İç Dökesim Geldi...

 Canım hem yazmak istiyor hem istemiyor....

Bu deprem hepimiz gibi benide etkiledi.... Aklımda deli sorular...acaba binamız dayanıklı mı? Ya Umay'ın yanında ben yokken,  kızım depreme yakalanırsa? Ya da..........

Bir yanım tevvekül ediyor, bir yanım ise devamlı vesvesede..... Sevdiklerim aklımda,  ne yapabilirim /z diye düşünüyorum. Kızım ufak olmasa Akut'a falan uye olmak isterdim ama henuz onu bırakıp koşamazmışım gibi geliyor...belki o durum anında koşarım ama bilmiyorum.... Bilmemek de durduruyor beni....

İlk günler haberlere bakıyordum,  sonra bıraktım.... Sosyal medyadan takip etmeye başladım. İşin garibi buralarda da samimi paylasimlar kadar reklam kokan, sırf herkes paylaşıyor diye paylaşım yapanlar da çok.... Ve bunu yazarken aslında gerçekten onları eleştirmiyorum lakin onlar bizi eleştiriyor....  Bu sefer de içimdekini hem yazmak hem yazmamak geliyor....

Mesela birileri deprem dışında paylaşım yapanları ciddi eleştirmis...bu sefer de karşı taraf onları elestirmis... Sonra kendime sordum???

Hangisi doğru diye?

Sonra da "doğru kime, neye göre doğru?" dedim....

Mesela; kadın cinayetlerinde ya da tacizlerde, bende hem de deli gibi paylaşiyor, beddua ediyordum.... Sonra da sosyal medyadan nasil tepki almışım,  almışlar diye bakıyordum.... Sonra içimi dinlediğimde,  içime sinmedi...çünkü ben genel olarak beddua eden, lanet yagdiran biri değilim; kelimelerin gücüne inanırım ve o kelimelerin bir gün benim de hayatıma dokunacağını bilirim... Öfkemi,  kızgınlığımı baska şekilde dile getiririm.... 

Tabi burdan siğneye çektiğim anlaşılmasın... ( bazen duygularımı anlatmakta çok zorlanıyorum... Benle ilgili bu) hakkımı, hakkı olanı sonuna kadar aramak ister, takip ederim.

Lakin artık bana göre o kadar çok klavye aslanı var ki, kaldıramıyorum.... 

Ve ben depremle ilgili o an öfke dolu paylaşımlar yapmadım diye elestirilmek istemem.... Kimse benim içimde ne yaşadığımı bilemez.... Okuduğum kitabı yorumlayarak paylaştım diye, duyarsız olduğumu düşünmemeli.... 


Sonra fark ettim ki...aslında çoğunluk,  eger sosyal medyada paylaşımlarımız çoksa ona göre değerlendiriyor bizi....  

Not: eleştiri almış değilim ama bir sürü eleştiri yorumu okudum İg'de...

Bide üstüne Pandemi var..... Tekrar yayılması,  okulların açılması.... Okul toplantısında bile devamlı covid konuşmak.... Eve gelince hemen aklanıp paklanmak...ne zaman "maskesiz" dolaşıcaz"diye hem içimden hem sesli muhabbet etmek....!

Canım sıkkın olduğunda konuşmak yerine uyumayı tercih eden bir tipim.....

Uzun zamandır bu duygumu bile yaşayamıyorum... "Önüm arkam sobe diyorum" habire....

Çünkü hissettiğim,  yaşadığım sıkıntı,  duygu öyle uyuyayım geçsin değil...... Dik durmam gerek...evladım icin....

Böyle işte.....

İyi geceler....

Okuyan gozlerinize selam ederim. 🌺


Yorumlar

  1. Artık sosyal medyada böyle sosyal travmalara, şiddet olaylarına, felaketlere hatta iyi tarafı bayramlara seyranlara ne yazı yazanı okumak istiyorum ne paylaşım yapanı görmek. Birbirinin kopyası,yazmak için yazılan ,kendi kendini tatmin eden bir sürü yazı.Adeta bazen bir sosyal medya mahkemesi kuruluyor.Bilen bilmeyen yazıyor.Üstelik dediğingibi iki taraflı oluyor, öyle diyenler yok böyle diyenler.Bir de benim gibi yeter diyenler. Zor bir dönemden geçiyoruz, bende geçen gün düşündüm, tüm zamanımız endişelere gark olmuş halde, kendi hayatlarımızdaki ufak mutlulukları bile doya doya yaşayamıyor,hep bir şey olursa endişesini yanına not ediyoruz.Maşallah, inşallah,kısmetse demeden konuşamıyoruz.Umarım bu dönemler geçsin de çoluk çocuğumuz mutlu günler yaşasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah, Kocaman Amin🙏 Sevgili Mehtap Hn.
      Dediklerinize katılıyorum, mahkeme gibiler ve hep haklılar. Bunlar da gecip bitecek diyorum....

      Sil
  2. Aktif sosyal medya kullanıcısı olmadım sanırım. Herhangi güncel bir olayda her kafadan bir sesin çıktığı, konu hakkında en ufak bilgi sahibi olmaksızın fikirlerin beyan edildiği, tartışmayı bilmeyen fanatik cahillerin cirit attığı bilgi kirliliği ve hakaretlerin, küfürlerin uçuştuğu gereksiz bir ortam. Bazen merak edip okuyorum yazılanları. Ben de düşüncemi ifade etsem serseri birinin küfrüne maruz kalacağım endişesiyle tutuyorum kendimi. Üstelik sosyal ayrıştırıcı bir hale geldi bu sosyal ağlar. Toplum içinde nefreti büyütüyor.

    Deprem sonrası ben de kendimi toparlayamıyorum. Bir sürü masum cana mal olan bu hadisenin nedenleri, sorumluları, nelerin yapılıp nelerin yapılmaması gerektiği son derece açıkken siyasiler birbirlerini suçluyorlar. Tam bir Hacivat Karagöz oyunu bu. Sinirleniyorum. Ateşin düştüğü yerler dışında her şey unutulmaya başladı bile. Kimsenin hesap sormaya tedbir almaya niyeti yok. Bilim adamları yine o fay bu fayı kesiyor, şu levha şu Avrupa ana karasına şu kadar yaklaştı diye halkın hiç de anlamadığı demeçler verdiler üç beş gün, kürsülerine döndüler çoktan.

    Alında bir cinayet işlendi. Bir terör saldırısı bu. Devlet topluma katliam düzenliyor. Tetikçileri belli, siyasetçiler, devletin şeref yoksunu memurları... Onlar kendilerini çok iyi bilirler. Hesap sorsan biri diğerini suçlar. Onlar elini kolunu sallayarak gezdikçe bu kadar geri zekalı bir milletin ferdi olmaktan utanmaya devam edeceğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben İnstagram'ı seviyorum ve yorumlarına güvendiğim hesapların, kitap paylaşımlarını takip etmek hoşuma gidiyoe. Gitmeyen tarafında size katılıyorum.
      Bende o evleri yapanlarin nasil bir vicdana sahip olduğunu merak ediyorum.... İzlerken mesela vicdanlari sızlıyor mu?..v.b....

      Sil
  3. ay yaa bıktık ya pandemideeeeeen :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi