Yeni hafta, Biten kitaplar, Haruki Murakami

Az önce Facebook'a giriş yaptım, anammm demez mi bana sankim ben bu ayın kaç çektiğini bilmezmişim gibi... :)))
"Sevgili Gülşah, dört yılda bir gerçekleşen Şubat Ayının 19 çekmesi şerefine bugünün tadını çıkart..." 
Sağolsun düşünmüş tabii amaaaa ne diycen işte.. bilmiyor sanki ben rahatsızım, boğazlarım ağrıyor, kemiklerim üşüyor... bu haldeyken nasıl tadını çıkartayım.....
Gerçi bugün şükürler olsun daha iyiyim. Dün sağolsun eşim ilgilendi herşeyiyle Umay'ın bende uyudum dinlendim...
Bugün de acısını çıkarttım dinlenmenin. Evi dip köşe temizledim, balkonumuzu bahara hazırladım.. Aaa bir ara fotoğrafını paylaşayım sizinle. Çok severim güzel havalar da balkonda keyif yapmayı, oturmayı....Siz?


Geçtiğimiz hafta iki kitap bitirdim. Herkesin çook beğendiği Santraç kitabını okumuş ama beğenmemiştim. Tamam yazarın hayat hikayesi, düşüncesini özgürce ifade edemeyişi, sürgün edilmesi, eşi ile intihar etmesi hiç hoş ama hiç hoş değil... Ki böyle kalemi kuvvetli yazarların erkenden bu dünyadan gitmesi, hele de eceli ile değil de kendi istedikleri zaman hayatlarına son vermesi çok üzücü...
Bende yinede yazara ikinci bir şans vereyim dedim ve "Amok&Usta İşi" kitabını okudum.
Bu arada ben Yordam Yayınlarından olan kitabı aldım ki çevirisi bir harikaydı...İki öykü kitabını birleştirmişler. Özellikle Amok çok başarılı bir hikayeydi, başta sıkılır gibi oluyorsunuz ama Dr.hikayesini anlatmaya başlayınca, elinizden bırakamıyorsunuz
Bide Amok demek; psikolojik bir rahatsılığın ismi. Delicesine koşmak, önüne gelen herşeyi yok ederek komak vb.. gibi bir anlamı var. Kitapta da Dr.yaşadığı olayın pişmanlığı üzerine bir Amok gibi koştuğunu ve yaşadıklarını gemide karşılaştığı ve hiç tanımadığı birine anlatır....
Usta İşi öyküsünü ise sevemedim. Sanırım benim bu yazar ile aram hep mesafeli kalacak...

Murakami kitabı hiç okumayanların yada yazarı sevenlerin okumak isteyecekleri bir kitap aslında bu: Koşmasaydım Yazamazdım" 
Anlatım dili o kadar yalın ve sade ki okurken yer yer sıkılsanız bile elinizden bırakmak istemiyorsunuz . Koşma macerasını okurken ki ben koşamayanlardanım, hem sevmiyorum hemde koşamıyorum Anemi rahatsızlığım olduğundan.
Kitaplarını nasıl yazdığı, hayata bakış açısı, yaşam amacı, yaşayış biçimi ki bunları yazarın bize aktardığı kadarı ile okuyoruz.
Yine bu kitaptan öğreniyoruz ki yazarımız konuşmayı pek sevmediğinden yazdığını, yaşamı, ülkeyi, adaleti çok sorguladığını öğreniyoruz.
Aslında bu kitabı roman gibi değil de ara kitap olarak okuyabilirsiniz.
Kitaptan birkaç alıntıyı paylaşayım sizinle;
"Acı kaçınılmazdır ama acı çekmek bir tercih meselesidir" (Kitabın girizgahı)
"Yürekte açılan yaralar, bir insanın bağımsızlığı karşısında dünyaya ödemek zorunda olduğu çok zor bir bedel"
"Murakami Bey, insan sizin gibi sağlıklı bir yaşam sürünce zamanla roman yazamaz hale gelmez mi?" Arada sırada insanlar bu soruyu sorar bana. Roman yazmak, sağlıksız bir eylem; yazar olan kişi de sağlıklı olmak dediğimiz çemberden uzak bir yerde, mümkün olduğunca sağlıklı denemeyecek bir yaşam sürmek zorundaymış gibi. Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığın temelinde bulunan zehir gibi bir şeyi istemesek de çekip çıkarır, görünür kılarız. Yazarlar az çok bu zehre maruz kalır. Bu zehir işin içine girmediği sürece, gerçek anlamda yaratıcılık eylemi ortaya konulamaz çünkü (tuhaf bir benzetmeyle söyleyeceğim ama balon balığının zehirli kısmının aynı zamanda en lezzetli kısmı olmasıyla tıpatıp benzeyen bir durum galiba). Ama gerçekten sağlıksız olan şeylerle uğraşmak için insan mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar. İşte bu yüzden, böyle biri sanatçı olamaz, dense bile ben koşmaya devam ediyorum."

"Okul işte öyle bir yerdir. Okullarda bizim öğrendiğimiz en önemli şey, en önemli şeylerin okullarda öğrenilemeyeceği gerçeğidir"




Böyle işte blog.
Hepimize iyi haftalar. :)

Yorumlar

  1. Ben Murakami'nin kitabını çok severek okumuştum. Hayatını açtığı tek kitap sanırım. O çok merak ettiğim hayatın ucundan seyirci olmak nefisti. Bir de kararlılığına, azmine ve disiplinine hayran oluyor insan. Başarılı insanlar sanırım böyle oluyorlar. Zaten sabahın köründe kalkabilen insanlara hep imrenerek bakarım. Ben de güya erken kalkıyorum ama sürünerek :)
    Temizliği bitirdiğine göre iyileşmişsin.
    O zaman balkon keyfine az kaldı :)
    Öpüyorum canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özlem'cim erken kalkan bide üstüne üstlük enerjik olan insanlara bende tek kelime hayranım.
      Evet şu aralar benim farklı sebeplerim var erken kalkamamamın yada kalksamda kızla beraber kalkıyoruz ;)Seneye daha rahat olacak benim için diye düşünüyorum, zaman ne gösterecek görücem..
      Bu yazarın en büyük hayranlarındanım bende, sanki yazarken umursamazcasına yazıyormuş gibi hissediyorum ki öyle değil diye düşünüyorum en azından bu kitabında ve intihar edişinden dolayı...
      Bir de Yukio Mişima hayranıyım. Hiç okudun mu bu yazarın kitaplarını? Tavsiye ederim.
      Öpüyorum canım iyi çalışmalar.

      Sil
  2. Çok geçmiş olsun canım. Bu arada hatırlatmak istemem ama bahar geliyor :)Bizim alerji coşacak yine.Şimdiden gözlerimde mini minnacık kaşıntı var:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım.
      Ay evet birde o var değil mi? Bakalım geçen seneki durumdan farklı olacak mı? Geçen sene ilaç kullanmadan yaklaşık bir ay dayandım belki vücudum bir güzellik yaparda direnç kazanmış olur ve bende alerjiyi daha hafif atlatırım. :)
      Sevgiler, iyi çalışmalar Gamze'cim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi