Ortaya Karışık 🌟

 Selâm.🙋🏻‍♀️


Ne zaman okullar açıldı ne zaman ara tatil geldi modundayım bu hafta..

Ocak ayına hızlı bir giriş yaptık. Bu ay yoğun geçiyor. Resmen ayı yarıladık... Her ne kadar bir kaç senedir " yeni yıl kararlarını" yazılı yapmasamda, kafamda tik atıyorum 🙈 

Bu ay ne çok kayıp oldu sanat dünyasından.... Tanımasamda için buruluyor, TV'den tanıyor, izliyorduk...bir nevi uzaktan tanıdık gibi....

Okuma olarak da hızlı başladım. Yine ortaya karışık bir yazı oldu 🤭☺️


Enis Batur'un kendi deyimiyle "kitaplarla tutkulu ilişkisi" üzerine kurulu olan Kitap Evi, yazarın kişisel kütüphanesi ve bu kütüphaneyle kurduğu bağ üzerinden ilerleyen bir deneme. Kitapların yazarın hayatındaki yeri, kitaplarla kurduğu bağ ve bu bağın hayatına etkileri. Ozellikle "eril bakış açısı" yorumları ve kitaplarını evlat gibi sahiplenmesi üzerine düşüncelerini düşünürek okudum. Gerçekten de iyi bir okur olduğunuzda, kitabınızla kurduğunuz bağ bambaşka. 

 Başta hep kitaba ismini de verdiği konuyu bekledim, hangi satırda " mirası kimin bıraktığını" öğrenicez diye. Oysaki kitap bitiminde anladım ki önemli olan o değil. Yazarın da arayışları vardı ve o arayışlarda anılarına dönmesi, hissettiklerini anlatması vs.. asıl onlardı kıymetli olan.



"Erzurum Yolculuğu", Rus edebiyatının önemli yazarlarından Aleksandr Puşkin'in kısa bir hikayesidir. Puşkin, bu eserinde, bir yolculuk sırasında karşılaşılan insanlarla ve gözlemlerle ilgili izlenimlerini aktarır. Kitap, genellikle insan doğasının farklı yönlerini, kişisel gözlemleri ve toplumsal etkileşimleri derinlemesine ele alır. 


Yolculuk temasını, yalnızca bir yerden başka bir yere gitme anlamında değil, aynı zamanda içsel bir yolculuk olarak da görmek mümkündür. 


Puşkin'in eseri, aynı zamanda bir dönemin sosyo-politik yapısını anlamamıza da yardımcı olur. Erzurum'un kendisi, bir zamanlar Rus İmparatorluğu için stratejik bir önem taşıyan bir yerdi, bu yüzden Puşkin, bu yerin insanları, kültürü ve gelenekleri hakkında derin bir gözlem yapma fırsatı bulur.


Eserdeki anlatım tarzı, gerçekçilik ile romantizmin birleşimi olarak nitelendirilebilir. Yolculuk boyunca karşılaştığı halkı, orduyu kendi bakış açısı ile betimler. 


Puşkin'in edebi gücü ve gözlemci bakış açısı, hikayenin hem dönemin Rusya'sını hem de insanın evrensel özelliklerini derinlemesine yansıtmasına olanak tanır.

Kısa ama dolu dolu bir kitaptı. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Merhaba... Ulyssee ile

Merhaba....

Selammmmm !