Ne var ne yok blog. Beni soracak olursan içgüveysinden hallice diyebilirim. Sanırım bahar beni de vurdu. Uzun zamandır havalar kötü diye bide üstüne grip salgını var diye pek dışarı çıkamadık. Kızı hasta etmeyelim dimi ama....?
Böyle olunca tabi bünye devamlı dışarı çıkmaya alışık olunca sıkıldım tabi evde... Bizim kızı soracak olursan da yürümede ilerleme katettik, artık öyle hızlı ve sessiz ki yetişemiyorum. Hele açık kapı görmesin hop o oda da.. :)))) karıştırmak gerek ama dimi... fırt orda fırt burda :) bazı şeyleri öğretmeye çalışıyorum; örneğin altını değiştirdikten sonra bezini ona veriyorum ve birlikte atmaya gidiyoruz, ben kapıyı açıyorum Umay Hn. kendisi çöpe atıyor. Tabi bir mutlu bir mutlu. O mutlu ben mutlu.
Konu "çocuğun" olunca hiç bitmez anlatılacaklar blog. O yüzden fazla da sıkmadan diğer yaptıklarıma geçeyim.
Bu arada ayın birinde "Ayın 1'i Kilisesi"ne gidicez. Gidip görmek gerek dimi çok duydum bu kiliseyi. Sadece ayın birinde açılıyormuş. Gittikten sonra anlatırım bunu da...
Sonra kitap bitti, instagramdan takipleştiğimiz biri dedi ki; YAZGI filmini de tavsiye ederim, kitaptan uyarlama güzel bir çekim. Bende
dün gece izledim. Evet film Türk Yapımı olduğundan annenin ölümü ve yaşam biçimi biraz değiştirilmiş ama kitaba sadık kalmış birçok bölüm....
Şimdi yeni kitaba başladım. ...
Böyle işte blog. bugünlük böyle. Haydin iyi geceler iyi haftalar.
Ah ah... Çok sevdim aslında o karakteri ama kime verdiysem kitabı oku diye anlamadı sevmedi pek. Tepki vermemesine kızdılar tıpkı oradaki dünyanın insanları gibi. Hayattan kopukluğunu, hissizliğini, yabancılığını anlayamadılar. Camusun her kitabı topluma bir eleştiridir halbuki. Düşüş de çok iyidir okumadıysan. Bana da beklerim.
YanıtlaSilSelam. Düşüşü okumadım. Ama yazarın diğer kitaplarını da okumayı istiyorum.
YanıtlaSilSeve seve uğruyorum sayfana.
İyi pazarlar. ☺