Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım ve Deli Fişek / José Mauro de Vasconcelos

Çok uzun zaman önce okumuştum Şeker Portakalı / José Mauro de Vasconcelos kitabını.
Zeze'ye ve ağacına dair aklımda kalan birkaç detay vardı ama o kadar. Sonra tekrar okumak istedim. Bu sefer üçleme olduğunu da öğrenmiş ve diğer kitaplarını da almıştım.

Şeker Portakalı en iç burkanı bana göre. Küçük Prens kitabından sonra açıp açıp ara ara okuyabileceğiniz türden bir anlatımı ve hikayesi var. Bazı kitapların derinliği vardır işte bu seri kitapta öyle. Baktığınız da konusu sade, bait gibi gelebilir ama o yaşadıklarını yazıya dökmesi, okurken bize hissetirdikleri gerçekten de çok başka... Boşuna değil hala en çok okunan kitaplardan olması....


+ Nen var Zeze?
- Hiç. Şarkı söylüyordum.
+ Şarkı mı söylüyordun?
- Evet.
+ Öyleyse ben sağır olmalıyım.
"İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim."
"Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur."


Yoksul bir ailede büyüyen, aksi bir baba... haylaz ve yaramaz denebilecek kadar hareketli ve aklına bin bir türlü şey gelen Zeze.
Ve tabi kendisine "şeytan" lakabı takılıyor ve her seferinde tokadı ve dayağı yiyor...
Yazar bu kitabını 12 günde yazmış... nasıl yani dedim kendi kendime. 
Kendi hayatından, yaşadıklarından yola çıkarak yazmış kitaplarını Vasconcelos. Kendisi de yoksul bir aile de büyümüş, okumak itememiş ve en büyük hayali gitmek, çok uzaklara gitmek ve keşfetmekmiş.
Kitaba ismini veren de; arka bahçelerinde bulunan ağaçlardan birinin de portakal ağacının olması ve bizim ufaklığa da bu ağacın düşmesi...
Sonrasında da ağaç ile arkadaş olması ve konuşması/ konuşturması ... Bir çocuğun hayal dünyasının sınırı yok gerçekten de... 



 Hemen devamı olan Güneşi Uyandıralım kitabına başladım.
Bu kitapta artık Zeze başka bir aileye evlatlık verilmiştir, okutsunlar ve daha iyi bir yaşam sürsün diye.
Tabi başka bir aile de yaşamın zorlukları, zorla piyano çalışmalar, yemek saatleri habire başına kakmaları bir çok şeyi... sevgi açlığı...
Bunları yazıyorum ama kitapta okurken acıtasyon yok, daha çok artık çocuklara bakış açınız değişiyor....
Bu seri de Zeze artık 15 yaşındadır, kiliseye gider, derslere girer ve sınıfın en başarılı öğrencilerindendir. 
Hayal dünyasında iç sesinde kendine iki tane arkadaş edinir ve onlarla dertleşir, sohbet eder... 
Yol gösterici gibidir adete....Zamanı gelince de bu konuşmalara son verir..
En yakın sırdaşı da öğretmenlerinden biri olan Peder'dir ve hayatına dair çok ışık tutar kendisine.

Ve son kitap. 
Zeze evlatlık verildiği aile ile arasında ki buzların eridiği bir dönemdir. Babası ile sohbetleri artar, daha bir sevecendir ve Zeze'de onları anlamaya başlar.
En büyük tutkusu yüzmek ve gitmektir, çok uzaklara gitmek ister. Aşık olur, ayrılır ve acıları yaşar.
Bir gün uzaklara giden bir gemiye biner ve hayata atılır....

Tabi kısa kısa detaylandırdım, kitap içindeki cümleler daha güzel. Eğer okumadıysanız mutlaka okuyun diyeceğim bir seri kitaptı benim için.


Yorumlar

  1. Şeker portakalını bende okumuştum :) çok güzel bir kitapdı.Diğerlerinede bakmaya çalışacagım teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim ve bir bakın derim güzel bir seri.
      İyi geceler, sevgiler.

      Sil
  2. Kitabı bu kadar kısa sürede yazdığını bilmiyordum.Güzel bir hatırlatma oldu bizim için :) Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende çok şaşırdım bu detayı okuduğumda... Nasıl yani? dediğimi sonrasında da yaşamın bize neler sunduğunun farkında olan biri dedim kendi kendime.
      İyi geceler. :) sevgiler.

      Sil
  3. Üçü de çok güzel :) Şeker Portakalı ayrı bir güzel tabii ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi? Şeker Portakalı sanıyorum çoğumuzun okul yıllarından okumamızdan dolayı yeri ayrı. :)
      İyi geceler.

      Sil
  4. bu 3 kitabı ortaokuldayken okumuştum, müthişlerdi. Tekrar okumak istiyorum aslında. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Naçizane okuyun derim Hilal Hn. Ben sadece Şeker Portakalını okumuş ve diğerlerini hiç bilmiyordum. Geç oldu ama iyi oldu :)
      Bende teşekkür ederim. Sevgiler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi