Doğadaki Son Çocuk Ve Stefan Zweig Kitapları...

Geçen hafta ince ama içi dolu kitaplar bitirdim.








Doğadaki Son Çocuk kitabını okurken kendi çocukluğum geldi aklıma....
Çünkü kitapta geçen bir çok şeyi kendi adıma yaşadım.
Oturduğumuz apartmanın bahçesi ağaç ve çiçeklerle dolu idi daha doğrusu benim dönemim de  bahçe kavramı daha fazla idi.
Şimdi ise çocuklar eve tıkılıyor.

Kitap da yazar üstüne basa basa doğa ile insanın, çocuğunun uyumundan bahsediyor.
özellikle dışarıda oynamayan çocukların daha içe kapanık, daha çok elektronik eşyaya bağımlı, depresyona yatkın, obez vb... süreçleri anlatıyor örnekler vererek.

 Trafik, annelerin “çocuğum üşütür hasta olur” kaygıları da çocukların doğadan uzaklaşmasını sağlıyor. Çocukların yeni oyun alanları ise, zamanlarını geçirdikleri ekranlar ve alışveriş merkezleri.
O kadar kızıyorum avmde çocuklu anneleri görünce. Alışveriş için anlarım, bırakacak yerinde yoktur vs.. Ama sırf "hava alsın çocuğum" diye dışarı çıkartmayı avmye getiren annelere lafım....

Örneğin şimdi ki çoğu çocuk "iğde"yi bilmiyor biz ise ağaçtan koparıp yerdik, erik, incir de öyle. Dedemin ( ruhu şad olsun) bahçesi vardı ve çok severdi ekip biçmeyi...mis gibi güller eker, onlarla konuşurdu. Sonra kayısı, şeftali, erik ağacı vardı...
Yalnız tabi biz küçüğüz olmuş olmamış bakmadan koparırdık sonra da kaçardık... çok kızardı... :)))

Bende mümkün mertebe sokağa çıkartırım Umay'ı, hele avmye  alışveriş için götürüyoruz oda üç yaşından sonra başladık denemek için bazı kıyafetleri. Onun dışında parkları biz açıp biz kapatıyoruz neredeyse... :) 


Diğer iki kitabım ise S.Zweig'den. :)

Biliyorsunuz ara vermiştim S.Zweig okumalarıma. Bir arkadaşım "Korku "kitabını tavsiye etti. Almaya gittiğimde de kitabı satan arkadaş "Mecburiyet"i tavsiye etti.
İkisini de aldım. Ne iyi ettim de aldım.
Kısacık novella romanlardan.

"MECBURİYET" kitabında yazarımız başka bir memlekette ressamdır. Kendi ülkesinde savaş vardır ve savaşa katılmak, insan öldürmek istememektedir.
Tabi okurken siz de sorguluyorsunuz "hangisi doğru?"diye.... insan öldürmemek mi? yoksa "vatanın için kan dökmek mi?"

Zor bir karar.... Zaten yazarın yaşamını, kaçarak yaşamasını ve intihar etmesini düşünürsek kitaplarında bu etkiyi görmek mümkün...

Gerçekten de başarılı bir eserdi.
"KORKU"

Konusu itibari ile bir kadının tek düze giden hayatına renk katmak için kocasını aldatması, kocasının bunu öğrenmesi, karısının gözlerini açmak için başvurduğu oyun... derken kadının hissettiği pişmanlık, korku sonrası hayatına nasıl da korkunun hakim olması... daha  fazla anlatamıyorum çünkü kitap çok kısa ve yazarsam özetten de öte olacak. Benim gibi hala okumadıysanız not edin...

Yorumlar

  1. Gülşah, zaman değişiyor, aileler, alışkanlıklar,kavramlar değişiyor. Bu çağ hız çağı. Bizim çocukluğumuzdaki ''Aile, nine, dede, bayram, eğlence, okul, öğretmen '' kelimelerinin bize ifade ettikleri ile bugünün çocuklarına ifade ettikleri çok farklı. Doğa değil mesele, kavramlar bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle haklısın Elif zaman değişiyor ama bir çok aile artık doğada yada parkı pis buluyor bir de. Aman elleme kedi işemiştir, pis orası gibi yorumlarla çocuklarını geri çekiyorlar.
      Evet artık anane, baba e ile büyüyemiyorlar daha yalnız büyüyorlar. Bu da tabi zamanın getirisi ....
      Selamlar 🤗

      Sil
  2. Stefan Zweig kitaplarını çok severim. çok dolu doku bir yazar fakat adam karısı ile birlikte intihar ederek yaşamına son vermiş. Çok ilginç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın Pınar Hn. Aslında dayanamamış diye düşünüyorum bu kadar yoğun ve ince düşünen bir insanın birde kendi ırkına yapılanlara Şahid olmak yıkıma uğramış yazarı.
      İyi haftalar. 🌼

      Sil
  3. Günaydın iyi haftalar 🌼
    Zweig kitaplarını çok üst üste okumamak gerekiyormuş. Ara ara okumak daha iyi 🤞 Doğadaki Son Çocuk kitabında ara ara açıp okunacak kitaplardan ve farkındalık yaratıyor bize.
    Selamlar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi