Umay'lı günlerden bir gün...

Uzun zamandır Umay'lı ev hallerimizden  bahsetmiyorum. Ve biraz yazayım istiyorum. İlerde hem ona hem bana anı olarak kalır...
26. ayının içindesin artık annem.. Her şeyi ama herşeyi o kadar iyi anlıyorsun ki..
Özellikle duygularını ifade edişin çok iyi.
Şöyle bir baktığım da diğer annelerin dediği gibi gerçekten de belirli bir zamandan sonra günler çok hızlı ilerlemiş.
Çünkü sende ki davranışlar büyüdüğünün büyüme yolunda ilerlediğinin işareti.
O kadar çok şey öğrendim ki anne olunca.
Bir annenin evladını gözlemlemesi çok önemli. Çünkü çocuklar siz onu iyi dinler ve gözlemlerseniz sizi doğru yolda ilerletiyorlar.
En azından kendi çocuğumda bunu deneyimledim.
Örneğin; eğer siz kendi hayatınız farkında yaşıyorsanız inanın çocuğunuzun da hayatının farkında oluyorsunuz.
"bebektir, çocuktur ne anlar" demek yerine ona bir "birey" gibi davranırsanız, dışarı çıktığınız da sizi dinler.

En çok gözlemlediğim şeylerden biri bu oldu. Örneğin AVM lerde çok görüyorum, çocğuyla kibar konuşuyor önce bakıyor çocuk dinlemiyor başlıyor bağırmaya. "bak çocuğum beni dışarda bağırtma" gibi sözler düşünsenize çocuk için başkalarının bakması çok da önemli değil ki...
O zaman anladım işte evde siz eğer sağlıklı iletişim kurar, dinlerseniz dışarda da ufak tefek akslikler dışında bağırmak zorunda kalmazsınız diye düşünüyorum.
Elbet şunu kabul ediyorum; gerçekten de çok zor olan, uyumayan, ne yaparsanız yapın hareketli, laf dinlemeyen çocuklar da var.
Bizim şansımız, Umay iyi huylu bir çocuk... Genlerimiz sağolsun ;) ::)))))

Evet biz hiç mi sorun yaşamadık, herşey güllük gülüstanlık değildi elbet.
Yeri geldi sokakta elimiz bıraktı, ki hala önce tutuyor sonra koşmak istiyor. Yavaş yavaş sabırla anlattım, hala anlatıyorum. Bizim kaldırımdan gitmemiz gerektiğini, araba çıkıp bize çarpabilir diyorum.
Ve bakıyorum ki son zamanlar da elimi tutuyor ve bıraksa bile"kaldırıma çık annem " dediğimde hemen çıkıyor. Aslında düşünsenize çocuk da haklı koşmak, dokunmak, keşfetmek istiyor. Onu bu dürtüleri yüzünden kısıtlamamak gerek.. Bazen sabrtemek o kadar zor oluyor ki...


Yeri geldi 2 yaş sendorumunu bağırarak atlattı. Geçerdi karşıma çığlık atardı. Ama öyle böyle değil.
Bende karşısında dikilir hiçbir tepki vermezdim, bir süre sonra da yanından ayrılırdım. Bİraz mıkırdanır sonra susar yanıma gelirdi. Sımsıkı sarılırdım.
BAktım ben ona "neden bağırıyorsun, sus" gibi tepkiler vermeyince oda birkaç gün sonra bıraktı bağırmayı.


Sonrasında da herşeyi "anne men " yapıcam dönemi başladı. Onda da onun dökmeyeceği yada dökerse de sorun olmayacağı şeylerde bana yardım etmesine izin verdim. O da geçti...
Bazen suyunu yada elinde ki başka birşeyi dökebiliyor. Hemen yanıma gelip korkmuş bir şekilde " anne bak suyu döktüm" diyor, o zaman o ifadesini görünce çok üzülüyorum. Çünkü dökmesi kadar normal birşey yok ki... biz büyükler hiç mi dökmüyor, kırmıyoruz...
Böyle durumlar da da göz hizasına inip; annecim olabilir dökebilirsin. Lütfen üzülme bir daha kine dikkatli olursun. Tamam mı annem
tamam anne deyip hemen gülüüyor... :)

İŞte o zaman bende mutlu oluyorum, çünkü dökücek, kırıcak, anlamaya çalışıcak.
Bide bu aralar bez değiştirmek istememe gibi bir sorunumuz var. kakasını yaptıktan sonra "anne ben kaka yapamıyorum" diyor ve bez değiştirmemem için kırk takla atıyor.
Bende inatlaşmasın, inatlaşmayı öğrenmesin diye " tamam annecim, sen ne zaman istersen değiştirelim ama değiştirmezsek popon acıyabilir" diyorum. Bi bir iki dakka sonra aa Umay gel barbi  bebeğin altını silelim bezini değiştirelim derken kendi de istiyor.
Evet sabır istiyor, evet daha çok sabır istiyor çocuk büyütmek. Hele bu aşamalar daha bir sabır istiyor.
Benim kendimce avım; sonuçta aile olmayı, bebeğimiz olmasını biz istedik, kısmet oldu bebeğimiz oldu. Şikayet etmeye gerek yok. Bu bir süreç ve geçecek.
Diyerek kendime söylüyorum.
Çünkü anladım ki eğer bebeğiniz vars size destek olan, yardımcı olan biri daha mutlaka ama mutlaka  olmalı.


Ben çok bilirim ilk zamanlar daraldığımı, bunaldığımı, tüm gün evde olmanın dışarıya pat diye çıkamamamnın verdiği sıkıntıyı...
Eşimi kollardım izin günlerinde o bakardı ben biraz hava almaya çıkardım. Allah razı olsun hala da çok destektir bana bu konuda...

tabi bunlar yaşadığımız bir süreçti,
Artık zaman daha keyifli geçiyor Umay'la.
Bu ara en büyük hobisi suluboya ile resim yapmak.
Sabah Bismillah daha gözünü açıyor, yüzünü yıkıyoruz; anne ben suluboya yapıcam diyor.
Çizerken de anlatıyor; anne bak kedi yaptım, uçak yaptım, anne bak bu sen...
Yakında kişisel sergisini açarız Umay Hanımın. :))))

İŞte böyle blog, şimdilik aklıma gelen bunlar, gelmeyenlerin yada bazı anıların bende kalmasını istediğim kadar ile günler böyle geçiyor bizde....

Yorumlar

  1. Bir ressam kolay yetişmiyor Gülşahcım :) Sabah yüzünü yıkar yıkamaz işte görevine başlıyor :))Öpüyorum her ikinizi de. Bu arada bişi ayarlasak da ramazan sonrası görüşsek ne güzel olur.

    YanıtlaSil
  2. Değil mi Gamze'cim.. :))) Sergisine davetiye yollarım artık :)))
    ayyy ne güzel Gamze, ayarlayalım görüşelim bayramdan sonra.
    Öpüyorum iyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
  3. Kıyamam ona ben. Ne çabuk büyüdü. Okula başladığı zamanları da görelim Gulsah'çim. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi