The Girl On The Train, Trendeki Kız, Kütüphaneci filmi derken...

Yarın anneler günü. Her ne kadar ben "anneler, babalar ve sevgililer gününü" kutlamasam da yakında benim için de kaçınılmaz bir son olacak sanırım. :))
Olsun be , olsunda kızımdan olsun dimi ama :)) desemde  büyüdüğünde ona da anlatırım böyle günleri pek kutlamadığımı.... Beni anlayacağını umuyorum.

 Trendeki Kız/ Paula Hawkins kitabı bir solukta bitti. Başlar da sıkılır gibi oldum çünkü çok sıradan gelmişti. Ama konusu ilerledikçe sanki yanı başımda geçiyordu olaylar. Sanırım yazarın ilk kitabı olmasına ve çok satmasının sebebi bu. Hep derim kitap için anlatım dili önemlidir. Sizi peşinden sayfalara sürüklemelidir...
İşte bu kitap da öyle.
Hani edebi bir anlatım, konu beklemeyin.
Okurken kendim geldi aklıma. Gerçi trenle seyahat etmeyi sevenler bilirler; camdan bakarken ister istemez tren istasyonuna yakın evlerin pencerelerine bakmadan geçmezsiniz. Tabi eğer kitp okumuyorsanız yada yanınızda ki ile sohbet etmiyorsanız.
Uzun zamandır terne binmiyorum çünkü SöğütlüÇeşme hattı kapandı. Bakalım Hasanpaşa Garı açılacak diye bir söylenti var. Çok özledim vallahi yahu... trenle yolculuk başka bir keyiftir bence...
Kitabın konusuna gelince de okurken Rachel'e çok acıdım yahu.... Ne zordor dedim içtikten sonrasını hatırlamamak... Ama sonlara doğru yazar sizi öyle bir şaşırtıyor ki.... Elbette katil kim, ne oldu gibi kısımları burdan yazmayacağım.. Cık cık ağzımdan laf alamazsınız :))
Diyeceğim o ki kitap ara kitap olarak gayet başarılı. Eğer uzun zamandır ağır kitaplar okuyorsanız, bir soluk almalık olarak iyi bir seçim olur....


Türkçe'ye Kütüphaneci olarak çevrilen bu filmi de Cuma günü kız uyuyunca; hadi dedim bu sefer kitap okumayayım da film kanallarından bir tanesinde film izleyeyim... Şansıma bu film de yeni başlamıştı. Hoşuma da gitti. Hem dinlendim hemde izlerken keyif aldım. 
Bİr zamanlar bende kütüphaneci olmak isterdim yada bir kitapçı da çalışmak... Belki bir gün olur dimi ama? ;)
Filmin konusuna gelince isminden de tahmin edeceğiniz gibi yerel bir kütüphane kapanır ve kütüphaneci olan bayanımız da kendini tatil turuna çıkartır. Tabi biraz takıntılıdır oyuncumuz; kendisine dokunulmasından hoşlanmaz, fazla konuşmaz ama sıkı bir okurdur... sonrasında gittiği yerde ki tur rehberi ile aşk yaşar... Tabi bunda tur rehberinin girişimciliği etkilidir ki adam da kadının duruşundan, gizeminden ve iyi bir okuyucu olmasından etkilenir ve oda kitap okumaya başlar... vs...
izleyin derim filmi...keyifliydi...


böyleyken böyle blog, yazıı yazdım, diğer blogları okudum, yorumlarımı yaptım. Şimdi sırada gece okuması var...
Şİmdiden keyifli pazarlar.... :)

Yorumlar

  1. Gülşah ben ilk defa trene geçen hafta bindim biliyor musun :)) 45 dakikalık çok keyifli bir yolculuk yaptım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaaa şaşırdım dersem umarım sana ayıp etmiş olmam Gamze'cim. :)
      Otobüse göre daha keyifli geliyor trenler bana.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi