Ev halleri, The Serpent

 Selam..... 

Yazdım sildim, yazdım, sildim...sonra yazmadım...

Uzun bir aradan sonra geldim. Sanırım anlatacak bir şeyim kalmadığını düşündüğüm için yazmadım... Oysa ki severim anlatmayı, konuşmayı....

Tabi bunda malum vaka sayılarının artışının da etkisi büyük. yeni vaka sayısı artışı ile hepten kendimizi eve kapattık. Diğer bloktan arkadaşım vardı, o da bizim gibi hep evde olduğundan görüşüyorduk, kahve sohbet derken akşam oluyordu, çocuklarda oynuyordu. Lakin eşi otobüsle işe gittiğinden, vaka sayılarının artışı ile evde görüşmeye ara verdik. Hadi biz evde bir şekilde vakit geçiriyoruz ama her gün ben kızıma o da oğluna "neden bu ara görüşemediğimizi anlatıp" duruyoruz...

Bi markete gidiliyor evde, onda da Merter gidip geliyor 😬

Neyseki okulların kapanması ile kızçemiz 5 gün online eğitimde. Sabah kalk, öğleden sonra biraz ders sonrası oyun. Havalar güzelse balkonda takılıyoruz.

Geçen gün konuşurken bana dedi ki; anne bu ara sen her şeye çok sinirleniyorsun, kızıyorsun. Gerçekten de öyle, tahammülüm yok gibi... istiyorum ki evdekiler bana ilişmesin, ben kendim takılayım. Sonra Umay'a kısa ve öz, anlayacağı dilde anlatmaya çalıştım;

---------  Sanıyorum ki dedim devamlı evde olmak Umay biraz daralttı beni, senle alakası yok kızım dedim...

Tamam anne dedi... Sonra da kendime döndüm ve evet sinirliydim hep o hafta. Şimdi biraz daha sakinim ve Umay'a belli etmemeye çalışıyorum. 

 

Bir de devamlı kafamın için de eski mahallem dönüp duruyor, okul zamanlarım.... çocukluğum. Sonra bir silkeleniyorum, sanıyorum 7/ 24 evde olunca beynim devamlı bişeyler arıyor. Öyle düşünüyorum. Çünkü pandemi öncesi yoğun bir zamandan şimdi durağan bir zamana geçtik. İyi de geliyor, bazen de üzülüyorum...düşünüyorum "şimdi şu kişi napıyordur acaba? Neden koptuk acaba" falan filan diye diye fikirler uçuşuyor. Sonra da hayat işte böyel diyorum!

Yapı olarak karamsar ve depresif fazla kalamıyorum, hemen düşüncelerimi olumlu yöne çevirmeye başlıyorum.... hem iyi hem kötü....fazla kalırsam derinler de sanki psikolojim bozulacak gibi hissediyorum...

Bunların dışında evi süsledik;  23 Nisan için Umay kız şarkı söyledi, videoya çektik İg'de paylaştık. Kocam sağolsun, uğraşıyor ve ortay çok güzel bir paylaşım çıkıyor, hem de aynı zamanda bir anı. 

Arada da Umay kız tekne orucu tutuyor. Geçen gün artık tutmayacağım dedi, canı bieşyler yemek ve içmek istiyormuş😁

Bizde anlattık, zorunlu olmadığını, istediği zaman tekrar tutabileceğini. Sadece akşam yemeğinde bizimle birlikte ezanın okunmasını bekliyor, böylece nefsini de terbiye etmiş oluyor aslında , şuan henüz bunu bilmiyor olsa da zamanla anlayacaktır. Bu konular  hassas koular, ben de hassasım. Acil ve olası durumlar dışında, özellikle akşam yemeğinde sofra da hep beraber olmalıyız  düşüncesindeyim. O yüzden de önem veriyorum. Çünkü nasıl alışırsa öyle gider. Ve ailenin bütünlüğü için sofrada beraber olmak, beklemek, sohbet etmek hem keyifli hem önemli.

Bayadır aklımda olan bir şey vardı; Armağan Çağlayan'nın Youtoube kanalında ki programını izlemek.

Dün müsait olunca bir kaç bölüm izledim. Esra Dermancıoğlu'nun olduğu bölüm çok iyiydi. Belli kadın başka kafa da. Düşücelerinin çoğuna katıldım izlerken. İzlediyseniz bi bakın derim. Okan Bayülgen'e bir kaz daha hayran kaldım. Tabi bunda onun kafasına yakın düşüncelere sahip olmamda etkiliydi. :)

Burdan izleyebilirsiniz 

 

Bunun dışında bitirdiğim kitaplar oldu. Dizilerden de " The Serpent" i bitirdik. Ben de bittim yalnız....... "Acımasız katil Charles Sobhraj, 1970'lerde Güneydoğu Asya'da "Hippi Yolu"nu keşfe çıkan gezginleri kendine av olarak seçer. Sarsıcı olaylardan uyarlandı." diye yazıyor sitesinde..



Gerçek bir seri katilin hikayesi.... Dizi bitti,dediğim şey şu oldu; tamam hep kızım okusun, bol bol seyahat etsi idi.... o seyahatleri etmek istiyorsa. yanında beni de kabul edecek.... O neydi öyle ya.... böyle insanları aklım bir türlü almıyor, neden neden diyip duruyorum. Nasıl bir soğukkanlılık ile işliyorlar o cinayetleri...... 

Bir anım var, liseye başlıyorum. babam aldı karşısına başladı nasihatlere. Tabi o dönem "he he, anlat heyecanlı oluyor" modund, içimden derdim....

Yok efendim arkadaşlarla bir yerlere gidersek, sakın açık içecek içmemeliymişim, kapalı ve kendim almalıymışım vs.... ya nasıl da gülerdim içimden, nolcak biz liseli gençlerdik.

Vallahi de Billahi de şimdi ben o moddayım, o kafadayım. Biraz da Müge Anlı izlersem sanırım kızı evden çıkartmıycam😬😭


En çok da bugünler bittiğin de ruh hali olarak nasıl olacaz onu merak ediyorum....

Öyle işte, selamlar benden size :))🌺🌻



Yorumlar

  1. Evet evde kalmak hepimizi despresif hale getirdi ama bundan hemen çıkmak için komedi film veya tiyatro oyunları açıp havayı değiştirmek lazım. Ben kendi adıma öyle yapıyorum. Hele şimdilerde podcast yayınlarına giriştim, nasıl güzel bir şey, yaptığım bu şey beni inanılmaz mutlu ediyor.
    The serpent' i gördüm , birinci bölümü açtım 20 dakika izledim ve tamam dedim buna bakmıyorum. Gerilim, cinayet artık kaldırmıyor bünye. Ve evet işin çocuklarımız yönü var bir de, Allahım korusun saklasın onları :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin 🙏🏻
      Evet evet morali yüksek tutmak gerek bu süreçte. Arada depresif olsam da bir yerden sonra toparlaniyorum. Muzik açıp dans ediyoruz bizde. Ya da kuduruyoruz 😁
      Evet dizi biraz moral bozucu....
      Selamlar, sevgiler 🌸

      Sil
  2. Çocuklar büyüyor, kaygılar bitmiyor. İçerik değiştiyor sadece. Yine de aslolan yaşamak.
    Hayat bize verilmiş bir armağan. Bunları kendime ne çok tekrarlıyorum bilseniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın. Sanırım ebeveyn olunca kaygıda hayatımızın bir parçası oluyor Tülin Hn....
      Ama dediğiniz gibi asılan "Yaşamak" ve nefes aldığımız sürece kıymetini bilmek gerek.
      Selamlar, sevgiler 🌸

      Sil
  3. Ben Müge Anlı'yı hiç izlemiyorum. İnsanın psikolojisi bozuluyor :-)

    Sürekli evde olmak, dip dibe olmak hepimizin ruh halini olumsuz etkiledi. Bir yanım arkadaşlarımla sosyalleşmek istiyor, farklı insanlar görmek istiyorum. Bir taraftan da yalnız kalıp kafa dinlemek istiyorum ve maalesef ikisini de yapamıyorum :-(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bıraktım daha fazla kalbim kaldırmıyor Şule...bir yanım merak ediyor öbür yanım da sarpa sarıyor, ruh sağlığım için bıraktım....

      Sil
  4. AYYY ÇOK TATLIsın
    yazdıklarını okuyunca kendi gençliğime gittim
    "sen iyisin sana güveniyorum etraf kötü"
    sözleri büyüklerin
    azıcık rahat olmak iyi ama dilimizde dua Allah korusun Allah iyilerle karşılaştırsın
    yapacağımız tek şey de o sanki :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Sevgili Mavi Anne :)), kocaman amin... Hayatı yaşamak adına biraz da akışına bırakmak gerekiyor her ne kadar içim içimi yesede :)
      Iyi geceler

      Sil
  5. Mecburen kapalı olmak bunaltıcı insanı. Umarım artık vakalar azalır

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi