Günlük Haller, Ruhlar Evi Isabel Allende

 Bir pazar gününü daha evde geçirmenin, bol film izlemenin, kahve içmenin gününden bildiriyorum.

Kızçemiz cuma akşamından babanesinde kaldı ve açıkcası biraz iyi geldi...... hem ona hem bize. Bizde bolcana dizi,film izledik. Kitaplarıma yoğunlaştım. Çünkü ruhuma iyi geliyor.

Yalnız fark ettim ki yine yeniden... Umay bizi hareketli tutuyormuş. Hele bugün neredeyse günüm telefona bakmakla geçti ve kendime sinir oldum. Çünkü Umay olduğunda anca mesaj falan gelirse ya da arada bir bakınıyorum telefona....Sen çok yaşa Umay kız :))))


Bugün #thedig izledik. Dönem filmi idi, gerçek bir yaşam öyküsünden, kitaptan uyarlanmış. Bir bahçe, ömrünü kazı bulmaya adamıi bir adam, dul ve ölmek üzere olan kadının etrafında, durağan ama guzel bir filmdi. Özellikle  "angalakson dönemine ait kazıların" bulunduğu kısım güzeldi.

Anglosakson /özel ad
  1. 1.
    V. yüzyıl ortalarında Britanya adasını ele geçirerek oraya yerleşen Cermen soyundan oymaklara verilen ad.
  2. 2.
    anadili İngilizce olan kimse, İngiliz. 

    Yalnız filmi izlerken şöyle bir duygu ve düşünceye kapıldım. Tabi 1939'larda geçiyor film ve çoğunluğun araç olarak bisiklet kullandığı bir dönem.
    O kadar uzun zaman oldu k bisiklete binmeyeli. En son liseye mi ne gidiyordum, kız bisikleti dediğimiz, ortası yuvarlak bir bisikletim vardı. Sonra ne oldu hiç hatırlamıyorum.
    Evlendiğimiz ilk seneler de eşimle bisiklet alır bineriz diye konuşurduk ama neden bilmiyorum o da öyle kaldı... Tabi bizim buraların yokuş olması da etkili...oysa ki ne güzel olurdu bir çok yere bisiklet ile gitsek, hem spor hem doğaya bir faydamız olurdu. 
    Filmer de sahillere, yeşilliklere bisiklet ile giden sahneleri gördükçe imreniyorum ve hep aynı duygu geliyor içime oturuyor.....
     Bi de artık çok daraldım 7/24 evdeyiz.... biliyorum ki dikkat eden bir kısmımız var ve etmeyen bir kısım da var. ve vaka sayıları da gittikçe artıyor....... Allah sağlık çalışanlarının yardımcı olsun....
    Öyle zor bir döneme denk geldik ki....... 
    Aman neyse daha fazla yazıp daha fazla daralmayayım...............................................................
     
    Okuduğum güzel bir kitaptan bahsedeyim.... 
     
     


     
     
    Çok sevdiğim bir yazar Isabel Allende. Daha önce "Kaderin Kızı" ve "Yüreğimde ki Ülkem" kitaplarını okumuş ve bu kitabını da listeme almıştım. Mart ayında canım kızlarla okuma grubumuzun kitabı idi. Öyle yavaş, sindirerek okudum ki anlatamam. Hatta ilk defa bir kitabı belirtilen tarihe yetistiremedim okumasını. Çünkü aceleye getirip, okuyup geçmek istemedim...
     
     Tabi bunda biraz da o hani kitapta anlatılan, hislere, aktarılan duygulara ve anneden çocuğuna geçen duygusal durumlara inanıyor olmamda etkendi.
    Gerçekten de bir nevi hayatımızın bir döneminde büyüklerimizin iyi ya da kötü yaptıkları davranışların, aldıkları ahların ya da iyi dualarının ceremesini yaşıyor ya da çekiyoruz..... Kuşaktan kuşağa aktarılan bir enerji var. O yüzden de çocuklarımıza bırakacağımız bu enerjiyi doğru kullanmalıyız....
     Özellikle kadınların durumu, Clara ve eşinin yaşadıkları.... adamın davranışlarının sonucunun nasıl da ailesine yansıdığını okudukça..içim acıdı. Tabi öyle acıtasyon olarak düşünmeyin kitabı.
    Bir nevi de yazarın aile hayatından anılarla dolu imiş. Üçleme olarak geçiyor kitap, İnstgram'dan yazara mesaj attım sordum. Çünkü aslında net bir bilgi bulamadım bu konuda. 
    Şimdi sırada diğer kitapları var....
     
    Clara del Valle neden dokuz yıl konuşmadı ve öldüğü zaman nasıl oldu da annesinin kesik başıyla birlikte gömüldü? Şili'nin seçimle gelen ve askeri darbeyle yıkılan solcu Başkanının son saatleri nasıl geçti? Nobel ödüllü büyük Şair Pablo Neruda'nın cenaze töreni nasıl bir gösteriye dönüştü? Bunlar, Isabel Allende'nin bu ilk romanında yer alan ilginç olaylardan bazıları. Şilili yazar Isabel Allende, Latin Amerika edebiyatının şu son yirmi yıl içinde yarattığı en büyük romancılardan biri. Ruhlar Evi adlı bu romanında yazar, bir ailenin üç kuşağını, yetmiş yıllık bir süreç içinde, Gabriel Garcia Marquez'inkine yaklaşan bir ustalıkla anlatıyor. Romanda, yaşayan kişilerle geçmişin ruhları iç içe. Latin Amerika edebiyatlarında görülen `büyülü gerçeklik' bu romanda da tüm görkemiyle işleniyor. Sınırsız bir düş gücü ve anlatım ustalıkları, Isabel Allende'yi çağımızın en başarılı romancılarından biri yapmaya yetiyor.
     
    diyor arka sayfasında....
     
     
     

Yorumlar

  1. Ben de Damla’yı babaanneye gönderdiğimde aynısını yaşıyorum. Kendimi hep onun videolarını izlerken yakalıyorum. Neyse sen yine bayağı güzel işler çıkarmışsın😀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      7/24 evde olunca öğrendim desem Damla :))))

      Sil
  2. Çocuklar evin neşesi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlike Mehtap Hn. varlıkları boyle zor zamanlar da daha bir güç veriyormuş.
      Selamlar, sevgiler :)

      Sil
  3. Merhaba, bende şu an Kaderin Kızı'nı okuyorum ne güzel tesadüf etmişiz:)) Bu kitaplar üçleme değil galiba hiç ona göre bir emare yok kitaplarda. Sadece del Valle ailesi her iki kitapta da var ama Kaderin Kızı'nda şöyle bir isimleri geçiyor o kadar. Eğer yazarın cevabını burada yazarsanız bende öğrenmiş olurum. Bir söz var ''anaların talihi kızlarına çeyiz olur'' derler bir anlamda ailelerin yaptıklarının mirası, bazen doğru çıkıyor. Sağlıklı günler diliyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gül Hn. Kaderin Kızı'da Ruhlar Evi kadar güzeldi. Sevdiğim blog arkadaşlarımla eş kitaplar denk geldiğinde çok mutlu oluyorum. :)))
      YAzarım tabi, eğer yazar cevap yazarsa. Bence de değil ama okuyan bir çok kişi bu şekilde bağlamış kitapları.
      Kader, yaptıklarımızın bedeli vb. konular çok garip bi şey ya...Öyle bir enerjiki bizden olmasa illaki bir sonraki neslimizden çıkabiliyor.
      Size de sağlıklı günler, selamlar, sevgiler :))

      Sil
  4. Genç kızlığımda o kadar çok binerdim ki bisiklete... Hep sonradan sonradan binmek istedim ama olmadı. Unuttum mu acaba diye de korkmuyor değilim :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yaaaaaa, büyüdükçe çocuk olmayı unuttuk... ne hazin bazen kızıyporum kendime ama bir bakıyorum yine büyük halimdeyim.. :/
      Yok ya unutmamışsızdır bence. :))

      Sil
  5. Lise öncesi yaşlarda çocuğu olup da bütün gün sosyal medyada dolanan kimselere, o vakti nasıl olup da buluyor olmalarına gerçekten şaşıyorum. Fikrimi destekler şeyler yazmışsın sevgili Gülşah:) Umay kız çok yaşasın:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aminnnn evlatlarımız çok yaşasın :))
      Vallahi ben de öyle çok şaşıyorum, sonrada diyorum ki ya ben de o enerji yok ya bişeyi yanlış yapıyorum. Vardır bi bildikleri diye düşünmek istiyorum :/
      Selamlar sevgiler Sezer. :)

      Sil
  6. Gülşahcım Ruhlar Evi, Kaderin Kızı, Sararmış Bir Fotoğraf olarak biliyorum üçlemeyi. Üçü de çok sevdiğim kitaplar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşasın ortak sevilen kitaplar, yazarlar Serpil Abla :))
      Yalnız aslında kesin bir bilgi yok Serpil Abla. Hatta biraz bakındım her kitap ayrı sadece ortak yön yazarın ailesinden yola çıkması.
      Sevgiler. :)

      Sil
  7. Ruhlar Evi'ni birkaç blogda görmüş ve listeme eklemiştim. Bir alışverişimde alırsam okurum.

    Zeynep henüz küçük ama bazen annemlerde birkaç saat kalıyor. O saatler için onlarca farklı plan yapıyorum. Sonradan bakıyorum ki ya yatmışım ya da sosyal medyada, internette zaman geçirmişim :-( Sırf bu nedenle bile iyi ki çocuklarımız var :- )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alırsan , okursan seversin Şule. Öyle içine çeken bir anlatımı, konusu ve hikayesi var ki...
      Gerçekten de çocullar öyle, sağlıklı ömürler versin Rabbim.
      Hepimiz aynıyızzzzz :))))))

      Sil
  8. Ruhlar Evi kitabı ve filmi beni de çok etkilemiştir. Kitabı iki kez okudum.
    Ara sıra çocuksuz tatil tadında hafta sonu iyi geliyor değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmi izlemeyi çok istiyorum. Bazı kitaplar iki kez, üç kez okunası tadda oluyorlar.
      Hem de nasıl iyi geliyor anlatamam. O kadar özlemiş oluyorum o bir iki günlük yalnızlığımı. Sonrası uzun bir süre motıve olmuş oluyorum. O zaman sabrımda üst seviyede oluyor :)))

      Sil
  9. Dig'i sevmistim ben,gorsel acidan cok keyifliydi benim icin,donem sinemasini seviyorum.Ahhh bisiklet.Ben de oyle cok binerdim ki,simdi de yeniden edinsem mi ise bisikletle mi gitsem diye dusunuyorum ara ara ama yurumek daha kolay geliyor.Ozledigim seylerde birisi velhasil.Keyifli haftasonu olsun gelen:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim gibi sevenler için film çok güzeldi.
      Aslında Sibel senin orası için çok uygun bisiklet. Bizler için biraz daha zor, hele hele İstanbul şartlarında. Yüremeyi, bisiklete binmeyi çok özledim. Evimizin sokakları hep yokuş ve çok yoruyor beni. O yüzden yürümek biraz zor geliyor bazen :\
      Sağol canım, senin de haftasonun keyifle geçsin.
      Selamlar, sevgiler :))

      Sil
  10. Çocuklar evin neşesi oluyor gerçekten. Yazınız için çok teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de öyle, hem neşe hem de güç kuvvet veriyor çocuklar.
      Ben de teşekkür ederim 🍀 🎈 :)) selamlar.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amasya Gezisinden Kalanlar....

Nerde Kalmıştık?

Günlük, Sergi Gezisi