Covid'li Günlük....Kitaplar...
3.haftada bitergen, biraz daha gerginim.... Kızın yanında belli etmemeye çalışsam da bazen ufak tefek ifadelerim, sabırsızlığım, sesimin tonunun kalınlaşması kendini ele veriyor.....
Özellikle akşam haberleri ve gece tartışma programlarını dinlemeden edemiyorum.
Ve biliyorum şuan çoğunluğumuz böyleyiz.
Genelde arkadaşlarımızla, ailemizle görüntülü konuşuyoruz...
Tabi evde tüm etkinliklerimizi kullanıyoruz :) Hiç dışarı çıkmadan etkinlik yapmak da açıkcası biraz zorluyor. Her ne kadar "şimdi herkesin serbest zamanı" desekde eşimle... kızçe bir yerden sonra hop yanımda.
Tabi bir de mutfak kısmı var, aşçı oluyorum yakında size taze haber :)) benden...
bugün artık girmedim mutfağa, dünde eşim yaptı yemeği....
Bu aralar eve taktım, bahar temizliğine kalkıştım, dip köşe.... hoş şimdi yapıyorum bir kaç ay sonra hop dön başa.....
Tabi geceleri okuyorum genelde, gündüzleri de eşim kıza ders çalıştırırken ya da onlar spor yaparken okuyorum biraz.
Acaba diyordum bizim kız tek çocuk ondan mı kendi başına hiç bir şey yapmak istemiyor?... lakin çoğu arkadaşımın iki çocuğu var ve onlarla görüştüğümde alakası olmadığını söylüyorlar. Hatta devamlı evde olduklarından dolayı, kedi köpek gibiler ve çok az berber oynuyorlar sonra hop bize sarıyorlar diyorlar.
Birde sanıyorum biz zamane annelerin sorunu, devamlı çocukla ilgilenmek, aman yalnız kalmasın, kaliteli zaman geçireyim, etkinlik yaptırayım modu oluyor.
Bazen bana da oluyor ve eğer kendimle biraz daha fazla vakit geçirdiysem vicdanen üzülüyorum.... Sanki devamlı Umay'ın isteğini yapmalı, onunla oyun oynamalıyım gibi hissediyorum ve aslında çok az oyun oynuyorum. Genelde babası oynuyor. Çünkü ben oynayamıyorum. Daha çok kuduruyoruz, alt alta, üst üste... tabi en sevdiği şey kızın, nasıl kahkahalar atıyor anlatamam. O zaman benden mutlusu yok.
Geçen gün karşı sokakta 2 tur attık Umay ile.... biraz daha istedi ama korkudan eve soktum. Kimse yoktu sokakta oysa ki... çocukda haklı 15 gündür evdeydi. Öyle iyi geldi ki ana kız bize...
Öyle işte! Bildik durumlar.... Geçecek bugünler,Allah Yar ve Yardımcımız olsun ve biz insanlara akıl fikir versin......
Okuduğum kitaplara gelirsek....
Grup oalarak "Engin Geçtan/ Hayat" kitabını okuduk. Evet altını çizdiğim cümleler de oldu lakin çok sarmadı beni/izi....
Çok fazla tekrar vardı. Birde belirli yaşa gelince bazı konuları, bazı yaşanmışlıkları hayatımızda aşmış oluyoruz o yüzden bu kitaplar bize gelmiyor.... Yoksa haddime mi Engin Hoca'nın tecrübesini, anlattıklarını eleştirmek..
Ölçülen zamanın egemenliği, benliğimize mal ettiğimiz çalar saatlerden
ötürü ilk bakışta bize baş edilmez görünebilir. Ancak yaşantılarımıza
dikkatle bakıldığında, pek çok şeyi, saati ayarlamış olduğumuz zamanda
değil de 'eşref saati' geldiğinde gerçekleştirebildiğimizi görebiliriz.
Trafik ışığı kırmızıya dönüşmeden önce yetişebilmek için seferberlik
durumuna geçtiğinizde ya da asansörün gelmesini bekleyemeden merdivene
yöneldiğinizde kazandığınız saniyelerin neden sizden daha değerli olduğu
sorusunu hiç kendinize sordunuz mu?"
- Engin Geçtan-
(Arka Kapak) diyor.
- Engin Geçtan-
(Arka Kapak) diyor.
Kitabında da altını çizdiği cümlelerden, etkilendiği durumlardan örneklerle anlatıyor.
Bu kitap; Bir Kutu Kitap'ın aylık gönderisinden gelmişti.
Araştırma yazısı bir kitap. "Biri Bizi Gözetliyor/Uğur Dolgun"
Çok ama çok fazla tekrar vardı. Birde uzun zamandır bu bilgiler o kadar
çok tekrar edildi ki.... Bazı sayfaları atlayarak okudum.
Belki 20'li yaşlarda olsaydım, bu konularda bilgimde az olsaydı, daha bir merak ile okurdum diye düşünüyorum.
Belki 20'li yaşlarda olsaydım, bu konularda bilgimde az olsaydı, daha bir merak ile okurdum diye düşünüyorum.
Arka kapakta; Uydu takibi, beyin parmak izleri, yüz tanıma sistemleri, akıllı
telefonlarımızdaki casuslar, dijital fişlemeler, kameralarla donatılmış
şehirler, elektronik devlet uygulamaları... Dünyaya geldiğimiz andan
itibaren hakkımızdaki her şeyi kayıt altına alanlar bunu nasıl
başarıyorlar? Hangi yöntemleri kullanıyorlar? Bundan çıkarları ne? Kim
bunlar? İşte bütün bu sorular elinizdeki kitapta yanıt buluyor. Gözetim
toplumu alanında yaptığı çalışmalarıyla tanınan Uğur Dolgun, izleme ve
izlenme paranoyasını derinlemesine analiz ediyor ve bizi
gözetleyenlerden nasıl korunacağımızın ipuçlarını veriyor.
"Biri Bizi Gözetliyor", dijital çağda yaşayan herkesin okuması gereken bir kitap. böyle diyor.
"Biri Bizi Gözetliyor", dijital çağda yaşayan herkesin okuması gereken bir kitap. böyle diyor.
Ama bence öyle değil.....
Veeee biliyorsunuzdur çok yazdım. Proust'un Kayıp Zamanın İzinde serisini okuyorum. 4. kitabındayım. Araya "Proust'un Paltosu/Lorenza Foschini," okudum.
Tabi çevirisini bence en iyi çevirmenlerden olan "Eren Yücesay Cendey" hanım yapmış.
Marcel Proust 1922 yılında Kayıp Zamanın İzinde'yi tamamlamasının
ardından hayata gözlerini yumduğunda arkasında düzenlenmesi gereken
düzinelerce defter, sayısız mektup, eskiz, müsvedde ve elbette kişisel
eşya bırakmıştı. Modern edebiyatın çehresini değiştiren bu büyük yazarın
hayatına dair ayrıntılar bugün bile yeni bulgularla araştırmacıları
şaşırtmaya devam ediyor.
Zengin bir Proust okurunun, Guérin'in, giderek edebi bir saplantıya dönüşen hikâyesi, yetmişli yılların başında Kayıp Zamanın İzinde romanını filme çekmeye niyetlenen ünlü yönetmen Visconti'nin kostümcüsüyle yapılan bir röportajyla başlar. Bir Proust hayranı olan Guérin, hastalanınca bir rastlantı sonucu Proust'un kardeşi Dr. Robert Proust tarafından tedavi edilir ve bu durumu benzersiz bir fırsat olarak görür. Düşünceleri, yazdıkları ve cinsel tercihleri yüzünden ailede istenmeyen kişi olan Proust'tan kalan ve hoyratça sağa sola dağıtılan eşyanın, kimisi büyük bir umursamazlıkla yakılmış nice mektup, müsvedde ve kitaptan geride kalanların peşine düşer, kâh para vererek, kâh tatlı dille ikna ederek. Bıkmadan sürdürdüğü bu çabaların sonunda hiç ummadığı bir ödüle kavuşur: Proust'un yaşamının büyük kısmında sırtında olan, yazdığı gecelerde yorgan görevi gören paltosuna.
Proust'un Paltosu, her biri Marcel Proust'un, yazdıklarının ve geride bıraktıklarının bekçisi olmuş bir dizi şaşırtıcı ve unutulmaz karakterle zenginleşmiş, yitirilen ve bulunan, sıradan nesneler ve sıradışı arzularla dokunmuş ilginç bir öykü, Proust hayranlarına hoş bir sürpriz. diyor arka kapağında.
Zengin bir Proust okurunun, Guérin'in, giderek edebi bir saplantıya dönüşen hikâyesi, yetmişli yılların başında Kayıp Zamanın İzinde romanını filme çekmeye niyetlenen ünlü yönetmen Visconti'nin kostümcüsüyle yapılan bir röportajyla başlar. Bir Proust hayranı olan Guérin, hastalanınca bir rastlantı sonucu Proust'un kardeşi Dr. Robert Proust tarafından tedavi edilir ve bu durumu benzersiz bir fırsat olarak görür. Düşünceleri, yazdıkları ve cinsel tercihleri yüzünden ailede istenmeyen kişi olan Proust'tan kalan ve hoyratça sağa sola dağıtılan eşyanın, kimisi büyük bir umursamazlıkla yakılmış nice mektup, müsvedde ve kitaptan geride kalanların peşine düşer, kâh para vererek, kâh tatlı dille ikna ederek. Bıkmadan sürdürdüğü bu çabaların sonunda hiç ummadığı bir ödüle kavuşur: Proust'un yaşamının büyük kısmında sırtında olan, yazdığı gecelerde yorgan görevi gören paltosuna.
Proust'un Paltosu, her biri Marcel Proust'un, yazdıklarının ve geride bıraktıklarının bekçisi olmuş bir dizi şaşırtıcı ve unutulmaz karakterle zenginleşmiş, yitirilen ve bulunan, sıradan nesneler ve sıradışı arzularla dokunmuş ilginç bir öykü, Proust hayranlarına hoş bir sürpriz. diyor arka kapağında.
Ve güzelde bir özet olmuş
Eğer Proust okuyacaksınız yanında mutlaka bunları da okuyun.
Böyle işte!
Zor bir dönemden geçiyoruz hep beraber bu dönemin zorlukları yanında belkide kazandıracagı güzel alışkanlıklar olacaktır gelecek dönemler açısından
YanıtlaSilİnşallah Emlak Haber. Evet kötü bir durum lakin dediğiniz gibi bir ders alacağız bundan da.
SilBizimki de benimle vakit geçirmesin diye dua ediyor Gülşah :)) İnternet ve oyunlarda vakit geçirmek konusunda çok ısrarcı... Zorla kaldırıyorum çoğunlukla...
YanıtlaSilSağlıklı günler diliyorum arkadaşım ♥
Sağol arkadaşım 🎈💜
SilÖnce biraz nefes almak istiyoruz sonrada yanımızda olsunlar dimi?😁 bazen bu durumu düşünüp devamlı kızlayım.
Gerilmemek mümkün değil. Biraz daha sabır. Çocuklar için de zor. İleride gülerek anlatacağız bu günleri. Sevgiler Gülşah.
YanıtlaSilSaol Sezer benden de kucak dolusu sevgiler 🎈
SilSanıyorum evde olduğumuz günler uzadıkça sabırda azalıyor......
Ve şimdiden günlüğüme yazıyorum. İleride anlatırken unuttuğum şeyler olursa anlatmak için. İyi akşamlar 😊
Bizde yürüyoruz eşimle çoğu zaman, açık havanın bir zararı yok hatta iyi diyorlar. Benim evimin bulunduğu yer yürümek için müsait karşıdan gelen birini görünce hemen kaldırım değiştiriyoruz. Herkes öyle yapıyor zaten ve kalabalık olmadığı için bu yengeç vari dolanarak yürümek mümkün oluyor. Gerçi bir izleyen varsa epeyce komik olduğu kesin:) Sağlıklı günler, keyifli okumalar:)
YanıtlaSilTeşekkürler size de keyifli okumalar, sağlıklı günler Gül Hn.🎈
SilEvet en güzeli aslında azar azar yürümek. Böyle giderse bende eşime dedim, bir gün arayla birimiz yürüyelim. Arada da kızı çıkartalım. Oksijen almak, yürümek az da olsa iyi gelir.
Selamlar, iyi akşamlar.
yorgunluğunu ve vicdan azabını çok iyi anlıyorum. her anne aynı hisleri paylaşıyordur eminim. onlardaki enerji eksik bizde, ondan hep bunlar :) yetişemiyoruz ki. bir de aynı şeyi defalarca yapmak istemeseler belki daha kolay olacak bizim için ama canları sağ olsun ya, kuzu onlar kuzu... sağlıklı olsunlar da biz bayıla bayıla(!) oynarız hep n'olcak? :)
YanıtlaSilDimi...😁 o bitmeyen enerjiden istiyorum bendeeeee Dilek.
SilGeçecek bu günler ve sokağa atıp kendimizi, enerji harcıyacağız. İyi ki varlar tabi. Umay sayesinde sıkıntılı bile olsam yüzüm bir yerden sonra gülüyor, oynamaya başlıyoruz. Ve hayatta ki anneliğimi hatırlatıyor bana... Kızını da senide öperim çok 😚
Valla ben imrenerek okudum hele ki okunan kitapları görünce. Bence çok iyi iş çıkarıyorsunuz ehle de evde bir minnak varken :) Henüz biz bile olan bitene anlam veremezken çocuklar da adapte olmakta zorlanıyorlar bence etrafımda olan tüm anne babalar çocuklar için evde kaliteli zaman üretmeye ya da onları en azından sakin kılmaya çalışıyorlar ki bu da başlı başına bir mesai :) Allah hepimizin yardımcısı olsun.
YanıtlaSilSevgiler
Kocaman amin 🙏🏻 Minik.
SilGerçekten de annelik başka bir güçmüş bunu böyle zamanlarda daha çok hissediyorum.
Kitaplar olmasa daha zor olurdu benim için bu günler. Kızçem uyuyunca direk soluğu kitap koltuğumda alıyorum
Selamlar sevgiler 🦋🌻😚
Gülşahcım bizde de durumlar aynı. Ben de tam 20 gündür burnumun ucunu dışarı uzatmadım. Kendimi mutfağa adamış durumdayım :)
YanıtlaSilBu olay boğaza, mideye yaradı. Habire yemel sonrası atıştırmalıklar arar olduk canımcım 😉😁😘
SilMilletçe zor günlerden geçiyoruz. Psikolojik sağlamlığı korumanın yolu -biraz da- TV izlemeyi azaltmaktan geçiyor. Resmi açıklamalar dışında haber takip etmeyi bıraktım.
YanıtlaSilGündüzleri bende/izde bıraktık Arif Bey. Yoksa devamlı izlemek de belirli bir günden sonra yorucu....
SilSelamlar.
Okuduğunuz kitaplar çok iyi. Bence çocuğunuzla olan vakitler nır daha gelmeyecek. Sanırım çok çocuk da olsa anne baba ilgisi bekliyorlar.
YanıtlaSilTeşekkürler 🦋
SilHaklısınız, zaman geçiyor ve çok hızlı büyüyorlar. Bu vakitleee değerli. İyi geceler :)
Kızınla ilgili yazdıkların tam benim düşüncelerimi yansıtıyor. Uzmanlar çocuk yalnız da kalmalı, canı da sıkılmalı. Böylece yaratıcı olur, diyorlar ama biz çocukla sürekli eğitsel bir şeyler yapmak zorundaymışız gibi hissediyoruz. Bu yüzden kendimize ayırabileceğimiz zaman çok azalıyor ve çocuk tek başına zaman geçirme becerisi kazanamıyor. Dengeyi iyi kurmak lazım.
YanıtlaSilVirüs hepimizi aşçı yapacak sonunda. Bu hafta ilk kez yaptığım iki yemek oldu, ikisini de severek yedik. Demek ki ben yemek yapabiliyormuşum dedim :-)
Sormayın Şule 😁
SilÇocuk konusunda yalnız olmadığımı bilmek iyi geliyor. Gerçekten de bazen ona haksızlık ediyormuşum gibi geliyor. Gelgitler yaşıyorum. Sonra kendi çocukluğum geliyor rahatlıyorum 😏
Selamlar, sevgiler.
Allah yardimcimiz olsun Gülşah'cim bu gunler de gececek insallah, eline sağlık cok güzel yazmissin... Cok operim
YanıtlaSilAmin Eren'cim. İnşallah geçecek. Bende çoook öperim :)
Silgüneşli günler bizi bekliyor
YanıtlaSilİnşallah.
SilSelamlar Blogunuzu Takipteyim Sizde blogumu takip edip son yazıma yorum yazarsanız çok ama çok mutlu olurum :)
YanıtlaSilMerhaba,
SilHoş geldiniz sayfama.Uğrayacağım sayfanıza.