Cuma karneleri aldı çocuklar ve hop tatil başladı :)
Cuma gecesi babam ile Toprak Cem geldiler bir haftalığına, evde bir bayram havası... İlk bir kaç gün evden çıkmak istemediler. Zaten hava da soğuktu, bide üstüne kar yağdı.... çok güzel oldu... gece açtık tülü, lapa lapa yağan karı izledik. Oynadık, güldük, gece geç yattık derken zaman nasıl geçti anlamadık.
Bir Kadıköy turu yaptık, yemek yedik, alışveriş yaptık. Canım oğlumda benim gibi kitap kurdu :) halasının kuzusu sonuçta. :)
İlk durak Penguen Kitapevi, sonra Tudem Kitapevi'ne götürdüm. Bayıldı oraya, "hala bundan sonra benim mekanım burası" deyip durdu. Eee haklı tabi, çocuk kitapları üzerine ben de tek geçerim Tudem'i. Orada çalışan bayan da çok güler yüzlü ve çok yardımcı oluyor.
Sonrası Gazhane'ye gittik, müzeleri gezdik. Skooterle kaydılar, kek yedik, Kalamış'a "Buzz Festivaline" gittik... derken.... sayılı günü bitirdik...
Dün yolcu ettik, gece Umay başladı ağlamaya ben Toprak Abimi özledim diye, sabah babamla konuştum, gece Toprak'da ağlamış; halamı ve Umay'ı özledim diye. ben de her ikisine dedim ki; hiç gelememektense bir haftalığına da olsa geldiniz ve vakit geçirdik kuzucuklarım. İyi tarafından bakın dedim....
Tabi gönül daha fazla gezdirmek isterdi lakin covid vakalarının artışı ve havanın soğuk olması biraz bizi engelledi....
Gece geç yatıp, sabah erken kalkmanın dinlenmesi bu haftaya kaldı.
Bu ay merak ettiğim kitapları okumaya çalıştım. Onlardan bir tanesi de; ZÜRAFANIN BOYNU/ jUDİTH SCHALANSKY
Zürafanın Boynu" çok enteresan bir kitaptı.... Bir kere
evet içinde biyoloji, hayvan bilimi, oluşumu hakkında kısa bilgiler de
var ama alt metin öyle değildi.
🚸 Kapanmak üzere olan bir okul. Dönemin solcu diye anılan öğretmenleri, okul kapanmasın diye verilen mücadele....
🚸
küçük bir kasabada öğretmen olan Lohmark'ın iç konuşmalarına ve
olaylara daha çok içinden verdiği sesleri, konuşmaları okuyoruz
kitapta.... Kısa bir kitap lakin sağlam bir dikkat ve sessizlik istiyor.
Öyle çok ara vermeyede gelemeyecek kitaplardan. 😁
Özellikle duygu
durumlarını ve olayları birbiri ile baglamasını çok beğendim. Ara ara
zorlasada, ki bir nevi beyin jimnastigi de yaptırmış oluyor bence böyle
kitaplar.... Olay örgülerine bakış açısını çok sevdim yazarın. Fazla
detay yazmak istemiyorum yoksa kitabı anlatmış olurum 🙈
📍 📍📍📍📍📍📍📍📍"İnanılmaz derecede öğreneceği çok şey olduğundan o kadar uzun yaşar İnsan....."
📍
Diğerlerinin ölümünde yaşam bulmak aslında tüm yaratıkların yaptığı
şeydir. Ne denli gelişmiş olurlarsa olsunlar, yaşayan tüm varlıklarda
temel prensiptir. Ama tabudur. Kimse kabullenmek istemez.
Bir diğer kitabım ise İmge Kitapevi'nden çıkan; KADIN VE KUKLA/ PİERRE LOYUS
yer yer vay be dediğim, yer yer gülümsediğim bir kitap oldu #kadınvekukla
🤭
Bir
kadın düşünün ki kendisini izlemeye gelen erkekleri parmağında
oynatıyor. Tabi okurken o dönemin bakış açısı ile de okumayı ihmal
etmeyin derim. Gerçekten de kadınlar çok akıllı. İstedikleri anda,
akıllarına koydukları anda yapamayacaklari bir şey yoktur. 😁 Kısa ve öz
olarak bir kaçan kovalanıra benzer lakin edebi olarak da estetik bir
hikaye "Kadın Ve Kukla" İmge Yayınevinden çıkmış ve çeviriyi de #tahsinyucel yapmış.
