Bir dönem çok severdim felsefe ve psikoloji kitaplarını. Sonra çok okuyunca ara vermiştim. Tabi bahsettiğim bu zamanlar 20'li yaşlarım. Bazı detayları hatırlamıyorum bazılarını ise net hatırlıyorum.
✨ Yine bir gün Kadıköy'e inince uğrak yerim olan YKY Yayınları'na uğradım.
Yeni çıkan bu kitabı gördüm sonra arka kapak yazısı kısacık bir cümle idi... Aldım.
✨ Okurken işaretlediğim çok cümle oldu.
✨ Özellikle felsefe ve ahlak, erdem bilimi sevenlerin daha çok seveceği kitaplardan.
#marcusaurelius 12 ciltlik Yunanca yazdığı bu eser ile ünlüymüş. Bu kitapta o ciltlerden derlenmiş.
✨ Özellikle cümlelerinde ahlaka, erdeme ve özümüze değinmiş. Her şeyin içimiz de ve doğa ile ilintili olduğunu anlatıyor. Teklikten değil Birlikten doğduğumuzu; elbette kötülüklerin de olacağını sakin biz içimizde ki iyiliği ve uyumu iyi beslersek düşsek bile kalkabileceğimizi, vicdan muhasebesinden, uyumdan ve içimizde ki güçten bahsediyor.
Ara ara açıp bazı cümleleri okuyabileceğim kitaplardan oldu benim için.
Tanıtım yazısı bir çok şeyi anlatıyor aslında.
Marcus Aurelius
YAPI KREDİ YAYINLARI
"Hemen hemen hiçbir şey insana yabancı değildir."
Yıldızların Örtüsü Yoktur, Marcus Aurelius’un Şadan Karadeniz tarafından Türkçeye çevrilen Düşünceler eserinden Filiz Özdem’in yayına hazırladığı bir “seçmeler” kitabı.
İS
121-180 yılları arasında yaşayan ve “filozof imparator” olarak anılan
Roma imparatoru Aurelius, devleti her şeyin üzerinde tutan Yunan
anlayışının yerine aklı, ahlakı ve hukuku koyarak yönetim anlayışında
kökten bir tavır farklılığı yaratmıştır. Aurelius’a göre Tanrı, öz,
yasa, hakikat tektir, ortak us tektir, bu nedenle de bütün insanlar
eşittir. Evrende her şey birbirine bağlıdır. Aurelius, İlkçağ filozofu
Herakleitos’un “her şey akar, değişir” sözünün etkisiyle, “Tek sözcükle,
bedenimize ait olan her şey akan bir ırmaktır, ruhumuza ait olan her
şey de salt düş ve yanılsamadır; yaşamımız yabancı bir ülkede savaş
zamanı ve yolculuktur, ölümden sonraki ünümüz ise unutuluştur. Bize
koruyacak ne kalıyor geriye? Tek, biricik şey, felsefe” diyerek zamanın
geçip gittiğine, insan ömrünün kısalığına ve gelgeçliğine sık sık vurgu
yapmıştır.
Ünler, namlar, sahip olunan her şey de gelip geçicidir; bu
sebeple insanın erdemli yaşaması, hayatını anlamlı kılan en önemli
ölçüttür. Bu yanıyla Aurelius’un genelgeçer, zamanlarüstü bir özü olan
düşünceleri yüzyıllar boyunca büyük ilgi görmüştür. Ne de olsa
vurguladığı, insanın kendisini tanıma sanatıdır. İnsanın olduğu ve olmak
istediği üzerine, felsefe ve doğal güdüler, teori ve pratik üzerine bir
bilgelik denemesidir. Madalyonun iki yüzüne birden bakma arzusudur.
Yıldızların
Örtüsü Yoktur, her kişinin kendisini seçerken, kurarken yaşadığı
gelgitlere tutulmuş bir aynadır da… Bir melankoli başyapıtıdır da aynı
zamanda.
“Başkalarının ruhunda olup bitenlerin ayrımına varamadığı
için mutsuz olan bir insana rastlamak zordur; ama kendi ruhunun
devinimlerinin ayrımına varmayan bir insanın mutsuz olması
kaçınılmazdır.”
Kaderinden kaçmayan bir imparatorun, onu cesaret ve güçlülükle takip etmesi, insan olma yolculuğu için önemli bir örnektir.
yıldızların örtüsü yoktur kitap tanıtımınız gayet başarılı ve ciddi anlamda okumak isteyenlere fikir vermektedir.Felsefi kitaplar benimde ilgimi çeker çoğu zaman ama halen insanlığın ön planda olduğu bir dünya ya tam manasıyla uşamadık gibi teşekkür ederiz tanıtımınız için.
YanıtlaSilMerhaba, rica ederim.
YanıtlaSilKitap kısa ve öz anlatıyor, felsefe seven biri olarak bunu da seversiniz o zaman.
Kapaktaki yazıyı görüp kitabı almamak mümkün değil gibi :)
YanıtlaSilİçeriği de bir harika :)
Silİsmi bile çok ilgi çekici, sayenizde keşfettim. Teşekkürler :)
YanıtlaSilRica ederim. İçi demek dopdolu Mor Düşler.
Silİyi geceler.