Cahillik.... cehalet....bu durumları kanıksamak...

Cahillik.... cehalet....bu durumları kanıksamak...

Cahillik.... cehalet....bu durumları kanıksamak... - 1 Akşam üzeri Alem Fm'i dinliyordum. Mansur El Sabah Show programında sunucu bir olay anlattı ve onun üzerinden yorumlar devam etti.
Anlattığı mesele bayağı bir cahilliğimiz gözler önüne seriyordu bana göre. Kocaeli'nde bir Emlakçı, çevresindekilere;
---- Ben Peygamber soyundan geliyorum. Eğer evinizi benden alırsanız, öbür dünyada da toprak sahibi yaparım sizi.... vs....
Ve hatırı sayılır bir rakam elde etmiş bu şekilde. Cumhuriyet altınları toplamış....
Be kardeşim hiç mi dinimizin kitabını, Kuran-ı Kerim'imizi Türkçe okumuyorsunuz. nasıl sinir oldum anlatamam. Ne kadar kolay kanıyorlar bu konulara. gerçi suç Diyanette. Bir vaaz verse, duvarlarınızdan indirin, Kutsal kitabımızı Türkçe okuyun, okuyun ki Yüce Yaradanımızın bizden nasıl bir kul olmamız istediğini bir öğrenin, öbür dünyadan bu dünyadaki maddiyatınızla hiç bir şey satın alamayacağımızı öğrenin desene.
Yanlış anlaşılmasın elbette işin ehli kişilerden dinimizi dinleyelim, bize öğretsinler, aktarsınlar ama körü körüne, cahilce inanmayalaım. Alın size kanıt; adamın biri çıkar en zayıf halkadan vurur. Oysaki Kuran-ı Kerim'in ilk emri OKU.... Ne zaman öğreneceğiz. O kadar kızıyorum ki okumayana, okuduğunu düşünmeyene, cahil insana. Ki ben kimseyi küçümsemem ama okuma-yazma bildiği halde, kendisi bilgi edinmeyen, okumayan sadece başkalarından duydukları ile idare eden kişilere  çoooooooooook kızıyorum ve konuşmak bile istemiyorum.
Oysa ki Rabbim ikra demiş, oku demiş....  Ah cehalet ah cahillik....... Hazıra konmada üstünüze yok. Üstüme demiyorum çünkü ben bir şey duyduğumda, araştırırım, karıştırırm, karşılatırırım, en önemlisi kendimde okurum dinimizin kitabını... sonrada birleştiririm.
Çok enteresan çevremde ki bazı kişiler Arapça okuyorlar Allah kabul etsin ama ben Arapça bilmiyorum ve kendi dilimden okumayı seviyorum. Bu kişilere sorduğumda; nasıl bir kul olmak gerekliymiş, Allah bizden neler bekliyor dediğimde; biz Türkçesini okumadık ki Arapça okumak sevap diyorlar. Oysaki sevap sadece anlamadığın ama okuyabildiğin dilden okumak değil ki... Sevap okuduğunu uygulamakta... Doğru yolda ilerlerken cahilce değilde ne yaptığını bilerek ilerlemekte. Türkçesini okuduktan sonra hayatımda bir çok değişiklikler oldu, daha huzurlu, daha farklı bakarak oldum yaşama, doğaya... Gerçi ibadeti sadece kapanmak, namaz kılmak, oruç tutmak. vs... ile karıştıranlar var ama neyse, oda ayrı bir konu.Bu ibadetlerin bizim Allah'a olan şükretmemiz için yaptığımızı, bizim birde çevremize, doğaya, bizim gibi olmayanlara ( hayvanlara, diğer canlılara) da saygı göstermemiz gerektiğini, kimseyi küçük görmemiz gerektiğini, yargılarken dönüpte kendimize de bakmamız gerektiğini de bilmeleri gerekir ama insanoğlu işte İŞİNE GELDİĞİ GİBİ  yaşıyor, duyuyor, davranıyor. İşimize gelince kader diyoruz, işimize gelmeyince de.... Eee herkes Tekamüle eremiyor tabi. Kendini bil sözünü herkez anlamıyor. Amacım asla ukalalık değil. Sadece dinlediklerim karşısında hırslanıyorum. Bu devirde her imkan var ama kullanan yok. İşte bunu aklım almıyorr...
Konu uzar, anlatacaklarım daha çok  ama......neyse...
Peygamber efendimiz bile ne demiş;bilmeyerek yapılan ibadettense bilerek yapılan ibadet daha hayırlıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi