyoruz zbir an önce eve dönmeliyimişim gibi hissediyorum.... Hava fena değildi. Ve Kadikoy kalabalıktı,  hele Starbucks'da dışarıya taşan bildiğiniz kalabalık vardı,  vallahi mesafede hak getire.. 

Böyle görünce bir tek "saglik çalışanlarına" üzülüyorum......

Bu kısıtlamalara alıştım desem yeridir....artık kapalı mekanı unuttuk...fena da olmadı... Tek özlediğim,  guzelllll havalarda Kalamıs keyfimiz vardı,  onu özledim hatta bizim kızda hava guzel olunca " anne Kalamış'a pikniğe mi gitsek?"diyor. Yalnız artik sahillerde fena kalabalık.....

Hadi biraz da okuduğum kitapları anlatayım... Nede olsa evde odalar arası dolaşmaktan başka bir değişiklik yok hayatımızda... 😊


Kasım ayı #kitaplarınarkasındankonusanlar kitabımız,  sevgili Kübra'nın seçimi olan #astrobiyoloji kitabı idi. Metis Bilim kitaplarından. Başlarda iyiydi ama ortalara doğru bıraktım. Sebebi de ilgj alanıma çok az hitap etmesi idi. Sonra yine başladım okumaya... ama ne anladın diye sorsanız cevaplayamam..... Elbet kitapla ilgili değil benim ilgi alanima girmemesi sebebi ile anlamadım demek daha doğru...Arka kapak yazısı;

🌠🌕🌍

İnsanlar çok eski zamanlardan beri yeryüzünde yaşamın nasıl ortaya çıktığı ve evrende yalnız olup olmadığımız gibi sorulara kafa yoruyorlar. Son dönemlerde adını giderek daha sık duyduğumuz astrobiyoloji tam da bu sorulara yanıt bulmak üzere ortaya çıkmış bir bilgi alanı. Evrende ve dünyada yaşamın kökenini, evrimini ve geleceğini inceleyen astrobiyologlar, gelişen teknolojiyle birlikte her geçen gün hayal gücümüzü kışkırtan keşiflerde bulunuyor.


Kendisi de bir astrobiyolog olan David Catling bu kitapta astrobiyolojinin temel meselelerini ele alarak bu heyecan verici bilime dair kısa ama kapsamlı bir çerçeve sunuyor. Dünyada yaşamı ortaya çıkaran koşullar nelerdi? Yaşam hangi ilkeler temelinde gelişti? Gezegenimiz mevcut haline erişmeden önce nasıl evrelerden geçti? Kitlesel yok oluşlara hangi olaylar yol açtı? Dünyamızı nasıl bir gelecek bekliyor? Gezegenler nasıl oluştu? Güneş Sistemi’nde ve ötesinde hangi gezegenlerde yaşam ortaya çıkmış olabilir veya gelecekte ortaya çıkabilir? Dünya dışındaki bir gezegende akıllı varlıklar varsa –fizikçi Enrico Fermi’nin meşhur tabiriyle– “Nerede bunlar?”


Astrobiyoloji, okuru kendi tanıdık dünyasından dışarı adım atıp üzerinde yaşadığı görkemli gezegene ve çevresini sarmalayan uçsuz bucaksız evrene meraklı gözlerle bakmaya davet ediyor.




Zamanla öğrendim ki; her şeyin bir zamanı, vakti var. 

Önce blog ile tanıdım Mümine Hn. Sonra bir gün İnstagram'da denk geldim. Nasıl mutlu oldum. Hayata bakış açısı,  yorumlayışı, farkındalığıno kendime çok yakın buluyorum. Tek fark Mimine Hn. çok güzel kelimelere döküyor,  bende o hüner yok.

Bu kitabı okurken kendimden o kadar çok şey buldum ki...hatta bu kitap size unuttuklarınızıda hatırlatıyor...

Hep derim,  hep diyeceğim; beyminizi beslememiz gerektiği kadar ruhumuzuda beslemek gerekiyor. Eğer "zihin-ruh" dengelenmezse hayatımız da "hep bisey" eksik hissini duyumsarız...

🌺 "Aramakla bulunmaz fakat bulanlar ancak arayanlardır" diye başlıyor kitap.🌺🌺🌺🌺

Bir ses, bir nefes arar Kâşif. Ayrı düştüğü uzak ve mutlu ülkenin kokusunu taşıyan kutlu bir nefes… Israrla bekler. Bir ağaca asar dileğini. Ağacı, rüzgârı, göğü ve toprağı şahit tutarak âleme ilan eder bekleyişini. Ne arayışın ne de bekleyişin peşini bırakır. Ardına düşer bulduğu her işaretin, her izin. İzlerin işaret ettiği yere düşer. Düştüğü yer bir düşün ta kendisidir.


Bir gün duyulur sesi o aziz nefesin. Uzaktan gül siması görünür. Latif bir koku dolar Kâşif’in burnuna. İçinde dolaşıma girer o koku, geçerken değdiği yerleri yakar. Atomlarına dek kavrulur, kavrulur ve alev alıp tutuşur. Ne yana dönse odur artık, ne işitse o… Kabına sığmaz, kabında duramaz. Yola çıkar, onun izini sürmek için. Kâh gamlanır yolda, yoldan düşer kâh eğlenir yolda, yola girer. Düşe kalka iz sürerken karşılaşır onunla, o çok beklediği gül simayla… Orada dünya da düş de durur. Kelâm durur, sesler yok olur. Duyduğu tek şey, emsalsiz bakışlar karşısında delice atan kalbinin sesi olur.

Bu kitap, tamamlanmak üzere kayıp parçasını arayan ruhların hikâyesidir.



Çok uzun zaman once başlamıştım "Cesur Yeni Dünya/ Aldous Huxley" 

Okuyamamış, kendimi zorlamadan sonra okumaya bırakmıştım kitabı.

Bu sene tekrar göz kırptı ve bende aldım kitabı, başladım okumaya. On sözünü Sevgili Margaret Atwood'un yazdığı,  devamında yazarın on sözü ve kitabı son sözünü de David Bradshaw yazmış.

🏛 Yazar özellikle bu kitabında  savaş öncesi toplumun tehlikeli bir şekilde kontrolden çıktığını düşünmesi ve üzerine yazdığı bir kitap. 

Tabi günümüz de bu tarz yani kitapta anlatılan,  yapılan olaylari, toplu olarak aldıkları ilaçları ve etkilerini düşünürsek çok yabancı gelmiyor.  Ama o dönemi düşünürsek bir çok şeyin daha başındaydı dünya. 

Kitapta Kızılderili konusundan tutun,  sapkınlıklara, tek tip insan tipinden, cemaat adı altında yapılan ayinlere kadar bir çok konu var.. Ozellikle sürü psikolojisi ve " bilen insanın tehlikeli olabileceği "düşüncesi iyi vurgulanmis.....

Ana konulardan biride; HER ŞEYİN ULAŞABİLİR OLDUĞU BİR DÜNYADA HİÇBİR ŞEYİN ANLAMININ" olmaması..... Dusunelesi bir durum....değil mi?!...

Arka kapak konusu;

Cesur Yeni Dünya” bizi “Ford’dan sonra 632 yılına” götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında “Cemaat, Özdeşlik, İstikrar” yazan Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi’nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, “annelik’ ve ‘babalık’ pornografik birer kavram olarak görülür Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya -uykuda eğitim- ile sağlanır. Hipnopedya sayesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. “Herkes herkes icindir."



çocukluğumdaki çizgi filmler geliyor aklıma her #julesverne okuyunca. 

Diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da macera doruklarda. Her ne kadar çocuk klasiklari olsada, içimde ki çocuğa iyi geliyor Verne.

🌑 Okuduğum 6.kitabı ve yine yine merakla,  keyifle ilerledi sayfalar. #kaptangrantincocuklari da macera, seyahat,  deniz, gemi, kaptan hikâyeleri bolcana. Kitapta bolcana çeviri hatası olsada yazar icin okunurdu. Artık bu yayınevide yok sanırım....

🌑 🌑 

Lord Glenarvan ve Leydi Helena, birbirlerini severek evlenir ve hayatlarının akışını ciddi anlamda değiştirecek bir balayına yelken açarlar. Balayı sırasında avladıkları bir köpek balığının karnından içinde mesaj bulunan bir şişe çıkar. Zar zor okuyabildikleri bu mesajda, Kaptan Grant, gemisinin battığını ve bir arkadaşıyla birlikte kurtulduklarını, ancak yerlilerin eline düşme tehlikesiyle yüz yüze olduklarını yazmıştır.


Kaptan Grant'ın yakınlarını bulma çabasına giren Lord Glenarvan, Kaptan'ın geride bıraktığı oğlu ve kızını tanıyınca tüm imkânlarını zorlamaya ve çocukların babasını bulmaya karar verir.

Lord Glenarvan ve Leydi Helena, çocuklar ve bu yolculukta onlara yardımcı olacak adamlarını da yanlarına alarak nerede olduğunu bile bilmedikleri Kaptan Grant'ı kurtarmak için muhteşem bir maceraya atılırlar.


Jules Verne'in (1828-1905) en sevilen romanlarından olan Kaptan Grant'ın Çocukları, 1868 yılında yayınlandığından bu yana birçok dile çevrildi ve sinemaya da uyarlandı.

Yorumlar

  1. Bugünkü kitaplardan biri hariç hepsi tanıdık:) Astrobiyoloji'yi yeni okudum konuşmuştuk, Kaptan Grant'ın Çocukları'nı okuyalı çok oldu ama Jules Verne'i oldum olası çok severim. Cesur Yeni Dünya ise çok uzun süredir kitaplığımda bekliyor, yaklaşık 15 yıl önce distopya tutkum olmuştu, bu türün tüm klasiklerini teker teker okuyordum bu da o zamandan kalma, tek talihsizliği sona kalmış olması, bakalım bir gün okuyacağım ama ne zaman? Keyifli okumalar, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba.
      Eğer sona kaldıysa ve çok fazla distopya kitapları okuduysanız biraz yavan gelebilir bu kitap Gül Hn.
      İyi geceler :)

      Sil
  2. Farklı konularda kitaplar... En güzeli. Keyifli okumalar Gülşah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sagol Sezer, gerçekten de yorumunu okuyunca düşündüm de, genelde hep farklı okumusum. O da aslında sevdiğim yazarın devamını okumak istiyorum lakin elimdekiker hep en az bir kitapları oluyor ve sonraya kalıyor :))
      İyi geceler

      Sil
  3. Kadıköy'ü çok özledim, 9 aydır gitmedim :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Canim Kadikoy...ozlenmez mi?
      İyi geceler Serpil :)

      Sil
  4. Cesur Yeni Dünya benim çok etkilendiğim kitaplar arasına girmişti, daha da kötü olan şeyse toplumun bu korku ütopyasına evrilişinin imkansız olmaması. Diğer kitapları da ilk kez görüyorum ilgi çekici görünüyor.<33

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadsr haklısınız ki... kitapta anlatılanlar imkansiz degil. Bende "Damızlık Kızın Öykusunde"kitabindan cok etkilenmistim. iyi geceler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi