Ve bu romanı ilk kitabı imiş Mine Söğüt'ün.
Bu kitap enteresandı. Bittikten sonra bir süre düşündüm..
Anladım ki çocukları ve onların hayatlarını, çalınan hayatlarını çok önemsiyor yazarımız...
Zaten bana göre hayatı da çok önemsiyor ki severim hayatını önemseyen insanları.
Bir kez geliyoruz bu dünyaya ve boşuna da gelmiyoruz bana göre...
& Konu olarak "cinperilere" karışmış Doktor Samimi'nin tezi üzerine bir kitap.
& Günlüğüne yazdıkları, çocukken yaşadıkları ve dokor olduktan sonra tezini kanıtlamak için , hastaneden anlaştığı arkadaşı ile kimsesiz olan beş hasta seçmesi ki bu hastalarında dosyasında cinlerle görüştüğü, tedavi edilemeyen ve arayanı soranı olmayan hastaları seçerek başlıyor işe..
& Sonrasında beş katlı bir binayı tutuyor ve gece yarısı hastalarını bu apartmanın her bir katına birini yerleştiriyor. Kendisi de en alt kata yerleşiyor.
Aslında kitabı okurken yer yer hatta sık sık düşündüğüm, çocukluk döneminin ne kadra önemli olduğu.
"çocuktur anlamaz, büyüyünce değişir, unutur gibi şeylerin biz çocukların üzerinde ki etkisini güzel anlatmış.
& Örneğin Dr. Samimi'nin küçüklüğü yalnız ve neredeyse kimsesiz geçmiş. Babası ölünce annesi başka biri ile evleniyor ve Amerika'ya yerleşiyor. Yılda bir kez oğlunu görmeye geliyor.
Çocuğunu görümcesine bırakıyor. Hala yalnız yaşıyor, hiç evlenmemiş ve yeğeninin sessizliğini boş veriyor. Sorunsuz çocuk olması neredeyse hoşuna gidiyor.
Ve yalnız geçen günlerin ardından hayal dünyasında kendine bir hayat kuruyor, sonrası cinler musallat oluyor yada öyle hissediyor.
Kuran-ı Kerim'den de ayet var kitapta yer yer başvuruyor da...
Sonuçta eğer çok isterseniz karşılaşmayı cinlerle, size geleceğini anlatıyor.
& Sonra diğer beş hastanın da geçmişini dosyalarından okuyor ve hepsi de sorunlu yaşamlarının ardından buna inanmışlar ve tedavisi olmayan hastalık olarak hastaneye yatırılmışlar.
Onlar üzerinde de deneyler yapıyor.
Sonrası Dr. Samimi cinlerin kendi bedenini ele geçirmemeleri için uyumamaya başlar, biraz da kafayı sıyırır aslında.
Ve ateşle yok olacaklarına inandığı için evi bir gece ateşe verir....
Kelimeleri ve cümleleri çok iyi yazarın.
Özellikle de psikolojik boyutunu anlatımı fena....
Arka Kapak;
Pürtelaş Sokağı'nda kediler bir gün canhıraş feryatlarla ortalığı
inlettiler. Pürtelaş Sokağı'ndaki Beş Sevim Apartmanı'nda tuhaf şeyler
oluyordu. Beş pencereli, beş odalı, beş acayip insanın oturduğu Beş
Sevim Apartmanı'nda perdelerin arkasında tuhaf şeyler olup bitiyordu.
Cinler âleminden gelenler, periler aleminden gelenler, cinperi âleminden
gelenler, orada beş garip hikâye yazdılar... yazdılar... yazdılar...
Pardon, altı hikâye yazdılar. Bir de Doktor Samimi ve onun günlüğü var.
Mine Söğüt ilk romanı Beş Sevim Apartmanı ile okuyanı cinperi âlemine
götürüyor, uzun bir masal dinletir gibi, anlatır gibi, gösterir gibi.
TADIMLIK;
Doktor Samimi'nin Günlüğü Cinin aslında ne olduğunu biliyorum. Bugüne
kadar bana gerçek yüzlerini göstermeyen, çocukluğumun sevimli
arkadaşları, sırdaşları, neşeleri olan cinler aslında öyle değiller...
Işıktan kaçmayı bıraktım. Onlarla yüzleşmeye karar verdim. Ve dün gece
apartmanı istila eden cinperi ordusunu gördüm. Onlar ateşten yaratılmış,
ışık hızında hareket edebilen, gaz gibi girdiği maddenin şeklini
alabilen tuhaf varlıklar. Erkeği cin, dişisi peri. İçlerinden biri
kulağımdan içeri girdi ve anlattı: Yedi yüz ile bin beş yüz yıl arasında
ömürleri var. Ölümleri yaklaştığında ihtiyarlıktan geriye, çocukluğa
doğru giderler. Kulağıma giren cinperi "Çakmağını yak ve ateşine bak"
dedi. Çakmağımı yaktım ve ateşe baktım; yanan ateşin altta kalan sarı
alevinde şeytanların, üstte yanan mavi ateşte cinlerin dans ettiğini
gördüm. Dün gece içlerinden biri gözlerimin önünde hızla öldü. Yaşlı
suratlı korkunç bakışlı bir cin saniyeler içinde, gözlerimin önünde
gençleşerek bebek oldu; sonra da ateşin içinde yok oldu. Ateş
parmaklarımı yaktı, ölen cin derimden içeri aktı. Yukarıdakilerden
hiçbiri cinleriyle benim kendi cinlerimle kurduğum ilişkiye benzer bir
şey yaşamamışlar. Onlar cinleriyle barışıklar. Hiçbiri benim yaptığımı
yapmamış. Hiçbiri cininin sözünden çıkmamış. Hiçbiri cininin ateşten
olduğunu ve dokunduğunu yaktığını bilmiyor. Hepsi cinlerini iyi sanıyor.
Onları bu rüyadan uyandırmak için henüz erken.
Bu kadını okuyun efenim......
Pişman olmayacağınız yazarlardan biri...
Ne zamandır aklımda, annemden alıp da okumaya başlayayım bu yazarı :)
YanıtlaSilOkuyun okuyun seveceksiniz az çok bloğunuzdan takipteyim sizi.
SilYorumunuzu bekliyorum :)
İçlerinde en sevdiğim olmuştu... Bugüne kadar hiçbir kitabında hayal kırıklığına uğratmadı beni
YanıtlaSilİyi bayramlar diliyorum canım şimdiden sana ve ailene ♥
Bende henüz hiç yanılmadım bu kadın için.
SilDiğerlerinde sıra.
Sağollasın bende çok öpüyorum ve size de iyi bayramlar canımcım. ♥