📍 📍 📍 📍 📍 📍 📍 📍 📍 📍 📍
Pierre
Louÿs (1870-1925), hem romanları, hem şiirleriyle büyük ilgi uyandırmış
bir yazın adamıdır. Afrodit'le (1896) ünlü olmuş, genellikle başyapıtı
olarak nitelenen Kadın ve Kukla'yla (1898) bu ünü doruğuna çıkarmıştır.
Ünlü yazar burada bir yandan İspanya'nın kendine özgü havasını
yansıtırken, bir yandan da bedensel güzelliği dışında pek bir üstünlüğü
bulunmayan sıradan bir kadının, bir adamı nasıl bir oyuncağa dönüştürüp
aşağılayabileceğini gösterir. Buna bir de Pierre Louÿs'in kendine özgü
anlatımı eklenince Conchita'yla Mateo'nun öyküsü bir başyapıta dönüşür.
Ve son kitabım; BİR KIŞ GECESİ EĞER BİR YOLCU/ İTALO CALVİNO
Biraz araştırdığımda zor bir kitaptı. Aslında zorluğu
hikayelerini on farklı teknikle yazmış olması. Her bir hikaye farklı bir
teknikle yazmış ve döneminin ve sonrasının bir çok yazarına örnek
olmuş. Post Modern bir anlatım tekniği olduğu için pek bana hitap
etmedi. Anladım ki ben kurgusu olan, olay örgüsü devam eden romanları
daha da çok seviyorum. Lakin sizi yanıltmasın kitap okunmayı hak ediyor.
İyi ki okudum dedim ama iyi ki tek okumadım da dedim 🙈
İkinci bir
okunmayı istiyor kitap. Çünkü okurken sanki hiç bir şey anlatmıyormus
hissine kapılıyorsunuz ve bu his gelince de yarım bırakmayın kitabı.
Kapağını kapatınca, her bir öykü birbirinin hem devamı gibi hem değilmiş
gibi geliyor ve taşlar yerine oturuyor.
Veeee bu güzel çeviri için Eren Hn. Sonsuz teşekkürler 🙏🏻 🌸
📍📍📍📍📍📍📍📍📍📍📍
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu”
“Italo
Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu adlı yeni romanını okumaya
başlamak üzeresin. Rahatla. Toparlan. Zihnindeki bütün düşünceleri kov
gitsin. Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin”
cümlesiyle başlayan, Calvino’nun yazarlık dehasını konuşturduğu,
Calvino’nun Calvino’yu okuduğu, okurluk ve yazarlık üzerine bir başyapıt
olan Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu, ilk kez özgün dilinden apılan
çevirisiyle Türkçede…
oooo üç kitap da iyimiş, ikincisini tahsin yücel çevirmiş ooo :) çok tatlı olmuş semester, aile saadeti :)
YanıtlaSilSağol Deep, çok güzeldi tatil çok 🤩 kitaplar evet ya hepsi iyiydi bu ay.
Silçocukken tatiller en güzel zamanlar, kuzen olmak ta başka bir ayrıcalık hele de iyi anlaşabilenlerdenseniz, keyfiniz daim olsun. Kitaplar çok iyi, keyifli okumalar olsun
YanıtlaSilKocaman amin 🙏🏻 çok şükür çok iyi anlaşıyorlar, keyifli geçiyor zamanları. Selamlar, sevgiler 🌸
SilÇocuklar yanlarına arkadaş arıyorlar, özlüyorlar birbirlerini. Keşke mesafeleri kıslatmanın bir yolu olsa :/
YanıtlaSilKeşke Sebboy'um keşke... Fethiye'ye gitmeden önce iyi ki çok sık görüyorduk diye şükrediyorum. 🥰
SilBenim kız küçük ve kitaplara pek ilgisi yok. Yavaş yavaş çalışmalara başlayayım da kitapları sevsin diyorum. Bu ay kitap fuarımız var. Tudem standına da uğrayacağım. güzel kitaplar bulurum umarım.
YanıtlaSilİnşallah sever canım. Tudem kitapları bizler için bile çok güzeller Şule 🙈😁
SilÖperim çok