Alışveriş Koliklik üzerine....

Günlerden pazar olunca biraz daha rahat takılıyorum/uz evin içinde. Birkaç rutin toparlama dışında oturmaya çalışıyorum/uz. :)
Özellikle haftasonu sabah denk geldiğimiz bir program var TRT HD kanalında. Daha önceleri "Temizlik Hastaları" üzerine program vardı. Çok titiz olan kişiyle dağınık evinin temizlenmeye ihtiyacı olan kişiyi eşleştiriyorlardı.
Bu sefer de "alışveriş hastalarının" programını yapmışlar. Elbette satın alma isteği, devamlı alışveriş isteği zamanla sınırları zorlamaya da başlar. Ve hastlaık olarak kabul ediyorlar.
Bugün bizim denk geldiğimiz program da 21 yaşında ve işsiz, bir oğlu olan bayanın evine gittiler. Şuan için devlet yardımı ile geçindiğini ve çok borcu olduğunu söyledi. Bütçe Uzmanı iki bayan da bu kişiye "parasını nasıl değerlendirmesi gerektiğini, harcamalarında nasıl bir kısıtlamaya gitmesi gerektiğine " dair bir program, düzenleme yaptılar ve 12 ayda borcunu ödeyeceği bir çizelge hazırladılar.
Programa katılan bayanın internetten devamlı alışveriş yaptığını, hatta ihtiyacı yoksa bile ucuz diye aldığı şeyleri olduğunu öğreniyoruz.
Bütçe uzmanları da hem biz izleyecilere hemde o bayana ufak tüyolar vermeye başladı.
Mesela bayan markete gittiğinde hep dondurulmuş gıdalar aldığını söylemişti. Artık ihtiyacı olanı ve daha taze ürünleri alması gerektiğini söylediler.
Çocuğunun artık kullanmadığı ürünleri internetten ikinci el olarak satabileceğini belirttiler.
Gardrobunda eksik ne varsa sadece onu almasını ve gerekirse ikinci el dükkanlara da bakabileceğini belirttiler.
Kredi kartı kullanmak yerine, eline geçen para ile idare etmesi gerektiğini ve öncelik listesini belirlediler.
v.s..... gibi şeyler. Denk gelirseniz izleyin derim. Güzel fikirler çıkıyor ortaya...

Bizim ülkemiz de bir ara böyle bir program yapılmıştı. Özlem Denizmen anlatıyordu hemde öyle basit güzel örneklerle anlatıyordu ki; uygulamamak olmazdı.
Parayı kullanmak herkesin harcı değil diye düşünüyorum. Bekarken hiç para tutamaz ne beğendiysem hemen alırdım.
Ve sonra da hep para biriktiren, kenara üç beş kuruşda olsa atan arkadaşlarıma özenirdim. Çünkü onlar da hem istediklerini alıyorlar hemde birikim yapabiliyorlardı.
Bence birikim yapmak ileriye, geleceğe dair önemli birşey.
Sonra sonra anlamaya ve izlemeye başladım kendimi. Ve artık az da olsa birikim yapabiliyorum.

Çünkü tasarruf önemli bir şey. Sırf ucuz diye almak kenara koymak o kadar gereksiz ki...
Deniz Hn.konuşmalarından ve programından hatırladığım kadarı ile; çocuklarımıza küçüklükten bazı şeyleri öğretmemiz gerektiğini, çocuktur harcasın mantığının doğru olmadığını dinlemiştim.
Örneğin alacak durumunuz varsa bile çocuğunuzun her istediğini hemen almayın, kumbarası olsun, gerekirse parasını biriktirsin ve alsın gibi yorumlar da dinlemiştim. Gayet mantıklı. çünkü bazı alışkanlıklar küçüklükten ediniliyor.

Böyle işte sizinle de paylaşayım istedim.
Bu arada Deniz Hn. sitesi için http://paradurumu.tv/kredi-karti-hangi-zamanlarda-kullanilmali/ buraya bir tık... güzel bilgiler veriyor.

İyi geceler iyi haftalar.






Yorumlar

  1. Para harcama konusunda en tehlikelisi de bu internet alışverişi. İnsan oturduğu yerden daha kolay alışveriş yapabiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de en tehlikelisi Gamze'cim. Başta ben biraz karşıydım fakat nette daha uygun fiyat olunca bazı ürünler, neden fazlasını ödeyelim deyip almaya başladım. Çünkü mağaza fiyatı ile internet fiyatı çok fark ediyor.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi