Biten Kitaplar Ve Günce....

Bahar yorgunluğu geldi çattı beni de buldu 😳
Elim kolum kalmıyor.... Nasıl bir tembellik var üstümde anlatamam.
Ama gelsin bahar, açsın çiçekler, cıvıldasın kuşlar. :) ( sabah sabah şiir gibi oldu yahu)
Bu aralar pek sıkılganım, keyfim de yok o yüzden direk okuyup bitirdiğim kitapları anlatayım size.
Belki okuyanınız vardır yada okumayanınız...
 Gece sinema kanallarında gezinirken Hemingway Ve Gellhorn filmine denk geldim ve izledim. Gerçekten de yazar çok zor bir karaktermiş aslında....Bir kadın olarak en zoru da çapkınlığı ve içki alışkanlığıdır diye düşündüm....



 HEZEYAN/ LAURA RESTREPO 
Hezeyan kitabı biraz yorucu oldu benim için. Konusuna gelince işsiz bir Profesörün iki günlüğüne çocukları ile tatile gitmesi ve dönüşte de telefonunda bir mesaj ile karşılaşması....
 Eşi yine bir kriz geçiriyordu ve otel odasındaydı. Gelip onu almasını istiyordu telefonda ki ses...
Sonrası olaylar başlıyor.
Kadın yine bir hezeyan atağı geçiriyordu ve ağzını bıçak açmıyordu.
Okurken daraldım, korktum ve ne zor bir karakter ve yaşam dedim. Ve eminim gerçek dünyaya döndüğümüzde ruhları hasta olan kişiler yok mudur? 
Kitapta yer yer eskiye sıçramalar da var ve aslında kadının dedesinin de bu şekilde buhranlar geçirdiğini öğreniyoruz...
Ara ara aile yaşamı ara ara da kadının günlük yaşamınına dair anlatıyor kitap. Tabi bu arada ülkenin yaşadıkları, olanlar, olaylar da vurgulanıyor.
Yarın hayat hikayesine baktığımda aslında yazdığı kitap normal dedi.
Arada kaldığım bir kitap oldu.
Bir de Ayrıntı Yayınları'nın çevirdiği eserleri kaliteli buluyorum, tek sıkıntım romanları " düz yazı" mantığın da çevirmeleri...
Okurken yorucu oluyor zaman zaman.

KİTAP TANITIM YAZISI;

Laura Restrepo, gerçeklikle düşselliği, tarihle haberciliği bir araya getiren tarzıyla tam da Güney Amerika edebiyatının büyülü gerçeklikle kirli gerçeklik arasındaki sınırında duruyor.  Kurmacanın verdiği özgürlükle, gerçekleri kendi yorumlarını katarak genişleten Restrepo romanlarının ikili bir karakteri var: Katı bir gerçekçiliğe karşı zengin bir hayal dünyası. Restrepo, bu romanında, klasik tragedyalara özgü temaları kullanmış. Ön planda okuru hemen içine çekecek bireysel dramlar; gizem, aşk, ihanet, karmaşık ilişkiler yer alıyor. Arka planda ise Kolombiya’nın çatışmalı ve acılı tarihi...Hezeyan, savaş ve yolsuzluk nedeniyle zarar görmüş bir ülkenin çaresiz insanlarının hayatta kalmak için verdiği gündelik mücadeleyi anlatıyor. Umudunu hiç yitirmeyen insanlar bunlar; önlerindeki engelleri aşmaya yetecek kadar güçlü bir iradeye sahipler. Başarmak için ihtiyaç duydukları yegâne duygu ise yakınlarının sevgisi... Kolombiyalı yazar, gazeteci ve aktivist Laura Restrepo, Hezeyan adlı romanında bir kadının hezeyanlarla darmadağınık olmuş bilincinden ülkesi Kolombiya'nın tarihine bakıyor. 

E-Kitap olarak okuduğum bir kitap oldu Küçük Şeylerin Tanrısı


Başta anlayamadım biraz ama sonra okudukça okudukça..... nasıl muhteşem bir kitaptı. özellikle ikizlerin gözünden farklı bakış açıları ile hem ailevi hem toplumsal olayları okumak...
Öfkeye boğan, sorgulatan ve aynı zamanda hüzünlendiren bir roman arıyorsanız Küçük Şeylerin Tanrısı’nı ellerinize bırakıyorum. Başlamadan önce Hindistan’ın toplumsal yapısı ve tarihçesi hakkında az da olsa bilgi sahibi olmak, okumayı daha keyifli hale getirecektir.
Rahel ona hiç yazmadı. Yapılamayacak şeyler vardır; tıpkı insanın kendinin bir parçasına mektup yazması gibi. Kendi ayağına ya da saçlarına. Ya da yüreğine.
 Bu trajediyi okurken, çocuk olmanın hafifliğini sert bir darbeyle üzerlerinden atıp aniden büyüyen iki kardeşe üzüldüğüm kadar kimseye üzülmedim. Çünkü ne Ammu ne de Velutha, küçük Rahel ve Estha kadar çaresizdi. Hatta Ammu’ya bu sebeple kızdığımı bile söyleyebilirim. Asıl suçlunun o değil, sistem olduğunu bilmeme rağmen hem de. Ammu sadece, kadının değersiz olduğu bir toplumda, tacizin, istismarın ve değersizliğin çemberinden çıkamıyordu.
Sevdiğim bir kitap oldu.
Son kitabım da;

KAYIP ROMANLAR/ VEDAT TÜRKALİ

 Daha önce yazarın "Bir Gün Tek Başına" romanını okumuş ve o özgün Türkçe'sine bayılmıştım.
Kullandığı kelime ve cümleler etkileyiciydi.
Bu romanın da biraz Turgut Özakman'nın romanlarına benzettim.
Tabi yazar çok donanımlı ve iyi bir yurttaş olmak istiyor bana göre.
Bir dönem ve şimdi-geçmiş-gelecek gibi bu kitabı....
Tabi kitapta bir aşk hikayesi de var. Özellikle 80 yaşında olan doktorun yirmili yaşlarında olan Esme ile aşk yaşaması... tartışılır ama düşündüğüm de aynı dava d görüyorlar kendilerini ve boşlukları çok fazla.
Onun dışında böyle bir aşk çok zor ve yaş farkı çook fazla..........
Bir solukta okuduğum kitaplardan oldu bu roman da...

Yazım biraz uzun oldu idare edin artık beni, birikti paylaşacaklarım. :)
Selamlar,

Yorumlar

  1. üstümdeki bu tembellik neden ola ki diyordum meğersem bir ben değilmişim baharmış bizi böyle yapan :D

    YanıtlaSil
  2. Bahar erken geldi bu sene ve hepimizi çarptı sanırım.

    MUtlu haftaların olsun ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım Şebnem'cim..
      Senin de mutlu, sağlıklı haftalrın olsun can'ım. ♥

      Sil
  3. Kayıp Romanlar merak ettim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer dönem kitaplarını seviyorsanız bunu da seversiniz. :)
      Selamlar.

      Sil
    2. Vedat Türkali Mavi Karanlık okumuştum geçen yıl blogumda da yazmıştım hatta çok çok iyiydi

      Sil
    3. Diğer kitaplarını okumadım ama bu iki kitapta da anladım gibi anlatım dili ve konuları birbirine bağlama şekli hep aynı.
      Biraz ara vermeye karar verdim yazara.
      Yoksa sizin de deidğiniz gibi yazarın kitapları çok iyi.

      Sil
  4. Küçük Şeylerin Tanrısı'na başlamış ama devamını getirememiştim, ama bu yazından sonra belki bir daha deneyebilirim, Vedat Türkali'nin Bir Gün Tekbaşına'sı da elimde, rahat bir zamanda okumak istiyorum, paylaşımın için teşekkürler Gülşah'cım, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük Şeyler'in Tanrısı biraz zor ilerlese de yada bazı kavramlar karışsa da sonlara doğru ve kitap bitince daha bir netleşiyor içinde Eren.
      Bir Gün Tek Başına romanını çok sevmiştim.
      Rica ederim, selamlar sevgiler :)

      Sil
  5. Güzel kitaplara benziyor. Keyifli okumalar...

    YanıtlaSil
  6. Vedat Türkali bir efsane gözümde , şu aralar o yprgunluk sanırım hepimizde , çabuk geçmesi dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya... bu mevsimde hep oluyor böyle şeyler....
      Vedat Türkali...Türkçe'yi nasıl güzel kullanıyor..
      Selamlar, sevgiler Eylem. :)

      Sil
  7. Türkali'yi severek okumuştum çok eskilerden ama bu kitabı okuduğumu hatırlayamadım. neyse notumu aldım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarı sevdiğinize göre bu kitabı da çok seversiniz Halil Bey.
      Selamlar.

      Sil
  8. Vedat Türkali'nin 'Bir Gün Tek Başına' kitabı kaç yıldır bir şekilde hep isim olarak karşıma çıksa da hala alıp okuyamadım niyeyse. Şimdi telefonuma kaydettim.Artık okumalıyım :) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Aytül.
      "Bir Gün Tek Başına" kitabını çoook severek okudum umarım sende seversn.
      Selamlar, sevgiler. :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi